Son günlerin iki önemli konusu siyaseti yine gerdi. Bayram ziyaretleri bile bu gerginliği gideremedi Salı grup konuşmaları yetmiyormuş gibi iki sorun daha eklendi. Mahalli seçimlerin öne alınması ve 18 yaşa seçilme hakkının verilmesi.

Mahalli seçimlerin öne alınmasında önemli bir politik hesap yapıldığı kesin, iktidarın yerel seçimlerde kendi siyasal gücünü test etmek ve 2014 cumhurbaşkanlığı seçimine, buna göre bir hazırlık yapmak istediği belli.

Ancak politik hesaplar istendiği gibi yürümedi. Meclisteki oylama referanduma takıldı. Cumhurbaşkanının yasayı iade etmesiyle yeni hesaplar peşinde koşulur oldu.

Ve hiç hesapta-kitapta yokken (4+4+4) eğitim sisteminde olduğu gibi, birden 13 yaşa seçilme hakkı gündeme getiriliverdi.

Siyasette yeteri kadar tartışılmadan, değerlendirilmeden, "Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bile görüşülüp bir ortak sonuca varılmadan, iktidar partisine mensup 258 milletvekilinin imzasıyla meclise sunuluverdi.

Elbette meclisteki sayısal çoğunluğa güvenerek, partiler arasında yeterli bir mutabakat sağlanmasına gerek duyulmadan sunulan bu anayasa değişikliği, haklı olarak muhalefet tarafından kuşkuyla ve itirazla karşılanır oldu.

Yerel seçimlerin öne alınmasındaki gibi, 18 yaş olayında da iktidarın bazı siyasi hesapların peşinde olduğu akla gelir oldu.

***

Önce seçme ve seçilmenin tarihçesine bir bakalım:

Seçme yaşı ilk kez 1876'da Kanûn-ı Esâsî ile tanınmış ve 25 olmuştur. Bu durum 1923 yılına kadar devam etmiştir.

1924 anayasası ile 18 yaşını bitiren her Türk erkeğine seçme hakkı tanınmıştır. Bu hak kadınlara, ancakl934 yılında tanınabilmiştir.

1961 anayasasında ise seçme hakkı 21 yaşını bitirenlere tanınmış, 1982 anayasasında da aynen yer almıştır. Ancak 1987 yılında 20'ye çekilmiş ve 1995 yılında 18'e indirilmiştir.

Seçilme yaşı ise, 1876'da Kanûn-ı Esâsı ile 30 yaşını bitirenlere tanınmış ve bu hak 2006 yılına kadar devam etmiştir. 13 Ekim 2006'da seçilme yaşı 25'e indirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yaş sürekli 40 olarak kalmıştır.

*  *  *

Bu konuda TBMM Araştırma Merkezi, "Dünyada Parlamento Üyesi Seçiline Yaşı" adıyla 186 ülke üzerinde bir araştırma yapmıştır. Buna göre:

-Yansı Avrupa ülkeleri olmak üzere 45 ülkede seçilme yaşı 18'dir.

-İçinde Türkiye'nin ve ABD'nin de bulunduğu 56 ülkede seçilme yaşı 25'dir.

-59 ülkede seçilme yaşı 21,

-Doğu Timör ve Kuzey Kore olmak üzere iki ülkede seçilme yaşı 17'dir.

-Diğer ülkeler daha da farklıdır.

Özellikle Avrupa'yı ölçü alırsak, 47 Avrupa ülkesinden 24'ünde seçilme yaşı 18'dir. Bunlar: Almanya, Arnavutluk, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, Norveç... gibi.

10 Avrupa ülkesinde de seçilme yaşı 21'dir. Bunlar: İngiltere, Belçika, Bulgaristan, Polonya, İrlanda... gibi.

Yunanistan, İtalya ve Güney Kıbrıs'ta 25'tir.

***

Peki, Türkiye'de seçilme yaşının 18'e indirilmesi yanlış mıdır? Hayır. Elbette doğrudur ve çağdaştır. Ama bir koşulla... 18 Yaşın siyaset yapma hakkının önündeki tüm engellerin temizlenmesiyle...

Çünkü 18-25 yaş arasındaki gençliğin büyük çoğunluğu ya askerdir ya öğrencidir. Ama ülkede asker ve öğrenciye siyaset yapmak yasaktır. Oysaki seçilme hakkım kullanmak isteyen bir asker, bir öğrenci elbette siyaset yapmak zorundadır.

Ülke sorunlarını, eğitim sorununu, sağlık sorununu, işsizliği, düşünce özgürlüğünü konuşmak, tartışmak zorundadır, Kürt sorununu, Alevi sorununu, iç siyaseti, dış siyaseti, ekonomiyi yani tüm sorunları konuşmak, oyunu isteyeceği halka anlatmak, özet olarak siyaset yapmak zorundadır.

Oysaki ülkede, yıllarca gençliğe potansiyel suçlu gibi bakan bir siyasal ortam egemen olmuştur. Gençliğin demokratik tepkileri bile büyük bir şiddetle bastırılmıştır ve de bastırılmaktadır.

İşte, seçilme yasım 18'e indirmeyi düşünen siyasi irade bu bakışı değiştirebilirse; eğer gençliğe hayatın her alanında siyaset yapma özgürlüğünü tanıyabilirse, seçilme yaşının 18'e indirilmesi o zaman bir anlam kazanacaktır.

Aksi durumda iktidarın sepime yaşını 18'e indirme girişimi:

Bugün 18-25 yaş arasındaki 7 milyonu aşkın gencin duygularını, siyasi olarak istismar etmekten başka bir şey olmayacaktır.

Ve iktidarın 18 yaş konusundaki bu yaklaşımı siyasi bir şov, gençliğin duygularını kollanmak isteyen popülist bir yaklaşım olarak kalacaktır.