Tarihin en büyük imparatorluklarından biri olan Hititlerin günlük yaşamları, beslenme alışkanlıkları, mutfak kültürlerini inceleyerek beslenme bilimi açısından yorumlamak amacıyla Okan Üniversitesi’nde “Hitit Mutfak Kültürü ve Hitit Yemekleri Sempozyumu” düzenlendi.
Okan Üniversitesi’nde yapılan “Hitit Mutfak Kültürü ve Hitit Yemekleri Sempozyumu”nda Hitit yemekleri pişirildi ve Hitit mutfak kültürü detaylı olarak anlatıldı. Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi ve Alacahöyük Kazı Heyeti Üyesi Yrd. Doç. Dr. Funda Şensoy “Hitit insanının temel besin maddesinin ekmek ve su olduğu, sayısız metinde belirtiliyor. Hititler 180’den fazla ekmek ya da unlu mamul ürün yapmaktaydılar” diye konuştu.
Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün organize ettiği etkinlikte Hitit Yemekleri Sunumu’nda beslenme öğretmeni ve yazar Asuman Albayrak’ın oluşturduğu mönüyü Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü ve Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün öğretim üyeleri ile öğrencileri birlikte hazırladı.
Arkeolojik bulgular ve devlet arşivindeki ritüel metinlerden elde edilen Hitit yemek kültürüyle ilgili bilgiler ışığında oluşturulan mönüde, bal ön plandaydı. Mönüde haşhallı ballı ekmek, bezelyeli ballı ekmek, yağlı börek, ballı kuzu eti, fermente buğday pilavı, kuru meyveli salata ve pekmezli tatlı yer aldı.
“Arkeolojiden Buluntular ve Hititolojiden Satır Araları ile Hititler” adlı ilk oturuma Alaca Höyük Arkeolojik Kazı Başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu ve Yrd. Doç. Dr. Meltem Alparslan katıldı.
Prof. Dr. Nurten Budak ve Yrd. Doç. Dr. İlkay Gök başkanlığında yapılan sempozyumun “Hitit Mutfak Kültürü ve Hitit Yemekleri” oturumunda konuşan Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi ve Alacahöyük Kazı Heyeti Üyesi Yrd. Doç. Dr. Funda Şensoy, Anadolu toprakları içinde yer alan Hitit İmparatorluğu beslenme kültürümüzün temelini oluşturduğunu belirtti.
“Hitit mutfak kültürünü Anadolu’nun bugün bile üretilen bazı yemeklerinin taşıyıcısı, aktarıcısı bazen de üreticisi olarak görmek gerekiyor. Hititlerin kendilerinden sonra bu topraklara gelen, yerleşip kalan ve göç eden kültürlere aktarımı ile pek çok yemeğin bugüne ulaştığını görüyoruz” diye konuşan Yrd. Doç. Dr. Şensoy Anadolu’da Neolitik Çağ’dan beri bilinen tahıl tarımı ve bunun sonucu olan tahıla dayalı beslenmenin Hititler için de geçerli olduğunu anlattı.
Yrd. Doç. Dr. Şensoy, Hitit mutfağını özelliklerini ise şöyle sıraladı: “Hitit insanının temel besin maddesinin ekmek ve su olduğu, sayısız metinlerden anlaşılmaktadır. Hitit metinlerine göre Hititler 180’den fazla ekmek ya da unlu mamul ürün yapmaktaydılar. Hititlerde yağın ve balın çok özel bir yeri vardı. Tanrı heykellerinin ağızlarına sürüldüğünde onların ağzından bal ve yağ akacağına inanılırdı. Hububat taneleri kızartılıp yeniyor, mısır gevreği gibi çorbalara konuluyor, ekmekler ocağın etrafına dizilerek kızartılıyor, yani bir nevi tost yapılıyor, buğday kavruluyor ve tıpkı patlamış mısır gibi yeniyordu. Kazılarda bulunan hayvan kemikleri ve çivi yazılı metinler kıyaslanarak günümüz Türkiye’sinde olduğu gibi en çok koyun ve sığır etinin tüketildiği anlaşılmıştır. Hititler hayvanların sütünden çokça yararlanıp süt ürünleri (peynir, tereyağı, içyağı ve lor) elde ediyorlardı. Hitit metinlerine göre şarabın yüksek tabakaya ait kişilerce içildiği, buna karşın halkın bira, su ve süt içtiği anlaşılıyor. Oldukça kırık olan bir tablette sulu sütten yapılmış “halantiya” bulamacı “kraliyet yemeği” olarak tanıtılmaktadır”



(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim