Yap İşlet Devret Modeli ile yapılan, Yavuz Sultan Selim Köprüsünü başarı ile yaptık ve işletmeye açtık çok şükür.
Hayırlı olsun.
Yap İşlet Devret modelinin ilk örneği; Padişah Abdülaziz devrinde 1875 yılında işletmeye açılan, Perşembe Pazarı’ndan Beyoğlu’na, günümüzde 12-13 bin kişiyi taşıyan tarihi Tünel işletmeciliği oluyor.
Bugün bile, yap işlet devret modelini konuşmalarından veya yazdıklarından anlayamadıkları ya da sabote etmeye uğraştıkları modeli; 145 yıl önce anlayıp, gerçekleştiren Rahmetli Padişahtan Allah razı olsun.
Rahmetli Padişahı biraz anlatalım:
• 2 metre boy 165 kg ağırlığa rağmen devrinde yakışıklı sayılan yiğit.
• Yurtdışına çıkan tek padişah. Padişahların ayağını bastığı toprak Osmanlı toprağı sayılıyor. Fransa’ya, İngiltere’ye gidiyor. Gözü açık paşalardan biri, ayakkabısının içine biraz İstanbul toprağı konulmasını öneriyor. Engeli aşmış oluyor.
• Tünel bir Fransız mühendisin önerisi ile yapılmış ama padişahın öneriyi kabul etmesi sistemin bize miras kalmasını sağlamış. Güzel güzel kullanıyoruz.
• 42 yıl işletme hakkı tanınarak yapılmış. Bu gün olsa zamanın uzunluğu tartışma konusu olurdu. Uzunsa uzun olsun. İşte 132 senenin 90 senesini kullanma hakkı devlete kalmış.
• Şansız padişah 1876 yılında intihar süsü verilerek cinayete kurban gitmiş. Gereksiz borçlanmalara sebep olduğu yazılmış ama bize miras bıraktığı Tünel; 1865 yılında açılan Londra metrosundan 11 yıl sonra açılan dünyanın ikinci metrosudur. Ayrıca bizim için ilk yap işlet devret modelidir. Son devrin gelir getiren yatırımlara benzemesi bakımından anımsanmaya uygun bulduğumdan siz sayın okurlarıma bilgi olarak sundum.
*
Yeni işletmeye açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü 7 yıl 8 ay 20 gün işletme karşılığında yapıldı. Yapımı üstlenen IC Holding’in patronu İbrahim Çeçen, “47 yıllık meslek hayatımda birçok inşaat yaptım. Ama bu, kariyerimi yükselten bir eserdir. Ülkemin yüz akıdır” diyor.
Sayın Çeçen karşılaştıkları zorluklardan Dilek Güngör’ün röportajında; çarpıcı örnekler veriyor:
“Gezi olaylarından sonra Discovery ve National Geographic’e belgesel yaptırmak istedik. ‘Bu siyasi projedir’ diye o dönemde yapmak istemediler, birçok kuruluş mahkemeye başvurdu, işi durdurdu. Basında dahi ‘köprü 2 direkten ibaret kaldı’ diye haberler yayımlandı. Eski kesilmiş ağaç fotoğraflarıyla saldırdılar. Bürokraside işimizi durduracak adımlar atıldı. Kredimiz kolay kolay hazine tarafından onaylanmadı.
Mesela finansman anlaşmasına 6 banka ile başladık. Ön anlaşma yaptık. Büyük bir özel sektör bankamız, son anda gezi olayları sonrasında ‘Ben yokum’ dedi. Para hassastır, telde duran kuş gibidir, taş atsan hepsi uçar. Böyle olunca diğerleri de ‘Ne oluyor?’ diye düşündü. Onları tekrar dolaşıp ikna ettik. Zaman kaybettik.”
Sayın Çeçen’in anlattıkları maalesef ülkemizde yaşanan ibretlik olaylardır. Bu olumsuzlukların işin yapılmayıp, firmanın iflasıyla sonuçlanan örnekleri az değildir. Engelleri üretenler marifet yaptıklarını sanırlar.
Toplumumuz, iş çevrelerimiz için faydalı çok şey söylüyor. Sayın Çeçen; onlardan bir kısmını daha aktarmak istiyor;
“Birinci köprünün yapımına 6 firma başvurdu, hiçbir Türk firması yoktu. İkincisinde de 5 grup arasında Türk firma bulunmuyordu. Ama burada 13-14 firmanın 4’ü Türk’tü. Bu da Türk mühendisliğinin 30 yılda nereden nereye geldiğini gösteriyor. Projede bir okul gibi 200 mühendis yetiştirdik. Bunlar başka yerlerde de görev alacaktır. Dünya inşaat sektöründe, fakültelerde ve sivil kuruluşlarında da proje takip ediliyor. Hemen hemen her ülkeden 300 ayrı grup yapım metodolojimizi görmeye geldi. Bu büyük bir iftihardır. 47 yıllık meslek hayatımda birçok inşaat yaptım. Ama bu yaptığımız işler içinde kariyerimizi yükselten bir eserdir. Böyle bir eseri yapmak büyük bir şanstır, imkândır. Devletime teşekkür ediyorum. Bu kıtaları birbirine bağlayan eserdir. Türkiye’ye son dönemde sırtını dönmeye çalışan Batı’nın gözü de açılacaktır. Bu ülkemizin gurur kaynağıdır. Ülkemin de firmamın da yüz akıdır.
Bu köprüyü yapmak bizim için büyük referans oldu. Bu referansla Rusya’da projeler yaptık. St Petersburg’da 2.2 milyar Avroluk otoyol ve köprü projesini bitireceğiz. havalimanı yaptık teslim ettik. Dünyanın her yerinden projeler geliyor.”
Sayın Çeçen’i ve firmasını tebrik ediyor, daha büyük başarılar diliyoruz.
*

Abdülaziz’den başlayıp, İbrahim Çeçen’e geldik. İlişki yok gibi görünüyor ama “yap işlet devret” benzerliği ilişkiyi kuruyor.
Olumsuzluklar yaşıyoruz. Bölgemiz kan gölüne döndü. Normal şartlarda bile başarılması zor işleri başarıp ülkeye kazandıranlardan Allah razı olsun.
Ben böyle diyorum ama kazanımlardan rahatsız olma özelliği taşıyanlar, önümüzdeki günlerde, geçmişte olduğu gibi incilerini ortaya dökeceklerdir.
En güzel günler sizlerin olsun.