EDEBİYATÇILAR,
YAYINCI DOSTLAR,
BELEDİYE BAŞKANLARI
ŞAİR, YAZAR VE AYDIN KARDEŞLERİM
PARTİ, DERNEK, SENDİKA BAŞKANI VE ÜYESİ ARKADAŞLAR
Türkiye gibi büyük bir devletin, Türkiye gibi geçmişi derin ve uzun bir devletin, düşmanı boldur ve belâsı çoktur. Türk Milletinin 250 yıldır çektiği acıları burada dertlerimizi sıralayacak değilim.
Bir yanda KÜRT FAŞİSTLERİNİN, BİR YANDA SOYKIRIM SOYTARILARININ ELBİRLİĞİ İLE TÜRK DEVLETİNE VE TÜRK MİLLETİNE SALDIRILARI HADDİNİ AŞTI.
*
Tarihte hiç bir 24 Nisan’da bir tek Ermeni dahi ölmediği halde uydurma 24 Nisan anmaları ile bugünün Türk Halkını ve tarihimizi iftira ile lekelemek isteyenlere karşı lütfen mücadele edelim.
Zira deli gibi çalışan SOYKIRIM ŞARLATANLARI, bütün dünyaya her 24 Nisan’da Türk Milletinin atalarını cani olarak reklâm yapıyor. Bu yalan bile, bu çilekeş milletimize iğrenç bir lekedir. Türklere karşı mânevi soykırım ve mânevi linçtir. Çamur at izi kalsın taktiği yapan bu yalancılara kâfi derecede cevap verilemediği için maalesef meydan onlara kaldı. Utanmadan bizim vatanımızda Taksim’de 1915’ i kınama ve özür dileme yürüyüşleri bile yapılır hâle geldi. Çünkü bizden tepki yok. Bazılarının küfürlü tepkisi ters tepki yapıyor, haklılığımıza leke sürüyor. Yapacağımız tepki, bilimsel ve mantıklı olmalı.
Aslında nasıl çalışacağımızı onlar gösteriyor. Onlar gibi yapacağız. Onların çeyreği kadar çalışsak bu işi başarırız. Ama onların çeyreği kadar da çalışmıyoruz ki! …
*
GERÇEK ŞUDUR:
Daha öncesi var ama uzatmayalım; 1877’den itibaren Balkanlarda ve Kafkaslarda toprak kaybettik. Toprak kaybetmek demek oralarda yaşayan TÜRK ve MÜSLÜMAN halkın idaresini işgalci ülkeye bıraktık demektir. Yani Ruslara terk ettik. Ermeniler Ruslarla işbirliği yaparak bu işgallerde düşman tarafına geçti. 1914’te I. Dünya Savaşa başlayana kadar 36 sene Rusların işgal ettiği topraklarda Müslim tebaaya akla hayâle gelmez vahşetler yaptılar. 1914 de I.Dünya Harbi (Ki asıl adı HARB-İ UMUMÎ) patlak verince, resmen Rus, Fransız, İtalyan ve İngiliz ordusuna iltihak ettiler. Onları hala vatandaş olarak gören Osmanlı Devleti onları vatanı koruması için askere aldı. Zira Müslim tebaada yeterli asker olacak nüfus kalmamıştı. Ermeniler, vatanı korumaları gerekirken, işgalcilere karşı bizimle omuz omuza düşmanla savaşmak yerine eline verdiğimiz silahla firar edip düşman ordusuna katılmıştır.
1915 I.Dünya Savaşının en şiddetli zamanlarıdır. İtilaf Devletleri 460 gemi ile Çanakkale boğazına dayanmıştır. Diğer dokuz cephede savaşlar bütün şiddeti ile devam etmektedir. Hiç akılda yok iken 150.000- 200.000 Ermeni askerimiz (bizim askerimiz olması gereken Ermeni askerler) düşman safına geçmiştir. Böylece Doğu Anadolu’da Rus ordusu ile Osmanlı Ordusu arasında denge bir anda 400.000 asker miktarı olarak ALEYHİMİZE DÖNMÜŞTÜR. Bu iş bu kadar basit ve matematiksel değildir. Bu Ermeniler (asker olan ve çeteci olanlar hepsi dâhil) bu toprakların insanıdır. Araziyi iyi bilmektedir. Rus ve Fransız askerlerine araziyi tanıtmış ve rehberlik yapmıştır. Birçok yerde Osmanlı askerlerini pusuya düşürüp imha edilmesini sağlamışlardır.
