15 Ekim sabahı İstanbul’dan Kamil Koç otobüsüyle Osmancık’a geldim. Kamil Koç firması da Alman’lara satıldı biliyorsunuz. Bolu dağında “Unova” denilen yere geldiğimizde “sayın yolcular mola yerimize geldik, yarım saat sonra otobüste olunuz” diye anons ettiler. Sabaha karşı 5.30’da yine “ Sayın yolcular mola yerimize geldik, yarım saat sonra otobüste olun lütfen” diye anons edildi.

Ben yanımdan geçen görevli gence yüksek sesle “Ne demek mola yeri evladım?”

“Biz şimdi nereye geldik, adam gibi mahal ismini söylesenize?” diye ikaz ettim.

“Efendim lütfen şikâyetinizi internetten merkeze bildirin, ben bir şey yapamam.” dedi.

Ben de dün akşam internetten bu konudaki şikâyetimi Kamil Koç firmasına ilettim.

Yaklaşık 5-6 sene önce Hacıhamza Irmak tesislerinde kitaplara bakarken bir görevliye “Amca burası kime ait?” diye sordum. Amca, “ Allah’a ait” dedi. “Amca elbette her şey Allah’a ait, ama Allah kimi görevlendirmiş bu işleri yapmaya ?” deyince istasyonun sahibinin adını söyledi. Ben de, “istasyon sahibine söyleyeyim de, Allah’ın görevlendirdiği işini doğru dürüst yapsın!” dedim.

Maalesef, Anadolu insanımız hâlâ dünya hayatının ve dünya mutluluğunun farkına varamamış, dünya gerçeklerini kavrayamamış. Aklı fikri öbür dünyada. Sevgili kardeşim, önce bu dünyada ilim tahsil et, kendini yetiştir, insanlık görevlerini adam gibi yap, kalp kırma, insanları, hayvanları, tabiatı sev, yaradandan dolayı yaradılmışı hoş gör, iyi insan ol. Ondan sonra öbür dünyayı düşünmeye başla.

*

Ne güzel söylemiş Yunus Emre;

Çiçeklerle hoş geçin, balı incitme gönül, / Bir küçük meyve için dalı incitme gönül..

Mevla verince azma, geri alınca kızma, / Tüten ocağı bozma, külü incitme gönül,

Dokunur gayretine, karışma hikmetine, / Sahibi hürmetine, kulu incitme gönül,

Sevmekten geri kalma, yapan ol yıkan olma,/Sevene diken olma, gülü incitme gönül.

*

Osmancık’ta bu sabah erken saatlerde Ömer Derindere Bulvarında, Ömer Derindere Meslek Yüksek Okuluna kadar yürüdüm. Osmancık'ta 5-6 sene önce Belediye Başkanı sevgili Bekir Yazıcı kardeşime rica ederek Ömer Derindere bulvarında dikilmesine aracılık ettiğim 150 Ihlamur ağacına (80 tane kalmış) dadanan üç bin-dört bin salyangozu ıhlamurların gövdesinden kazıyarak ıhlamur yapraklarını katliamdan kurtardım. Ihlamurların gövdesi üzerinde beyaz kireç boyası gibi görülen yüzlerce salyangozu tek tek kazıyarak ıhlamurların yanından uzaklaştırdım. Yaradılışının hikmetini anlayamadığım bu garip hayvanlar, bir iki gün sonra tekrar ıhlamurların gövdesini sararlar.

Meslek Yüksekokuluna yürüyerek giden kızlı erkekli öğrenciler “Bu garip adam ne yapıyor acaba?” diye merak etmeden yanımdan geçerken, gençlere “Günaydın gençler” diyerek hepsini selamladım.

Maalesef, hepsinin suratları asıktı. Gülen, tebessüm eden bir genç görmedim.

Selamlarım bile onları mutlu etmedi. Çok üzüldüm.

Yarın Yüksek Okul Müdürüne giderek selam konusunu gündeme getireceğim.

Ben dokuz sene Serik ve Antalya lisesinde öğretmenlik yaparken öğrencilerime “Çocuklar, özellikle sabahları yürürken yanınızdan geçen bütün insanlara gülerek, tebessüm ederek selam verin, selam onların kendilerini mutlu hissetmelerine vesile olur.” derdim.

Selam İbrani dilinde “Şalom’dan gelir” ve barış demektir.

BAADDİN ESPRİLERİ

1-9 yıl flört nedir ya? Biraz daha çıkın da Bağ - kur maaşa bağlasın sizi. İlişkiden emekli olacaklar neredeyse…

2-Sizi çok üzen, kızdıran, aldatan biri “Bağışla beni” diyorsa, onu kırmayın en yakın hayır kurumuna bağışlayın, kurtulursunuz.

3-Ebru Gündeş’in de işi çok zor. Sen milyon dolarlık kocayı bul, devlet kocana el koysun. Olacak iş değil…

4-Kadın karnına koca dünyayı sığdırdı, siz dünyanıza bir kadını sığdıramadınız.

5-Dünyada üst sınıf yaşar, orta sınıf şikâyet eder, alt sınıf şükreder.

sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf Tanrı’ya tapar.

6-Müslümanlar birbirleriyle savaştıkça, ağıtlar, Kürtçe, Türkçe ve Arap’ça, zafer çığlıkları İngilizce ve İbranice olacaktır.

16 Ekim 2019