8 Mart kadınlar günü olarak kutlandı. Kadınlarımız, analarımız, bacılarımız, kız evlatlarımız hak ettikleri övgüyü alabildiler mi? Karar veremiyorum.
Ünlü sanatçı Muazzez Abacı, aynı gün verdiği konserde, “Kadınları enayi yerine koymayın!” demiş.
Ben soyadlara baktığım zaman kadınları “enayi yerine koymak” değil de erkek egemenliği sergileyen bir manzara görüyorum.
1934 yılında kanunlaşıp 1935’de yürürlüğe giren 2525 sayılı kanunda; “Edebe aykırı, gülünç soyadlarının, aşiret, yabancı ırk, millet isimlerinin, rütbe memnuniyet bildiren isimlerin, soyadı olarak alınmasına izin verilmez. Soyadı seçme hakkı kocaya verilmiştir.” deniliyor.
Daha sonra 2590 sayılı kanunla ağa, hacı, hafız, hoca, efendi, bey, beyefendi, hanım, hanım efendi, paşa, hazret gibi unvanların kullanılması yasaklandı.
Soyadı seçme hakkının kendilerine verildiği kocalar da bu hakkı; kadınlarını, kızlarını hiç düşünmeden kendilerine göre kullanmışlardır.
Şimdi soyadına göz atalım;
Tosuner, Erboğa, Karakoç, Kabasakal, Karabıyık gibi kadına hiç yakışmayan soyadları gibi hele bunlara bir de ; “oğlu” ekini koyarsanız; Tosunoğlu, Erboğaoğlu, Kabasakaloğu, Palabıyıkoğlu gibi hanımlara hiç uymayan isimleri, onlara zorla taşıtmak nezaket kuralları ile bağdaşmıyor.
Aslan, Kaplan gibi isimler hanımlara ters düşmüyor. Onların dişisi de erkeği de aynı ismi taşıyor. Ama dişi tosun, dişi boğa, dişi koç olmaz.
Hiçbir hanıma oğlu diye hitap edilemeyeceğine göre “oğlu” ile biten soyadlarında da kadın yok sayılmış oluyor.
Bu olumsuzluğu çok güzel çözen ünlülerimiz olmuş; ünlü romancımız Halit Ziya Uşaklıgil’in soyadının şıklığına bakın. Bunu hanımlar hiç rahatsız olmadan taşırlar. Üstat soyadını “Uşaklıoğlu” olarak alsaydı; ailenin kadın ve kızlarına “Uşaklıgil” gibi yakışmayacaktı.
Ayrıca Suna Kıraç’ın “Ömrümden Uzun İdeallerim Var” isimli kitabında güzelliğinden ve zarafetinden övgüyle bahsettiği Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun eşi Leman hanıma Karaosmanoğlu gibi soyadının yakışmadığı açık.
Sanatçılarımızdan Burcu Esmersoy’un soy ismindeki “soy” eki de aileyi erkekli kadınlı anlatmada daha şık duruyor.
Böyle bir konuyu önemsemeyenler olabilir. Soyadıyla ilgili kanun çıktıktan sonra ilgili memurlar ile soyadı seçen insanlar arasında garip ve gülünç sayılacak olaylar da yaşanmıştır. Örneğin benim nüfus cüzdanında soyadımı “Çenesiz Oğlu Torunu” hanımın nüfus cüzdanında da soyadı “Kadife Kızı” yazmışlardı. Kanunun çıktığı sene benim nüfus cüzdanım, üç sene sonra da hanımın nüfus cüzdanı alınmış oluyor. İlgili memur soyadını “kişiyi tarif etmek” şeklinde algılamış ve bu yanlış algıyı üç sene geçmesine rağmen düzeltememiş.
Çok basit, batıda mükemmel örnekleri oluşalı seneler olmuş bir konuda bile nice yanlışlar yaptığımızı irdeleyen bir konuyu yazmış olduk.
En güzel günler sizlerin olsun.