Necati Güngör edebiyat dünyamızın usta öykücülerindendir. Sosyal paylaşım sitesindeki sayfasında edebiyat dünyamızdan ilginç olayları yazmaktadır ve tiryaki bir okur grubu da vardır. Ben fakir de o tiryakiler arasındayım.
“İlgi, kapıyı geç çalar” başlıklı yazısında yazarlarımızın sağlıklarında özledikleri ilgiyi göremeden göçüp gittiklerini hüzünle anlatmaktadır. Oğuz Atay’dan Cemal Süreya’ya ve Muzaffer Buyrukçu’ya uzanan bir hüzün yelpazesi…
Sanal dünyayı her izleyenin de yetişip göremeyeceği bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
“Oğuz Atay'ın TRT Başarı Ödülü alan romanı "Tutunamayanlar"ın ilk basımı Sinan Yayınevi'nce basılmış, basıldığı gibi de yayıncının deposunda kalmıştı. Dönemin yoğun politize ortamında pek ilgi görmeyen bir yapıtın yazarı olarak Oğuz Atay'ın yüksek sesli alaycı isyanını duymayan yoktu. Bir yazarın ölmeden ilgi görmeyeceğini acı acı dillendirirdi. Gerçekten öyle oldu: 1979'da yaşamdan ayrılan Oğuz Atay, daha l980'lerin ilk yarısında ilgi patlamasıyla karşılaştı!
Bugün "Tutunamayanlar"ın o ilk basımı "nadir kitap" olarak müzayedelerde satılıyor.
Ölmeden önce bu ilgiyi görseydi ya!
Bu ölümcül kural, günümüzün en çok okunan şairlerinden Cemal Süreya için de değişmeyecekti... Üstat 1990 yılında gözlerini yumduğunda, en verimli dönemindeydi, ama kitaplarının pek azı ikinci basımını yapmıştı!
Ustanın ölümünü izleyen günlerde, onun "Çocukça" gazetesinde kalakalmış, kendisinin dahi bir daha dönüp bakmadığı yazılarını anımsadım... Gelişim'in arşivine girip bu yazıları ortaya çıkardım. Bir iki yayıncının kapısını çaldıktan sonra Yapı Kredi Yayınları'nın başında bulunan Enis Batur'a yazarak, "Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi" kitabından söz ettim. Mektubum eline geçer geçmez telefonla arayan Batur, "Hem o kitabı, hem de Cemal Süreya'nın öteki kitaplarını istiyorum!" demişti. Elimdeki kitabı ilettim; öteki kitaplarını Yapı Kredi'ye iletmesi için Zühal Tekkanat'ı arayıp yönlendirdim.
Cemal Süreya'nın kitapları on yıldan beri, üst üste yeni basımlar yapıyor.
"Aritmetik İyi, Kuşlar Pekiyi" otuz dördüncü basımda bugün.
"Sevda Sözleri" ise, sanıyorum ellinci basımı geçti.
Cemal Süreya'nın bu basımları görmemiş olması, eserlerinin telifini keyifle harcamamış olması ne kadar acı!
Türk hikâyeciliğinde ayrıntının ustası olarak tanınan Muzaffer Buyrukçu da 2006 yılında veda ettiğinde, kitaplarının her biri bir yayınevinde kalmıştı. Koca yazar, kitaplarını bir arada hiçbir zaman görmedi... O kadar da üretkendi ki, yeni yapıtlarına yayıncı aramaktan, eski kitaplarıyla ilgilenmeye, hani neredeyse zaman bulamıyordu!
Yatağa düşmeden bir süre önce, Kültür Bakanlığı, üstadın günlüklerini topluca basmış, eline yüklü bir telif ücreti geçmişti. Öyle mutluydu ki, artık dolmuşa, otobüse binmiyor, Cağaloğlu'ndan evine taksiyle dönüyordu!
Geçtiğimiz günlerde, Kırmızı Kedi Yayınevi, Buyrukçu'nun tüm yapıtlarını bir dizi halinde yayımlamaya başladı. Doğrusu, Buyrukçu adına sevindirici bir gelişme. Yeni kuşak okurlarla bu usta yazarı buluşturmak olumlu bir girişim.
Ne olurdu, bu sevinci Buyrukçu'yla birlikte paylaşsaydık... Alacağı teliflerle, bir şeyler ısmarlatsaydık ona!”