19 MAYIS NASIL BAYRAM OLDU?

23 Nisan 1921'de, Cumhuriyet Bayramı 1925'te, 30 Ağustos Zafer Bayramı ise, ilk olarak 1923'te Afyon, Ankara ve İzmir'de kutlanır ama, 1935'te resmi bayram olarak kabul edilir.
19 Mayıs'ın bayram olmasının ise farklı bir öyküsü vardır.
Dörtte üçü emperyal işgale uğramış ülkenin insanlarının, kendiliğinden gelen direnişlerinin milli bir kuvvete dönüştürülmesi, Mustafa Kemal'in önderliğinde topyekün düzenli bir direnişin örgütlenmesi için başlangıç günüdür 1919 yılının 19 Mayıs'ı.
Sonuçta Anadolu direnişleri “Milli Kuvvetler” olarak örgütlendirilmiş ve emperyal işgal Anadolu'dan kovulmuştur.
İşte bir 19 Mayıs günü Atatürk ve çok yakın arkadaşları, Dolmabahçe'de söyleşmektedirler. Gazeteci Nuriye Akman'ın 13 Haziran 1995'te Sabah gazetesinde yayınlanan röportajına göre Atatürk'ün yanında bulunanlar Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan ve Nuri Conker'dir.
Atatürk sorar: ‘Bugün günlerden ne?’ Cevap: ‘Salı, Çarşamba ...’
Ayın kaçı? 19'u. Aylardan ne? Mayıs.
'Ne oldu bugün söyleyin bakalım' der.
-İzmir'in işgalinin 3. günü derler.
-Ankara mitingi derler.
-İsmet Paşa'nın Lozan'dan Gazi'ye çektiği telgraf,
- Haliç Konferansı derler.
-İngilizlerle Irak meselesinin konuşulması,
-Terakkiperver Fırka'sının kapatılması gibi cevaplar verilir.
Bir türlü Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı gün olarak hatırlanamaz.
Cevaplara sıkılan Atatürk sonunda, 'Bırakın yahu bunları' der. 'Öyle bir şeydir ki bu, ülkenin kurtuluşudur' der ama yine bulamazlar. Sonunda Şükrü Kaya hatırlar. 'Bu sizin İstanbul'dan ayrıldığınız gün mü?' deyince, 'yaklaştın' 'Samsun'a çıktığımız gün' der.
Sonra, 'Asıl yapacağımız bayram bu' der. Ve 1937’den itibaren 19 Mayıs, bayram olarak kutlanır.
"Bayramlar ve tatiller hakkındaki 2739 sayılı kanun"un ikinci maddesine 20 Haziran 1938 günü bir fıkra eklenerek 19 Mayıs, "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak ilan edilir.
12 Eylül 1980 Askeri yönetimi tarafından bayramın adı, 1981'de "Atatürk'ü Anma ve Spor Bayramı" olarak değiştirilir.
19 Mayıs Türkiye'de, Kıbrıs'ta bütün görkemiyle kutlanırken, Yunanistan'da "Pontus Rum Soykırımı"nı anma günü olarak ilan edilir.
Yunanistan'da yıllarca işlenen bu konu, 23 Şubat 1994 günü Yunanistan Parlamentosu tarafından kabul edilir.
2006 yılında ise, özellikle Selanik'te iki, "soykırım anıtı" açılır. Bunlardan biri Selanik merkezindeki Ayasofya Meydanı'nda, diğeri Selanik iline bağlı belediyelerden Eleftherio-Kordelio merkezi meydanında Aya Yorgi Kilise'sinin tam karşısına dikilir.
Bu soykırım ABD'de büyük kabul görür. Connecticut, Florida, Georgia, Güney Karolina, İllinois, New Jersey, New York, Ohio, Pensilvanya, Rhade İsland eyaletlerinin senatolarında hemen kabul edilir.
Güney Avustralya parlamentosu da "Pontus Rum Soykırımı"nı kabul eder. İsveç parlamentosu ise 2010 yılında konuyu daha da genişletir, "Ermeni, Pontus, Süryani, Keldani ve Asurî soykırımı" olarak kabul eder.
Emperyal işgale karşı verilen "Milli Mücadele"nin ilk başlangıcı olan bu gün, bütün yurtta görkemle kutlanırken, Yunanistan'da "Pontus Rum Soykırımı" günü olarak anılması, Türkiye için acı ve onur kırıcı bir olaydır.
Daha acısı, bazı ülkelerde ve ABD eyaletlerinde hemen kabul edilmesi, politik gücümüzün ve politik itibarımızın zayıf olduğunun görünmesidir.
Siyasetçilerimize düşen görev birbirlerine hakaret etmek yerine, böyle ulusal konularda bir güç birliği yapmalarıdır. Dışarıya karşı güçlü ve birlik içinde bir politik duruş göstermek olmalıdır.
Umarız 2011’in 19 Mayıs'ındaki heyecan, 12 Haziran seçimleri sonunda oluşacak siyasi ortamın dışarıya karşı daha güçlü, içeriye karşı daha demokratik olması ve sorunlarını çözmekte gerekli enerjiyi verir.