Bunca nimetlerin insanlara verilmesinin iki ana sebebi vardır:

1.Allah’ın varlığı, birliği, eşsiz ve denksizliği, sonsuz kudreine ve ulu Allah’ın gönderdiği, bildirdiği, adına amentü denilen esaslara şeksiz, şüphesiz, mutlak olarak hür irademiz ve inanmak, bu imanı korumak, bu imanla ahirete göçebilmektir.

Kalbinde hardal danesi kadar imanla ölen hiçbir mümin ebedi olarak cehennemde kalmayacaktır. Dünya kadar günahı olsa bile tek şart imanlı ölebilmektir. Eğer bir insanın imanı, inancı yoksa, dünya kadar iyiliği olsa onu cehnnem ateşinden asla koruyamayacaktır.

İlle de iman, iman, imandır. Bu hususta en önemli husus, sağlam bir inanışı korumak ve bu inanışla ölebilmektir. Bu da ancak adına ameli salih (güzel işler, ibadetler, hayır ve hasenatlar) dediğimiz eylemlerle korunabilir. İbadetsiz, ahlaksız, hak ve hukuk adil muamelesiz, haram, helal gözetmeden yaşamakla imanı korumak mümkün olmaz.

R.SAV.efendimiz “İman öyle bir ışık, bir nurdur ki, bütün rüzgarları üzerinde toplayan, koruması olmayan bir ışıktır. İbadetler hayır ve iyilikler, sadakalar, bölüşüm ve paylaşımlar yardımlar onu o fırtınadan sönmekten koruyan çerçevedir.” (Buhari Müslim)

Yüce Allah, Ankebut Suresinde; “(Kendisine bunca nimetler verilen) İnsanlar imanlarının gereğini yapmayıp sadece biz iman ettik demekle kurtulacaklarını mı sanıyorlar. Andolsun ki sizleri de eski kavimleri sınavdan geçirdiğimiz gibi imtihandan geçireceğiz. Elbette ki doğruları ve eğrileri ortaya çıkaracka, hiçkimsenin hakkını kimsede bırakmayacak, Allah ve kul haklarından sorguya çekeceğiz. Hiçkimse bizden kaçamayacaktır.” (Ankebut 2-8-4.)

NETİCESİ: Allah’a kul, Hz. Muhammed SAV.e gerçek ümmet olmaktır. Bir mümin, bu azimle, bu irade ile yaşarken düyanın sıkıntıları, engelleri, hastalık, yokluk, kıtlık vs gibi bela ve musibetleri nedeni ile beşeriyet-insanlık icabı hataya, günaha, harama, isyana düşerek vebal altına girmişsek en kısa zamanda hatalardan dönmek, günahlarımıza tevbe etmeliyiz. Çünkü Allah’ın affetmeyeceği günah yoktur. Ancak şirk, “Allah’a eş koşmayı Allah cc. asla affetmez.” (Nisa: 45)

“Hadisi şerifle; günahına tevbe edenler hiç günah işememiş gibidirler” buyurur Hz. Muhammed SAV. (Buhari Müslim, Tırmizi)

“Allah beni affetmez. Ben çok günahkarım, demek küfürdür. Allah’tan ümit kesmek inkardır.” (Zumer Suresi 53. Ayet)

*

İnsanların, müminlerin imanlarının zırhı, koruyucusu (ibadetler; namaz, oruç, hac, zekat, zikir, fikir, her türlü hayvan ve hayvanat) yapmaya zorlayan en etken olay mutlak ölümdür. Güneş nasıl aydınlıksa, ölüm de öyle gerçektir. İşte ölüm gerçeği müminleri amel etmeye münkirleri de iman etmeye zorlar ki, doğrusu da budur.

Ölüm asla yok olmak demek değildir. Nasıl ki bizler bu dünyada yokken varolmuşsak, ölümle, ahirete göçeceğiz. Ölüm, dünya ve ahiret arasında bir köprüdür. Mezar bizim kıyamete kadar duracağımız ikinci vatanımızdır. Esas vatanımız müminler için cennet, Allah korusun münkirler için cehennemdir. Mümin asla cehennemde kalmayacaktır.

(SÜRECEK)