Bugünlerde Fransız-Ermeni aşkı yeniden canlandı! Sarkozy,
Ermenistan'da yaptığı konuşmada söz verdi; "Soykırımı İnkârı Suç Sayan
Yasa" yeniden gündeme getirildi.
Soykırım iddiası, Osmanlı imparatorluğunun dağılması sonucu
Türkiye Cumhuriyetine miras kalan bir sorun. 1915'den bugüne sürekli gündemde
kaldı. Türkiye siyasetinin önüne sürekli bir engel olarak konuldu.
Ve bugün Uluslararası siyasi alanda, Türkiye'yi zor duruma
düşüren bir aşamaya getirildi. Öyle ki, AB'ye girebilmekte bir önkoşul oldu.
Özellikle Batının Türkiye üzerine uyguladığı bir siyasal baskı haline
dönüştürüldü.
Peki, ne idi bu sorun?
Birinci dünya savaşı sürecinde 1915 yılında imparatorluk
yönetimince, Anadolu'daki Ermeni yurttaşlarının bir bölümüne "Tehcir"
uygulandı. Yani Anadolu topraklarının dışına (özellikle Suriye'ye) gönderildi.
İşte sorun, bu "Tehcir" sürecinde ölen Ermenilere bir
"Soykırım" uygulandığı söylemidir.
Oysaki büyük bir imparatorluğun tüm cephelerinde kanlı bir
savaş devam ederken, Anadolu'daki Ermeni başkaldırılarına olabilecek bir halk
desteğine önlem alınmasıydı.
Elbette bu tehcir sürecinde istenmeyen ölüm olayları da
olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda, örneğin İngiliz verilerine göre 600 bin,
TTK eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu'na göre 56 bindir. Sonuçta çok net kesin bir
sayı yoktur.
İşte bu sonuç Ermeni siyaseti tarafından bir
"Soykırım" olarak nitelenmiştir. Türkiye siyaseti ise bunun bir
"Soykırım" olmadığını, savaş döneminin şartlarında yaşanan acı bir
olay olduğunu ifade etmiştir.
Soykırım (Jenosit) bir etnik kimliğin, bir milletin topyekûn
yok edilmesidir. ABD'de Kızılderililere, Almanya'da Yahudilere yapılan uygulama
bir soykırımdır.
Oysaki savaş ortamında Türkler de, Ermeniler de kayıplar
vermiş büyük acılar yaşamıştır. Bu acılar bir ölçüde ortak yaşanmıştır.
Ortak yaşanmış bu acının yaralarını Türk ve Ermeni
siyasetçileri, Türk ve Ermeni tarihçileri birlikte sarmaları gerekirken ne
yazık ki uluslararası alana taşınmıştır.
Sonuçta Ermeni tezleri ve iddiası kabul görmüş, Türkiye
tezleri inandırıcı bulunmamış ve de kabul görmemiştir.
Bugün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 20 ülke Ermeni
iddialarını "Soykırım" olarak kabul etmiştir. Bunlar kabul ediliş
yıllarına göre şu devletlerdir:
Uruguay (1965), Kıbrıs Rum Kesimi (1982), Arjantin (1993),
Rusya (1995), Kanada (1996), Yunanistan (1996), Lübnan (1997), Belçika (1998),
İtalya (2000), Vatikan (2000), Fransa (2001) İsviçre (2003), Slovakya (2004),
Hollanda (2004), Polonya (2005), Almanya (2005), Venezüella (2005), Lituanya (2005),
Şili (2007), İsveç (2010).
Üstelik İsveç'in kabul ettiği yasada "Ermeni, Asurî,
Keldani, Süryani ve Pontus'ların soykırımı" da vurgulanmıştır.
Ayrıca, "BM Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların
Korunması Alt Komisyonu", "Avrupa Konseyi", "Avrupa Parlamentosu",
"Dünya Kiliseler Konseyi" gibi kuruluşlar tarafından da "Ermeni
Soykırımı" kabul edilmiştir.
Avrupa Parlamentosu'nun 15.11. 2000 tarihinde aldığı karar
aynen şöyledir: "Türkiye'nin Ermeni Soykırımı yaptığını kabul eder ve Türk
Hükümetinin bunu kabul etmesini ister, Türkiye'nin bu olguyu reddetmesinin
Avrupa Birliğine üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar..."
ABD'de kabul edilmesi her yıl ertelense bile 50 eyaletten
41'i soykırımı kabul etmiştir. Her yıl 24 Nisan'da ise "Soykırımı
Anma" törenleri yapılmaktadır.
Ve işin daha vahimi, 2003 verilerine göre 26 ülkede 143 adet
"Ermeni Soykırım Anıtı bulunmaktadır. Ülkelere göre dağılımı ise şöyledir:
Arjantin (4), Bulgaristan (2) Kanada (3), Ermenistan (28),
ABD (27), Fransa (35), İran (6), Suriye (6), Lübnan (5), Avusturya (2),
İngiltere (l), Belçika (l), Brezilya (2), Uruguay (2), Güney Kıbrıs (2),
Almanya(l), Yunanistan (2), Mısır (l), Şili (2), İsrail (l), Hollanda (l),
İtalya (2), Polonya (l), Ukrayna (3), İsviçre (l).
Üzücü olan durum, ilk "Ermeni Soykırım Anıtı"nın
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta dikilmiş olması; İran, Suriye ve Mısır'da da bu
anıtların bulunmasıdır.
İsviçre'de ise soykırımı inkâr edenler ayrıca
cezalandırılmakta, soykırımı inkâr suç kabul edilmektedir. Ve bugün Fransa'da
aynı konu yeniden gündeme gelmiştir.
Fransa 2001'de soykırımı kabul etmişti. 2006'da ise
"Soykırımı İnkârın Suç Sayılması Yasası" parlamentonun alt kanadı
tarafından kabul edilmiş ama Senato tarafından reddedilmişti. İşte bugün
yeniden gündeme gelmiş ve kabul edilme şansının yüksek olduğu
dillendirilmiştir.
Ve ne yazık ki Türkiye siyaseti, soykırım iddiaları
konusunda sınıfta kalmıştır. 74 milyonluk bir Türkiye'nin siyasetçileri,
diplomatları, elçilikleri, tarihçileri bu kadar mı yeteneksiz ki kimseyi ikna
edememiştir.
50 Eyaletinin 41'inde "soykırım" kabul edilmiş, 27
yerde "soykırım anıtı" dikilmiş ABD'nin devlet başkanının ağzına
bakılmıştır. Acaba soykırım diyecek mi diye.
Her seferinde ABD Başkanı "Soykırım" demeyip
"Büyük Felaket" deyince, bu yılı da kurtardık diye sevinen bir devlet
olunmuştur.
Yapılacak en doğru yöntem, bu konuyu Türkiye ile
Ermenistan'ın birlikte çözmesidir. İki ülke halkları arasında geliştirilen
düşmanlığa son verilmesidir.
Büyük bir tarihi geçmişi olan Türkiye, tarihinden güç
almalı, uluslar arası platforma taşınmış bu konuyu iki ülkenin arasına
çekmelidir. Sonuçta bu iki ülke komşudur. Geçmişte ortak bir tarih yaşamıştır.
Bunun için öncelikle hamaset bırakılmalıdır. Cesur adımlar
atılmalı, bölge barışına katkı sağlayan siyasi bir iklim oluşturulmalıdır.