Mevlana hazretleri; “Mana aleminin bir yolu olsaydı da kolaydan oraya gidilmesi mümkün olsaydı. İnanın ki, bu dünyada hiç kimse kalmadan Alemi Meleküta uçarlardı” diyor. Bugün insanların aya gitmek için çırpındıkları gibi.
İhtiyar çalgıcının mezarlıktaki acıklı halini, Halife Hz. Ömer R.A. hazretlerine rüyasında ilham ile haber vermesi ve çenginin yardımına koş diye ulu Allah’ın olayı Hz. Ömer’e malum etmesi.
Daha önceden ifade edildiği gibi, Halife-i Ruyi Zemin yeryüzünün Halifesi Hz. Ömer R.A. genellikle geceleri uyumaz. Emniyet ve asayişi temin için oğulları veya görevlileri ile Medine’de gece dolaşır, gündüzleri öğle vakti uyurdu.
Çenginin mezarlıkta anlatılan olayın geçtiği gece dolaşırken, kendine ağır bir uyku galebe çaldı ve bir köşeye sızdı, uyudu. Büyük bir mana alemine daldı. Ulu Allah Ömer’i uyutmuş, ona yaşlı çenginin halini haber vererek ona yardım etmesi için Hz. Ömer’i sebep kılmıştı.
Aslında Ulu Allah dünyadaki bilinen olayları belli sebeplere bağlamıştır. İsterse istediğini sebepsiz de yaratır anında. İnsanlara iradeyi cüziyye vermiş. Onların çalışmalarını ve işin sebebine sarılmalarını emretmiştir. Burada da ulu Allah çenginin durumunu rüyasında Hz. Ömer’e haber veriyor. “Sareyi kahitte 3 kere Allah dünya ve ahiret işlerinizde sebebine sarılın”, “feetbea sebaba” sonra yine sebebine sarılın “sümmeelbea sebeba” tekrar tekrar sebebine sarılın” buyuruyor ki, bu ise sebebe sarılmanın çok güçlü emredilen bir farz olduğunu ifade ediyor.
Hz. Ömer rüyasında bir nida, ses duyuyor. Güçlü bir ses. “Kalk ya Ömer, şu kadar altın al ve mezarlığa koş. Orada bir güzel kulum var. Ona benim imdadımı yetiştir” diyordu.
Mevlana hazretleri, Ulu Allah’ın Hz. Ömer’e ilhamen nidası öyle güçlü idi ki, bu nida, bu sesi eğer duymuş yani bu sese muhatap olsaydı, bütün binlerce ayrı dili kullananlar onu anlar, eşya tabiat, bütün insan, hayvan, ağaç, bitki, dağ-taş yani Mevlanın tabiri ile nebatad ve cematad da anlardı.
Eğer ilkbahar bu sesi duysaydı, ortalık sonbahar olur, bu sesin gücünden yemyeşil yapraklar sapsarı olur ve bir değneğe dönüverirdi. İsrafil’in kıyametin kopması için (1.sur, 1.üfleme) Sura üflemesi de böyle bir tesir edecek, koskoca dağlar, serap-toz bulutu halinde havada uçuşacaktır diyor Hz. Mevlana. Bu da yüce Allah’ın ol emri ile oluveren işlerdir. Rüyada ulu ses Hz. Ömer’e diyordu ki:
“Ey Umer Berceh Zi Beytülmal-ı nm
Heft Sad Dinar Ber-kef Nill Temim”
Yani; Ey Ömer, kalk. Beytül mali müsliminden (Devletin hazinesinden) yediyüz altını avucuna koy ve onu mezarlıkta ızdıraptan bizar kalmış uyumuş kalmış olan muhtar-seçilmiş güzide kulumuza şimdilik bunu al. Bitince yine gel, de, diyordu. Bu ilahi ses nedeni ile, bu sesin heybetiyle, şiddetiyle uyandı ve yerinden sıçradı ve bu emri yerine getirmek için harekete geçti. Para torbasına parayı koydu ve Baki mezarlığının yolunu tuttu. Mezarlığa vardı. Tahminin 300 hektarlık bir sahada kurulan mezarlığı defaatle dolaştı. Elinde sazı olan yatmış uyumuş olan ihtiyardan başka kimse yoktu. Herhalde Hz. Ömer mezarlıkta ihtiyardan daha başkasını bekliyor olmalı ki, tekrar mezarlığı dolaşmaya başladı. Fakat koskoca mezarlıkta çengi ihtiyardan başkası yoktu.
Ulu Allah ilhamı nidasında bizim saf, layık mesud bir kulum var, diyordu. Bu çengi çalgıcı nasıl olur da bu kadar ulu bir kişi olabilir diyordu ve mezarlığı tekrar tekrar dolaşıyordu. Anladı ki, bu ulu kişi bu çengi ihtiyar olsa gerek, dedi. Nice karanlıkları aydınlatan, nur saçan Allah dostları vardır deyip yerde uyuyan çenginin başına dikildi ve onun yanına koskoca halife diz çöküp oturdu. Aksırdı. Aksırığın sesine çengi uyandı ve Hz. Ömer’i huzurunda görünce şaşırdı. Kalkıp gitmeye kalkıştı ki, titriyordu. Benzi sararmış, yüzü solmuş, dünyadan vazgeçmiş, ahirete gitmiş, geri gelmiş gibi bitkin görünüyordu.
Hz. Ömer çengiye dedi ki, “Korkma. Ben sana Allah tarafından müjdeler getirdim. Allah imanlı kulunu günahkar da olsa yalnız bırakmaz. Allah senin halini, ahvalini, ahlakını o kadar medhetti ki, Ömer’i senin cemaline aşık kıldı. Korkma, kalkıp kaçma, kulağına ikbal ve saadet sırrı söyleyim. Allah sana selam ediyor, hatırını soruyor. Sonsuz gam ve kederle nasılsın. İşte sana (seninle irtibatı kesen vefasız insanlara karşı ulu Allah’ın ikramı) 700 altın. Bunlar bittiğinde yine gel dedi. (Bu sözler Mevlana hazretlerinin 2182, 2183, 2184... 2187. beyitlerini tercümesidir.)
SÜRECEK