4 Eylül 2020 Cuma günü Sivas’ta başlatılan “Memleket Hareketi”…

Hem de Cumhuriyet’in kuruluşunda, en önemli kilometre taşlarından olan Sivas Kongresi’nin 101’inci yılında…

“Dokunsan yıkılacak bu iktidarla ürkek muhalefetin arasına sıkışmış bir Türkiye bize yakışmıyor” diyerek…

“Türkiye’ye yeni bir umut, yeni bir yol lazım” diyerek…

“Yüksekova’dan başlayıp Enez’e kadar, Sinop’tan başlayıp Mersin’e kadar Türkiye’yi karış karış dolaşacağız. Millet karar verecek bizim nereye evrileceğimizi” diyerek…

Ve de “Memleket Hareketi, Türkiye’nin bereketi olacak” diyerek…

Aslında kendinin de pek inanamadığı bir yola çıkılmış oldu.

***

17 Ağustos günlü “CHP Kurultayı ve İnce Olayı” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi:

-İçten içe itirazlarla beslenerek büyüyen ya da büyütülen…

-Ne olduğu da pek anlaşılır olmayan ve de olamayan…

İşte böyle bir muhalefet anlayışı, 37’nci Kurultay’dan sonra gün yüzüne çıkar olmuştu.

13 Ağustos 2020 günü yaptığı basın toplantısında:

“2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yalnız bırakıldım” diyerek…

“İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’yı, Hatay’ı, Antalya’yı bize Kürt vatandaşlarımız, HDP’liler kazandırdı” diyerek…

Ve de “CHP’nin iktidara yürüdüğü hayaldir” diyerek…

Adına “Bin Günde Memleket Hareketi” denilmiş ve hareketin ilk adımı, 13 Ağustos günü atılır olmuştu.

Ve 4 Eylül’de Sivas’ta:

“Ankara'da oturarak bu memleketin sorunlarının çözülmeyeceğine inanıyorum” diyerek…

“Salı’dan Salı’ya 45 dakika konuşarak bu memleketin sorunları çözülmez” diyerek…

Neye ve kime hizmet edeceği pek de belli olamayan bir yola çıkılmış oldu.

***

Ve de özellikle:

-Tabanı giderek genişleyen ve de giderek güçlenir gözüken bir muhalefet varken…

-2019 yerel seçim sonuçlarına göre, muhalefet lehine toplumdan önemli bir ‘olur’ alınmışken…

-Ülke sorunları için muhalefetin, özellikle de CHP’nin önemi daha da bir artarken…

-Doğu Akdeniz’deki oluşumlar için, ülkenin kurucu değerlerini üzerinde taşıyan CHP’nin konumu daha da bir öne çıkarken…

-Bugüne kadar birikmiş enerjiyi çar-çur edebilecek…

-Ve de bir kafa bulanıklığı yaratabilecek…

Yani böyle bir hareketle, pek de tabanı olmayan bir tartışmanın kulvarı açılmış oldu.

***

Ve de yine:

-Başlatılan bu hareketin bir kopuş mu olduğu…

-CHP’nin hangi siyasal rotasına itiraz edildiği…

-Ülke sorunlarının hangisinde parti yönetimi ile anlaşamadığı…

-İç siyasette ve de dış siyasette partinin hangi görüşü ile ters düştüğü…

-Ve de CHP’nin hangi ezberlerini bozmak istediği…

Daha da genel bir ifadeyle, Türkiye’de hangi siyasal boşluğu dolduracağı bilinmeyen bir yola çıkılmış oldu.

***

Sonuç olarak:

4 Dönem milletvekilliği yapmış, partisi tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmiş İnce’nin…

4 Eylül günü Madımak Oteli’ni ziyaret ettiğinde, “27 yıl önce yaşanılan olayla Türkiye hala yüzleşmedi” gibi çok haklı bir sözü söyleyen İnce’nin…

-Eğer amacı, 2023 seçimleri için gündemde kalmak değil ise;

-Eğer amacı, siyasal bir mağduriyet yaratmak değil ise;

-Eğer amacı, özellikle duygusal bir tepki değil ise…

Kime ve neye hizmet edeceği belli olmayan bir hareket başlatarak boşa enerji harcamak yerine, parti içinde bir demokrasi kavgası vermesi daha yakışık alırdı.

Özellikle de hem içerde hem de dışarda yaşanılan sorunlar karşısında, tüm siyasetlere ve de özellikle CHP’ye ihtiyaç duyulmuşken…