Ülkemizde son dönemde yoğun bir şekilde “şeriat düzeni” özlemleri yükselmeye başladı. Durum özlemin de ötesinde, “Başkenti İstanbul olan bir şeriat devleti kurulmalıdır” söylemleri dile getiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM)’nin düzenlediği toplantıda Kuran hükümlerine dayalı ortak Anayasa fikrinden bahsetti. Ayrıca “Mehdi” beklediğini “Ortamın hazırlanması” gerektiğini söyledi.

Demokrasi ve şeriat birbirine karşı olgulardır. Avrupa’da demokratik ülkeler, Hıristiyan şeriatını devirerek demokrasiye geçtiler.

Türkiye’de ise Demokratik Devrim İslam Şeriatını tasfiye ederek gerçekleşti.

Cumhuriyet kurulalı beri, demokrasiyi içselleştiremeyen güçler, şeriat özlemi ile yanıp tutuştu. Ancak demokrasinin dindarla bir sorunu yoktur. Dinci ile sorunu vardır. Dini kullanarak siyasi özlemlerini gerçekleştirmek isteyen, dini siyasallaştırmak isteyenlerle sorunludur.

Demokrasi bir batı uygarlığıdır. Yaklaşık ikiyüz yıldır da insan haklarının ve uygarlığın geldiği son aşama olarak insanlık tarihinde yerini almıştır.

Batı “Şeriat isterük” diye yırtınanların bile bugün sıkışınca sığınak merkezidir.

Batı bu uygarlığa kolay gelmedi. Şeriat bir kilise öğretisidir. Aklını din adamlarına emanete bırak, hatta kökten bırak, İncil’in dediği dediktir. İncil hükmüdür. Tartışma götürmez. Devletin düzenini Allah kurmuştur. Kral da gücünü göklerden alır. Kral tanrının yeryüzündeki gölgesidir. Ne demokrasi, ne de insan hakkı arama. Şeriatta birey ve hakkı yoktur. Kulluk vardır. Biat vardır.

Demokrasi ve şeriat arasındaki asla uzlaşmaz çelişki, düşünce bazında, sınıflar arası çatışmada, partiler arası mücadelede sürüp gider. Bu uğraşın uygarlık, insan hakları çağdaşlık boyutunu demokrasi kazanmış, despotluk ve totaliterlik ise dinci şeriatın payına düşmüştür.

Türkiye’nin sorunu nedir?

57 Müslüman ülke içinde demokrasiye en yakın duran tek ülke Cumhuriyeti kuranların sayesinde TÜRKİYE’dir.

57 Müslüman ülke de müslümanlıkta birbiri ile anlaşamıyor o başka bir konu. Hiç biri diğerine benzemiyor.

Şeriat devleti ve anayasası isteyenler bir karşı devrim hareketi içindeler. Anayasanın ilk üç maddesini tanımıyorlar. Böylesi fetvaları dile getirenlere karşı bir soruşturma açıldığını duymuş değiliz. Yargı susturulmuş ve baskı altındadır.

Unutmayalım demokrasi dine ve inanca karşı değildir. Ülkemizde yüzbinleri bulan ibadethanelerde herkesin inancını özgürce yerine getirmesi bunun göstergesi.

Dinci şeriat demokrasiye karşıdır. Özgürlüğe karşıdır. İnsan haklarına karşıdır. Şeriatla yönetilen İslam ülkeleri buna örnektir.

Laiklik bu ülkenin harcıdır çimentosudur. Laiklik kalkarsa en büyük zararı dinci tarikatlar görecek, birbirine benzemeyen tarikatlar önce birbirine düşecek.

Türkiye tarihsel birikimi, kültürü, anayasasından aldığı güçle laikliği ebediyete kadar yaşatacak, Cumhuriyetle çağdaş uygarlığa attığı adımı tamamlayacaktır kuşkusuz. Demokrasi kazanacak.