Ama kızımız, fevkaladenin de fevkinde safdil bir hatun kişi olsa da; otur otur canı sıkılıyor. Kız sıkıldıkça, kızın sıkıntısı Fatik Efendiye yansıyor. Çünkü Fatik Efendi de çevresine karşı, ‘karısını eve hapseden koca izlenimi’ vermek istemiyor…

Sonunda her bir şeyi göze alıyor; “Çok uzaklara gitmemek koşuluyla, alışveriş için sokağa çıkabileceğini söylüyor…” karısına.

Genç kadın buna çok seviniyor ama sokakta tek başına ne yapsın; sinemaya da gidip gidemeyeceğini, soruyor Efendisine.

Fatik Efendi’yi alıyor bir düşünce; “git “demeye içi elvermiyor, “gitme” dese karısına baskı yapmış olacak, birlikte gitmeleri hiç mümkün değil. Sonun da şöyle diyor:

- Avet... Musade var... Velâkin avvalden ben gorecek o fılmi, bilahara sen...

Fatik Efendi, civar sinemalarda oynanan tüm filmleri tek tek izliyor ve sadece 'Hazreti Ömer’in Adaleti'  filmine gidebileceğini, söylüyor...

Necmiye sinemaya gidiyor...

Ama Fatik Efendi’nin de yüreği pırpır... Akşam eve bir dönüyor ki; oh, çok şükür Necmiye evde.

- Nacmiyaa?

- Efendim.

- Ne yaptin dışarida?

Necmiye yana yakıla anlatmaya başlıyor!

- Ah, sorma...

Nasıl sormasın, meraktan çatlıyor Arap.

- Ne oldu Nacmiyaaaa?

- Öyle bir şey geldi ki başıma, şaştım kaldım vallahi.

- Ne geldi başına Nacmiyaaaa?

Necmiye saf saf anlatıyor!

- Senin söylediğin sinemaya, senin söylediğim filme gitmek üzere çarşaflandım.

- Sok guzel.

- Çıktım sokağa

- Avet?

- Yolda giderken bir herif sokuldu yanıma?

- Bir harif?

- Evet bir herif... Ben gidiyorum, o da yanımda gidiyor. Ben gidiyorum o da gidiyor. Du bakalım, ne olacak, diye merak ettim.

Fatik Efendi çok bozuluyor ama belli etmemeye çalışarak o da saf rollerine bürünüyor.

- Allah allah.. Ban da sok merak ettim. Du bakali n'olcek?

- Ben gidiyorum, o gidiyor... Ben gidiyorum, o geliyor… Yapış yapış, böööle yanımda, dibimden hiç ayrılmıyor. “Dur bakalım n'olacak?” deyip, duruyorum kendi kendime…

- Fasuphanellah. .. Eeee… du bakali n'olcek?

- Bileti aldım, sinemaya girdim, ardımdan adam da girmez mi?

- Ve minelgaraip. . Eeee du bakali n'olcek? Sonra?

- Sonra ben oturdum. O da yanımdaki boş koltuğa oturmaz mı?

- Eeee hayret bi şey! Du bakali n'olcek?

- Işıklar söndü, film başladı.

- Eeee? Sona Nacmiyaa?

- O herif elini bacağıma atmaz m?

- Ne diyosun sen Nacmiyaa, velacaip... velacaip…

- Çarşafımın eteğinin altından elini sokmaz mı? Aaa! Şaştım kaldım... Ama “Du bakalım no’lcak?” dedim kendi kendime… Sonracıma o herif, oramı buramı karıştırmaya başladı. Doğrusu çok merak ettim. Sen olsan merak etmez misin? Edersin. Ben de ettim.

Fatik Efendi’nin gözlerinden ateşler saçılıyor ama karısı o denli saf ki, kızsa, yakışık almayacak, sövse olmayacak,  o da karısına uyup soruyor!

- Eeee Nacmiya, du bakali n'olcek?

- Sonra 'Hazreti Ömer in Adaleti' bitti. Lambalar yandı. Ben kalktım, o da kalkmaz mı?

- Harif da?

- Evet, herif de…

- Velacaip ve minelgarip.. . Du bakali n'olcek?

- Çıktım sinemadan, o da çıktı. Ben yürüyorum, o da yanımda yürüyor.

- Aman Nacmiya, vallahi sok merak ettim. Du bakali n'olecek?

- Ben de merak ediyorum, dur hele…  Ben köşeyi saptım.

- Harif da sapti mi?

- Saptı.

- Anlat sabuk Nacmiya, sok merakli.

- Bizim evin kapısından girdim, herif de girdi. Dur bakalim, n'olecak diye merak içindeyim.

Fatik Efendi ter içinde...

- Sonra?

-Çantamdan anahtarı çıkarıp, girdim içeri, o da girmez mi?

- Harif da yallah içerü ole mi?

- Yaa… aynen öyle valla…

- Du bakali n'olcek... Aman anlat sabuk Nacmiyaaaa...

- Eve gelince yatak odasına girip soyundum. O da soyunmaz mı?

- Ne diyorsun Nacmiyaa... Eeee du bakali n'olcek?

- Ben yatağa girdim. Olur şey değil, o da benimle yatağa girmez mi?

Fatik Efendi kızgın demirle dağlanmış gibi haykırır:

- Ayvaaaaah! Du bakali n'olcek?

- Ben de yatakta ne olacak diye merak ediyorum.

- Aman Nacmiyaa, vallahi meraktan satlatacaksın bani... Soyle sabuk, sona ne oldu Nacmiya?

- Hiic canim... Bir şey değilmiş, ben de boşu boşuna merak etmişim.

- Yok yahu... Peki, ne oldu Nacmiyaa? Ne yapti?

- Senin her gece yaptığını...

Beyninden vurulmuşa dönen Fatik Efendi ne yapsın şimdi?

Karısı o denli saf ki, başına kötü bir şeyin geldiğinden bile haberi yok... Dövse olmaz… Sövse olmaz… Kovsa olmaz…

Erkekliğe toz kondurmamak, yiğitliğe krem sürdürmemek için şöyle der:

- Amaaaaan Nacmiyaaaa… Ban da muhim bisey zannediyordum. ‘Du bakali n'olcek?’ diye diye  bi hal oldum. Bosuna merak etmisim. Hic mohim  bi şey deelmiş canııımmm…

*    *    *

Günümüzün en önemli felsefesi olan, “Du bakali no’lcek Felsefesi”nin kaynağı, bu öyküdür işte.

Şimdilerde kime ne anlatsanız, iktidarın nesini eleştirseniz; “Hele bi du bakalim, no’lcek  bi görelim?” diyorlar.

Yani?

Yani, bu kafa yapısındaki, bu ruh halindeki insanlara, yazsanız ne olur, anlatsanız ne olur!