Daha bitmedi, Osmanlı ordusundan firar eden Ermeni askerler silâhları ile ve çaldıkları silâh-araç gereçlerle Rus ordusuna katılmışlardır. Yani bizim silâhımızla bizi vurmuşlardır.
*
Zararları bu kadar mı?
Hayır. Ermeniler sadece araziyi bilen casuslar değillerdi. Askerden kaçanlar TÜRK ORDUSU HAKKINDA düşman ordusuna askerî bütün bilgileri de verdiler. Diğer askeri, sosyal ve psikolojik yönden Müslim halkta yarattıkları manevi çöküntüyü varın siz hesap edin.
Ey Türk Milleti! Sen ERMENİ İHANETLERİNİN RASYONEL ZARARINI bil yeter. Ermeni ihanetleri olmasaydı belki I. Dünya Savaşı bu derece aleyhimize sonuçlanmayabilirdi. Zira Ermeniler yurdun bütün illerinde isyan çıkardı. Askerleri ve polisleri (zabitan kuvvetini) oyaladı. Oyalamadı, öldürdü.
*
Bu tarihlerde her aileden en az iki oğul, bir dayı, bir amca cephede savaşta olduğu için silâhsız, mâsum ve savunmasız sivil Müslim Tebaa’ya karşı, Ermeni çeteciler türkü çağıra, çağıra imha hareketi –(SOYKIRIM)- yapabildiler. Müslüman halkın kendini koruma gücü yoktu. Devlet halktan beter, halk devletten beterdi. Devlet, dokuz cephede savaşmaktan, askerine aş, subayına maaş bile veremiyordu. Ortam, Ermenilerin her türlü ihaneti ve cinayeti işlemesine müsait idi. Üstelik başta Rusya olmak üzere bütün Avrupa ülkeleri, Ermenileri silah, para ile destekliyordu.
“SEN DE OSMANLIYI İÇERDEN VE ARKADAN VUR.
SİZE, DOĞUDA BİR DEVLET VAAT EDİYORUZ” diyorlardı.(-1-)
Ermeniler bir daha ele geçmez son derece müsait şartlarda soykırım yapmayacaktı da bir ayağı cephede kopmuş dedem ile nenem mi soykırım yapacaktı?
*
Evet, arkadaşlar, tarihin hakikat olan sayfaları böyledir. Irkçılığı kabaran Ermeniler, Devlet Kurma hırsı ile bin yıldır birlikte huzur içinde yaşadığı Müslim Tebaayı yok etmek amacı ile tam manâsıyla, ETNİK KIYIM VE KIRIM yapmıştır.
Yapmıştır çünkü; %10 nüfus ile bölgede hâkimiyet kurması mümkün değildi. Mümkün değildi ama Müslim halkı bu topraklardan kovarsa; imha ederse kurabilirdi. İŞTE ERMENİ DE BÖYLE YAPTI.
*
Savaş harici olarak, sivil Müslim tebaayı imha etti. Tam bir soykırım yaptı. Bu amaç doğrultusunda 36 sene (1878-1914 arası) Ruslarla işbirliği yaparak yaptığı soykırıma ek olarak 1914- 1922 arası sekiz sene resmen Türklerle (Osmanlı Devleti) ile savaş yaptı. Ermeniler öyle aciz ve zavallı olsalardı sekiz sene Türklere kök söktürebilirler miydi? ( -2-)
TEHCİR NİYE YAPILDI?
1914’den sonra Doğu Anadolu’da Ermeni çeteci ve eşkıyalar (-3-) çok büyük çapta katliam- mezalim ve soykırım yaptılar. İşgal kuvvetlerine katıldılar. Düşman ordusunun asker elbisesini giyerek resmen Türk ordusu ile savaş yaptılar. Düşman askerlerine (bu ülkeyi iyi tanıdıkları için) lojistik ve istihbarat desteği dâhil her türlü yardımı yaptılar. Zira bir kısmı orduda asker idi ve silâhı ile kaçarak düşman tarafına geçti. İçimizi dışımızı biliyordu. Bir kısmı direkt dağa çıktı, eşkıya oldu. Türk askerlerini pusuya düşürüp imha etti.
SÜRECEK
*
NOT:
(-1-) Hâlbuki dünyanın hiç birinde, %10 nüfusa sahip olan bir grup-( aşiret-cemiyet-) asla orada hâkim bir idare kuramaz.
(-2-)Doğu’nun Atatürk’ü, KÂZIM KARABEKİR PAŞA’YI minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Ne yazık ki bu değerli Paşamızı bile halkımız ve gençler tanımıyor.
(-3-) Devletine bağlı ihanete karışmamış Ermeni halkını tenzih ederiz.