Türkiye’de kadına yönelik şiddet olaylarına çok sık rastlandığına dikkat çeken AK Parti Osmancık İlçe Başkanı Hakkı Güngör, şiddetin hem bireysel, hem de toplumsal olarak ülkede büyük bir problem olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerde kadına yönelik şiddete daha az rastlandığına işaret eden Güngör, az gelişmiş ülkelerde bu oranın yüksek olduğuna vurgu yaptı. Kadınların toplumların gizli kahramanları olduğunun altını çizen Güngör, “Bu toplumu ayakta tutan gizli kahramanlar sizlersiniz. Kadına karşı yapılan şiddet hoş karşılanacak bir durum değildir. Maalesef biz bunları zaman zaman yaşıyor ve görüyoruz. Bunları sizlerin de bu tür programlarla dile getirerek inşallah azaltılması gerektiğini düşünüyorum. Sizlerin de artık bundan sonra bilinçli kadın, bilinçli toplum kadını olarak bunları ortadan kaldıracağınıza inanıyorum. Bizlere de büyük görevler düşüyor. Bizler de bunları toplum olarak önemsiyoruz. Kadının güçlü kılınması, sizlerin de bu alanda yer alması bizimde beklentilerimiz arasındadır. Bakıldığın da kadın hayata renk katan ve hayatın her alanında emeği geçen ve hak sahibi olanlardır” dedi. AK Parti Osmancık Kadın Kolları Başkanı FazileTökel ise, insana şiddetin dini boyutunu ele alarak, Allah’ın hikmet sahibi olduğunu, mahlukatı ve insanı yaratırken, kendi ilmiyle yarattığına değinerek, “Hiçbir insan yaratılan bu hüküm ve iradeye müdahale edemez, zaten etmeye de hakkı yoktur. Allah kadını ve erkeği yaratırken, erkeğe güç, kuvvet, cesaret ve teşebbüs, kadın ise şefkat, hassasiyet, vefa ve sadakatte daha da ileride yaratılmıştır. Gerek kadının, gerekse erkeğin birbirinden üstünlüğü ancak bu kabiliyetleri ölçüsündedir. Bu ölçülerle yüce yaradan bir elmanın iki yarısı gibi kadını ve erkeği aile çatısı altında birleştirip, aile saadetini temin etmiştir. Bu saadetin devamı artık kadına ve erkeğe aittir” diye konuştu. İslam’ın cinsler, ırklar, erkeğin üstünlüğünden, kişilerin üzerinden hareket etmediğini, kadın ve erkeğin üstünlüğünden bahsetmediğini ve hatta birbiriyle de yarıştırmadığını kaydeden Tökel, “Üstünlük ancak imanda olabilir. Allah inan ve takva sahiplerini yüceltir. Yani imani yönü kuvvetli olan Allah katında değerlidir. Yüce kitabımızda Allah “ey erkekler, ey kadınlar” hitabı yerine “ey iman edenler” diye hitap eder. İslam öncesi bir eşya gibi değeri olan kadın, İslam’ın gelmesiyle gerçek hak ettiği değeri kazandı. Günümüz şartlarında pekte iyi görünmüyor ama İnşallah bu değer farkında bir hayatla geçer” diye konuştu. Şiddetin hukuki boyutunu ele alarak katılımcıları bilgilendiren AK Parti İl Kadın Kolları Başkan yardımcısı Av. Semra Özdağ ise, kadına şiddetin sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunu olduğunun altını çizdi. Kadına yönelik şiddetin dünyada ve ülkemizde kentli köylü, eğitimli eğitimsiz, yoksul varlıklı, genç yaşlı, ev kadını, çalışan kadın dememeden herkesin ortak sorunu olduğunu anlatan Özdağ, “Sadece ev hanımları değil eğitim seviyesi yüksek kadınlar da şiddete maruz kalmaktadır. Ancak bu çok fazla dile getirilememektedir. Çünkü eğitim düzeyi yüksek kadınlar şiddete uğradığını dile getirmekten utanmaktadırlar. Aile içinde şiddet görüp bunu dile getiremeyip kabuğuna çekilen çok fazla insan vardır. Biz eğitimli eğitimsiz demeden, en ücra köşelere ulaşarak herkesin bu gördüğü şiddetler karşısında ne gibi yerlere başvuru yapabileceğini, şiddetin çeşitlerini sizlere aktarmaya çalışacağım” şeklinde konuştu. Osmancık Belediye Başkanı Hamza Karataş’ın eşi Hamide Karataş da, kadına şiddetle mücadelede aile olarak, kadın olarak kendilerine büyük görevler düştüğünü belirterek, “Toplumda, her yerde, karşılıklı olarak, kadın erkek, kadın kadına, çocuk çocuğa hepimiz önce karşılıklı olarak iletişimimizi düzgün hale getirmeliyiz diyorum” dedi. Şiddet mağduru Seda Çolak ise, şiddeti birebir yaşamış biri olarak derken kendisini bir mağdur olarak görmediğini ifade ederek, “Neden görmüyorum? Çünkü ben bunları yaşarken, sakın şu aklınıza gelmesin. Benim ailem, onun ailesi eğitimsiz, bizler eğitimsiz insanlar değiliz. O insan kötü bir aile içinden çıkan biri değildi. Gerçekten eğitim her şey demek değil. Maalesef bu böyle. Öncelik insanın vicdanı olmalı. Ben birey olarak şiddetin psikolojik boyutunu gördüm. Gördüğüm şiddeti kanıksamış durumdaydım ve gördüğüm şiddetin farkında bile değildim. Önemli olan, anne, babadan, kardeşten önce insan olabilmektir. Bundan öncesi de, bana göre en değerlisi tüm bunlara anahtar teşkil eden zincirin en kuvvetli noktasıdır, kul olabilmekten geçiyor” ifadelerini kullandı.