Son yıllarda, kimi alanlarda sürekli ya da kısmi dönemlerde bazı bilgi veya işlemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle belli bir bilgi birikimine ya da ihtisasa sahip olan kişilere başvurulmak suretiyle bu işlemler gerçekleştirilmektedir.

Mesela,

Bir üniversitede öğretim üyesi olan hocamız, AB projelerinde görev almak suretiyle ikinci bir ücret geliri elde etmektedir.

Bir mali müşavir, avukat, doktor ya da bir kamu görevlisi veya bir işyerinde çalışan işçi, yine bir AB projesinde ya da  mesleki bilgi birikimini kullanacağı ikinci bir işyerinde ücret almak koşulu ile görev yapmaktadır.

İşte sorun ikinci, üçüncü, dördüncü…olarak çalışılan işten elde edilen ücret geliri ile başlamaktadır.

Bakalım sorun nedir ve nasıl çözülecek;

Ücret geliri elde eden bir kişinin, birinci işinden başka ikinci ya da üçüncü işinden dolayı ücret geliri etmesini engelleyen bir yasal kısıtlama bulunmamaktadır. Yani bir kişi birden çok işte çalışmak ya da belirli dönemlerde görev yapmak veya bilgi donanımını aktarmak suretiyle çalışabilir ve ücret alabilir.

Burada ilk sorun ücret ödeyen işverenin gelir vergisi kesintisi noktasında başlamaktadır. Yanlış uygulamalara sebebiyet vermemek kaydı ile önce şunu belirtelim, bir kişinin birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği ücretler, ayrı ayrı gelir vergisi kesintisine tabi tutulacaktır. Başka bir ifade ile vergi tarifesi, her bir işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır. Bunu şu nedenle açıkladım, bilindiği gibi gelir vergisi artan oranlı bir tarifeye göre düzenlenmiştir, yani % 15’den başlayıp % 35’e kadar çıkan bir vergileme rejimi vardır. Eğer her bir işverenden alınan ücret ayrı ayrı değerlendirilmeseydi, bu durumda işverenlerden alınan ücrete ilişkin kümülatif vergi matrahı hesaplanarak % 35’e varan vergi kesintileri yapılmak zorunda kalınabilirdi.

Peki buradaki ikinci sorun olarak vergi kaybı ne olacak, işte yazımın başlığında bahsettiğim tehlike de burada, çünkü birden çok işyerinde ya da görevde ücret alan, bir çok işçi ya da ücret geliri elde edenler her yılın mart ayında beyanname verilmesi gerektiğinin farkında değiller. Konuyu biraz açalım, eğer bir kişi bir takvim yılı içinde birden çok işverenden ya da herhangi bir görev nedeniyle birden çok ücret geliri elde ediyorsa, birinci işverenden almış olduğu ücret dışındaki diğer işverenlerden almış olduğu ücret tutarı 25.000 TL’sını aşıyorsa mart ayında tüm ücret gelirlerini birleştirmek suretiyle gelir vergisi beyannamesi verecektir. İşte bu beyan sırasında vergi kaybı ortadan kalkacak, artan oranlı vergileme yöntemi ile yani %15-35 aralığında vergi hesap edilecektir. Tabiidir ki ücret ödemesi sırasında yukarıda bahsettiğimiz kesilen vergiler beyannamemizdeki hesapladığımız vergiden düşülmek suretiyle kalan kısım ödenecektir.

Dolayısıyla, ister işçi olarak, ister kamu görevlisi olarak, ister üniversitelerde öğretim görevlisi ya da öğretim üyesi olarak çalışalım, bu işlerimizin yanında bir ücret geliri elde ettiğimiz başka bir iş yaptı isek ve bu ikinci, üçüncü, dördüncü… işlerden elde ettiğimiz gelirler toplamı 25.000 TL’yi aşıyorsa her yılın mart ayında bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir aracılığı ile beyanname vermeyi unutmamalıyız. Aksi halde cezalı bir idari işlemle karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır.