Sanat, sanat içindir. Sanat evrenseldir. Sanatın, ırkı, dini, dili, siyaseti olmaz. Bu sözü, ömür boyu duydum. Buna inandım. Hep bunu savundum. Meğer yanılmışım.

Çünkü Avrupa bizi hep böyle kandırdı.  Ben fikrimi değiştirdim. Bir zamanlar bizim edebiyatçılarımız da bunu tartışmıştı. Bir kısmı sanat, sanat içindir diyor, bir kısmı da sanat, halk için diyordu.  Şimdi benim arz edeceğim, sanat halk içindir. Müzik, resim, şiir, hikâye, roman, filmler, tiyatro evet hepsi sanattır. Biz bu ülkenin insanları olarak her iki anlayışa da saygı duyduk.  Umumiyetle sanatı sanat için icra ettik.

Evet, arkadaşlar, sanat sanattır eyvallah. AMA SANATIN IRKI- DİNİ- DİLİ - SİYASETİ VE HAİNANE GAYESİ DE OLURMUŞ.  Bizi çok güzel uyutmuşlar.  Çok geç de olsa anladım ve inandım ki, SANATIN, IRKI- DİNİ- DİLİ, SİYASETİ VE GAYESİ VARDIR VE OLMALIDIR. 

Selahattin aydemir 2-2

Nereden çıktı şimdi bu anlayış diyeceksiniz.  Arz edeyim.

          1914 Birinci Dünya Harbi zamanında (bazıları Osmanlıyı savaşa Alman hayranı ENVER PAŞA soktu dese de)   HARBİ UMUMİ’nin asıl amacı “Hasta adam” Osmanlıyı tamamen ortadan kaldırarak ve paylaşmaktı. Paylaşılacak asıl pasta Osmanlı idi. Savaşa katılmama durumu yoktu. Hiçbir Avrupa ülkesi Osmanlıyı, müttefik olarak kabul etmedi. Çünkü Osmanlı çok geri kalmış idi ve hiçbir teknolojik üretimi, icadı ve silâhı yoktu. Bu sebeple Osmanlı ile ittifak eden sırtına bir kambur almış olurdu.  Asıl mevzuumuz bu değil.  Avrupa’nın hainliği ve hinliği. Şöyle ki:

        Amerika tarafsız idi ve Harbi umumiye katılmayacaktı. İngiltere’nin propaganda bürosu, , (Wellington House ) elli yazarı çağırdı. Çok acele Türkiye ve Almanya aleyhine aklınıza ne gelirse yazın dedi.  Tamamı hayâl ürünü bir kitap yazdılar.  Kitabın ağırlığı Türkler Ermenileri kesiyor idi.  Yazarın kalemine göre en adi zulüm işkence yapılmış gibi yazdılar. Bu kitabın adı MAVİ KİTAP. Derhal Amerika’ya yaydılar. Orada kitap olarak yayınladılar. Amerikan gazetelerinde tefrika ettiler. Böylece Amerikan halkını ve idarecilerini tahrik ettiler. Propaganda etkisini gösterdi. Amerika doğrudan harbe girmese de Osmanlı ordusu aleyhine VE Türkler aleyhine her şeyi destekledi. (Kaynak: Celâl ÜLGEN, Coşkun ONGUN, Ermeni İddiaları ve Tarihî gerçekler konulu panel notları, İstanbul Barosu Yayınları, 2009)

      2023 yılındayız. Halâ o kitap piyasada ve dünya bize düşman. Sadece bu kadar mı hayır.  Hıristiyan dünyası sanatı düşmanca hislere, ırkçı amaçlara da kullandılar. Birçok film çektiler. Avrupa’da ve Amerika’da birçok resim sergisi açtılar. Romanlar yazdılar. Hikâyeler yazdılar. Ağıtlar yaktılar. Heykeller diktiler. Dünya kamuoyunu kendi yanlarına çevirdiler. Zaten din açısından Türkleri sevmiyorlardı. Anlatılan hayali olayları aynen kabul etiler. Dünya kamuoyu, Ermenilerin Osmanlı içinde en iyi, en rahat, en zengin, en itibarlı elit tabaka olduğunu nereden bilecek.

Selahattin aydemir 3-1

Maalesef Türkler ve Türkiye 1808- 1828- 1877-78(93 Harbi)- 1890- 1900 ve 1917 ye kadar Ermenilerin yaptığı 167 isyan- ihanet- cinayet- işkence- kırım ve kıyımları hiç anmadık. 1973-1994 arası ASALA TERÖRÜ ile 21 sene yaptıkları alçakça suikastları unuttuk gitti. Cumhuriyetin ta başından 2000 yılına kadar hiçbir ders kitabında Ermeni vahşeti,  kırım ve kıyımları Türk çocuklarına öğretilmedi.  Öğretilmedi. Çünkü Rus ordusuna katılarak soykırım yapan Ermeniler, çeteler kurarak soykırım yapan Ermeniler 1917 de Bolşevik İsyanı yüzünden Rus ordusu geri çekilince, Rus Ordusu ile beraber kaçtılar. (250.000- 300.000) Güneyde Fransızlarla işbirliği yapan Ermeniler de İran- Irak ve Suriye’ye kaçtılar.(200.000-250.000) . Yâni ölmediler.  400.000 -450.000 Ermeni itedbiren ve  geçici olarak tehcir edildi. 150.000- 200.000 Ermeni hiçbir yere gitmedi.  Savaşlar bitince 80-100.000  Ermeni geri geldi. (-1-)

      Netice itibariyle Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayan 300.000 ERMENİ VATANDAŞIMIZ VARDI. Hiçbir suçları yoktu. Böyle bir ders, böyle bir anma günleri yapılsa Ermeni vatandaşlarımızın hali nice olurdu? Türkiye Cumhuriyetini kuranlar pek çok şey de olduğu gibi burada da ince düşündü. Ermeni vahşetleri hiç anılmadı. Zaten ilk reisicumhurumuz,  Mustafa Kemâl ATATÜRK’ÜN felsefesi ve niyeti  “YURTTA SULH- CİHANDA SULH” idi.

NE YAZIK Kİ DÜNYA BU ÇAĞRIYI DİNLEMEDİ. HALA DİNLEMİYOR.  Avrupa’sı, Amerika’sı, hepsi ne yazık ki sanata, kültüre siyaset ve ırkçılık sokmuştur. Resimler, heykeller, filmler, tiyatrolar, şarkılar, romanlar, hikâyeler ve şiirler ile Türk düşmanlığı yapmışlardır. Türkiye ders kitaplarına bile koymazken; …, Ermenistan soykırım suçlusu olduğu halde okullarda TÜRK BAYRAĞI ÇİĞNEME TÖRENİ yapıyor. 

Sustuk , sustuk  suçlu olduk. Türkiye’de bu mevzuda yazan çizen çok az insan var.  Hâlbuki asıl halklı olan Türkler. Binlerce yazacak çizecek olayımız var.  Az da olsa millî acılarımızı dile getiren sanatkâr kardeşlerimiz var. Bunlardan biri sayın sanatkâr kardeşimiz SERPİL UYSAL’dır. Sanatının mükemmelliği yanında, şu yakın tarihte başımıza gelen sürgün, soygun, soykırım ve acılarımızı SANAT İLE çok güzel anlatmıştır.

Hem dede, hem nene tarafından Kafkas göçmen kızı olan yazarımız Zülâl KAYA Kafkasya’dan göçen atalarının göçünü aynen yaşandığı gibi roman olarak yayınladı.   

1.Savaşın Yarık Tabanlı Kadınları, - 2.Kardaki Ayak İzleri, - 3.Erzurum’dan Kan Damlıyordu.  Anlatacak ve yazacak o kadar çok şey var ki…, ! Filmciler film , tiyatrocular tiyatro,  edebiyatçılardan da şiir yarışması, roman, hikâye yarışması yapmalarını bekleriz.  Ülkesini sanatı ile savunanlara selâm olsun.

Selahattin aydemir 1-2

SERPİL UYSAL VE ZÜLAL KAYA KARDEŞLERİMİZİ TEBRİK EDİYORUM.

Not: Tarihin gerçek sayfasına bakarsanız iki yüz yıldır, hiç durmadan, saldırılan, içten ve dıştan ihanetler ile soygun, sürgün, soykırım yaşayan yegâne millet, Türk Milletidir. Bu gerçeği bilin öğrenin artık!

(-1-)  1914 yılında. 1210 .000 Ermeni nüfusu var.  1.300.000 olsun.

Kabaca  550.000              ni kendi kaçtı.

                400.000              ni tehcir oldu

                200.000              ni Anadolu’da kaldı

                150.000              taş çatlasa en fazla 150.000 ölebilir.

            1.300 .000

Yâni 1,5 milyon Ermeni ölmesi imkânsızdan daha imkânsız bir yalan.