2-Bu basit bir firar olayı değildir. Ermeniler, çoook büyük, felâkete uğramamıza sebep olmuştur. Bir: Türk halkında ve orduda çok büyük moral çöküntüsü yaratmıştır. Kendi silâhları yanında, çaldıkları silâh ve cephane yüzünden zaten az olan silâh gücümüz yara almıştır. İki:Osmanlı ordusuna ait askerî ve bilgileri düşmana vermişlerdir. Üç:Araziyi çok iyi bildikleri için Türk askerlerini pusuya düşürmüşlerdir. Düşman ordusuna öncü birlik vazifesi yapmışlardır. Dört: Osmanlı Ordusu . . . . .(ABD BAŞKAN YRD. BRUCE FEİN) meselâ 150.000 asker azalırken, Düşman orduları . . . . . . (TÜRK VATANDAŞI DEĞİL)

150.000 arttı. Yani fark, bir anda 300.000 asker aleyhimize döndü. Keza silâh durumu da öyle. Bu dört büyük suç, bir ordunun mağlup olması için yeter de artar bile. Nitekim Rus ordularının Erzurum’a, Malatya’ya kadar kolayca ilerlemesinin sebebi Ermenilerin yardımı (ihaneti) ile olmuştur. Dünyanın hiçbir ülkesinde savaş kaybettiren bir ihanetin cezası basit bir tehcir olamaz.

3-Ermeniler silâhsız ve korumasız sivillere kalleşçe soykırım yani, isyan, ihanet, cinayet, katliam, insanları diri, diri yakma ve diri, diri kuyuya atma dâhil soygun, yangın, yağma, ırz ve namusa, tasallut, işkence, yalan haber gibi bütün ihanet çeşitlerini uygulamışlardır. ( ) Osmanlı Hükümeti, bu isyan ve ihanetleri Büyük Devletlere şikâyet etse de, Türkleri imha etme amacındaki Avrupa bu

T.C MV. TÜRK VATANDAŞI. şikâyetleri asla ciddiye almamıştır. Tam tersine siz AYDA 50.000 TL. MAAŞ ALIYOR. Ermenileri katliam yapıyorsunuz demiştir. Bütün İstanbul matbuatı Ermeni ve Rumların elinde idi. Bu yalan haberleri katlayarak dünyaya servis ediyorlardı.

-&-

OSMANLI HÜKÜMETİ ERMENİLERİ MECBUREN TEHCİR ETMİŞTİR. TEHCİR ETMESE SUÇLU OLURDU.

-a- Bütün yurda yayılan iç çatışmayı, (mukateleyi ) önlemek için çatışan grubun küçük kümesini bölgeden uzaklaştırmaktan başka çare yoktur. Tehcir kararı bu yüzden alınmıştır. Şu paşanın, bu paşanın şahsî ve keyfi kararı değildir. Defalarca ve defalarca Ermeni ileri gelenleri ile görüşülmüştür. Ermeniler hiçbir surette sulha yanaşmamıştır. Ondan sonradır ki üçte biri Ermeni ve Rum olan mecliste, uzun, uzun müzakere edilerek Meclisten kanun çıkarılmıştır. Alınacak bütün tedbirler kanunla belirlenmiştir. Ermeniler sadece mecliste mebus değildir. Pek çok Osmanlı büyükelçisi, bakanı ve en önemlisi Dış İşleri bakanı bile Ermenidir. Yine aynı tarihlerde Osmanlı Devleti Almanlar ile müttefik olduğu için Osmanlı Ordusu içinde pek çok Alman general vardır. Osmanlı ordularının Gen. Kur. Başkanı Alman General LİMAN VAN SANDERS’DİR. Alman generaller tehcire karşı çıkar. “Tehcir ceza ve çare değil. Düşmanla işbirliği bütün dünyada en ağır suçtur. Cezası derhal idamdır.Tehcir, ilerde başınıza iş açar” derler. Tehciri hafif gördüler. Osmanlı Paşaları, Ermenilerin düşman ile işbirliğini önlemeyi yani tehciri kâfi gördüler. Çünkü Osmanlı hükümeti ihanet eden ve etmeyenin tespiti mümkün olmadığı bu kaos döneminde, idama yanaşmadılar. Zaten dış baskılar katil Ermenilerin idamına karşı idi. Hapis yatmalarına bile karışıyorlardı.

Osmanlı Devleti o kadar aciz di ki, pek çok ermeni katili salıverdiler. Avrupa’dan yüz bulan Ermeniler Anadolu’da iç çatışmayı (Mukateleyi) iyice azdırdılar. Devletin acizliğini gören Müslüman Tebaa ateşli silâhları yoktu. Evindeki balta, bıçak, kazma, kürekle kendini savundular. Çünkü o dönemde sivil halkta silâh bulunması imkânsızdı.

Ermenilere, hem Rusya, hem Avrupa silah veriyordu. Ayrıca Avrupa’dan binlerce komutacı geldi. Ermenilere katıldı. Türklerde köylerde muhtarların bile silahı yoktu. Ermeniler Türklerden bin kat fazla silâhlı idi.

Türkler ölen ve kaçan Ermenilerin silâhını alıyorlardı. Resmen Rus, İtalyan, Fransız ve İngiliz ordusuna katılalar dışında ÇETECİ ERMENİLER DE VARDI. Ermenilerin sivil katliamı bütün şiddeti ile devam ederken, 1917 yılında Ekim devrimi ile Ruslar silahlarını Ermenilere bırakıp gittiler. Ermeniler şuursuzca soykırıma giriştiler. Bu konuyu diğer kitaplardan öğrenin. Ben kitabıma ERMENİ VAHŞETLERİNİ almadım. Çünkü o aşağılık vahşeti kitabıma almaya utandım. (SÜRECEK)