Meltem Danışman Çınar’ın sorusu üzerine, Ahlatcı Holding Genel Müdürü Kasım Kahraman’ın, Belediye’nin yayın organı Web TV’deki, Başkan Yardımcısı Turhan Candan tarafından hazırlanan “Şehir Sohbetleri” programında yaptığı açıklamanın, ÇORUM HABER’in 24 Mayıs 2021 tarihli sayısında “İhracatı İstanbul’dan yapma düşüncemiz var” başlığıyla verildiğini hatırlatan Mehmet Yolyapar, bu konudaki hazırlıkları kendisinin de yakından bildiğini ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ahmet Ahlatcı, tüm yatırımını Çorum’a yapmaya ve memleketinde istihdam sağlamaya özen gösteren, benim gibi gerçek bir Çorum milliyetçisi. Zekâsıyla, girişimci ruhuyla, doğru zamanda, doğru yerde, doğru yatırım yapma becerisiyle büyümüş, Türkiye’nin büyükleri arasına adını yazdırmış bir iş insanı. Gerek dostluğumuz, gerekse Çorum’umuza katkılarından dolayı, O’nun büyümesi bizi de gururlandırıyor. Ama, son zamanlarda memleketi Çorum’a karşı bir ‘gönül kırıklığı’ içinde olduğunu biliyorum.”
“İvedik OSB’de bir süre önce üretime açılan grafen seri üretim fabrikasını ve yüksek teknoloji içeren bir takım tesisleri Çorum OSB’de kurmak istediği, ama mevzuat hazretleri yüzünden bunu başaramadığı ve Çorum dışına çıkmaya yöneldiği sır değil. Altın Rafinerisi’ni İstanbul’a kurması halinde çok daha verimli olacağı açıkken, sırf Çorum sevgisiyle dünyanın sayılı rafinerilerinden birini Çorum’a kurduğu da herkes tarafından kolayca tahmin edilebilir. Çorum’un ilk 4 aydaki 1.4 milyar dolarlık ihracatıyla Türkiye 8’incisi olması da, tamamen Ahlatcı’nın eseri. Bu yıl belki de 2.5 - 3 milyar dolar rakamı yakalanabilecekti. Eğer Ahlatcı ihracatını İstanbul üzerinden yaparsa, Çorum’un ihracatı yıllık 200 milyon dolar düzeyine inecektir.”
Yolyapar, “Büyük Çorum” hedefine ilişkin hatırlatma üzerine de, “Ben sürekli yazıyorum; Çorum’un sanayileşme hamlesini sonuca ulaştırmaktan ve büyümekten başka çaresi yok. Sanayileşme duraksamaya uğrarsa, il nüfusu itibariyle zaten küçülmekte olan Çorum, kent olarak da küçülmeye başlayacak ve emekli kentine dönüşecektir. Üstelik Çorum’un emeklisi, Bodrum’un, Marmaris’in, Kuşadası ya da Çeşme’nin emeklisi gibi, sosyal hayata, kültür hayatına katılan orta veya üst gelir düzeyindeki emekli değildir, yoksulluk sınırı ile açlık sınırı arasında, zor geçinen emekli kitleleridir. Onun için, Çorum dinamizmini kaybetmemeli, sanayi, kültür-sanat, sağlık, eğitim, spor, turizm kenti hedeflerine doğru yürüyüşünü sürdürmelidir.” diye konuştu. 
Meltem Danışman Çınar’ın koronavirüs salgını konusundaki gelişmelerle ilgili sorusunu da yanıtlayan Mehmet Yolyapar, Türkiye’de olduğu gibi  Çorum’da da vaka sayısının azalması nedeniyle belirli bir rahatlama olduğunu, aşılamanın yoğunlaşmasıyla birkaç ay içinde daha iyi şartların oluşacağına inandığını söyledi. Yolyapar, “Pandemi yüzünden pek çok kesim büyük zararlara uğradı. Ama bunların içinde kahveciler ve restoran işletmecileri, beraberinde de müzisyenler ve sanatçılar başı çekiyor. Kahvehaneler açıldı, ama oyun izni verilmedikçe para kazanmaları, aylardır uğradıkları zararları kapatmaları mümkün değil. Restoranlara saat 21.00’e kadar izin verilmesi de yanlış. Bu saat bence 23.00’e çekilmeli. İnsanlar ailesiyle, dostlarıyla oturmuş yemek yiyor, virüs saat 21.00’den sonra mı gelip onları bulacak sanki!” ifadesini kullandı. 
Çorum’da intiharların artması konusundaki soruyu, “İntihar her dönemde olur, ne yazık ki bunalıma giren insan, gözü kararıp hayatına son verebilir. Ama son zamanlarda, ekonomik nedenlerle psikolojisi bozulanların arttığına, bu nedenle yuvaların yıkıldığına tanık olunuyor. Geçim sıkıntısı arttıkça, ayrılıklar da, kadına şiddet de, intiharlar da artıyor. Ekonominin hızla düze çıkarılmasına, işsizliğin ortadan kaldırılmasına ihtiyaç var” diye yanıtlayan Mehmet Yolyapar, Atatürk’e sataşanları “meczup” olarak nitelerken, “Ama ben biliyorum ki, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali, sosyal demokratı, demokratik sosyalisti ile bu halkın ezici bir çoğunluğu Atatürk çizgisinden ayrılmamıştır ve ayrılmayacaktır. Atatürk’ü anlamamakta ısrar eden bir avuç azınlık ise, tek kelimeyle nankördür” ifadesini kullandı. 
Meltem Danışman Çınar’ın, 3 Mayıs’ta “Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nün kutlandığını, ama Türkiye’nin basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 153. sırada olduğunu hatırlatması üzerine de Yolyapar şunları söyledi: “Türkiye’de bugün, kuvvetler ayrılığından bahsedilemeyeceği gibi, basın özgürlüğünden de bahsedilemez. Basının büyük bölümü, ne yazık ki ‘yandaş basın’ diye niteleniyor ve gerçek manada, özgürce gazetecilik görevini yerine getiremiyor. Basın, yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olarak nitelenirdi. Şimdi ilk üçü birleştiği için basın 2. kuvvet gibi oldu, ama o da adeta çeyrek kuvvet gibi. Baskı altında, güçsüz ve etkisiz…Oysa, güçlü, bağımsız ve özgür basın, siyasi iktidarların daima yararınadır. Halk adına denetim görevini yaparken doğruların da yol göstericisi olurlar.” 
(Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim