O, Çorum’un yetiştirip bu ülkeye kazandırdığı gerçek bir aydın, şair, yazar, siyaset adamı ve hukukçuydu. 

22 yaşındayken, 1944 yılında Ankara Hukuk Fakültesini bitirip avukat olmuş; 1948 yılında da Çorum’da avukatlığa başlamıştı. 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 27 yıllık iktidarı sonlanmış, Demokrat Parti iktidara gelmiş, CHP’de muhalefete düşmüştü. Abdullah Ercan işte böylesine çalkantılı bir dönemde, daha 28 yaşındayken Çorum’da CHP’ye il başkanı olmuş; bu görevini 1950 yılından,1962 yılına değin 12 yıl başarılı bir biçimde sürdürmüştü. 27 Mayıs 1960 sonrası 1961 yılında yeni Anayasa’yı hazırlayan Kurucu Mecliste görev almış; 1977 seçimlerinde de Cumhuriyet Senatosu üyeliğine seçilmişti. O, Çorum’un son senatörüydü. 

1980 yılında emekli olmuş, kendisini tamamen sanata edebiyata vermişti. “40 yıllık araştırmamın ürünü” dediği “14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler" adlı kitabı 1991 yılında Çorum’da Hitit Festivali komitesince bastırıldı. İçinde 80 şairin şiirleri vardır. Bu kitabının geliştirilmiş ikinci baskısı ise 1998 yılında Çekva tarafından İstanbul’da bastırılmıştır. Bunda da 130 şairin şiirleri vardır.  

Araştırmacı-yazar rahmetli Abdulkadir Ozulu’yla birlikte Çorumlu Şairler kitabının ikinci basımının taslak düzeltileri için üç gün emek verdiğimizi belirtmeliyim. Bunu mutluluk duyarak yapmışızdır. 

Bu kitabının dışında 1997 yılında Çorum’da bastırdığı “Şiirler” adlı kitabıyla, 2002 yılında yine Çorum’da bastırdığı “Düşünceler ve Duygular” adlı şiir kitabı vardır. 

“Şiirler” kitabının ilk baskısını bana Ekim 1991 tarihinde imzalamış, kendisini de o tarihte tanımıştım. 1995 yılında başlattığımız “Sanat Dostları” toplantılarının kesintisiz katılımcısıydı. O’nun ve 28 Kasım 1999 tarihinde yitirdiğimiz sevgili öğretmenim Tayyar Kerman’ın katılımları bu toplantılarımızı adeta bir halk okuluna dönüştürmüştü. İple çeker olmuştuk o aylık toplantıları. Kültür, sanat, edebiyatın o doyumsuz güzelliğiyle yıkanıp arınıyorduk. 

O, tüm yazınsal türlerde olduğu gibi felsefi konularda da bir deryaydı. Eskilerin, ‘”Ayaklı kütüphane” tanımına uyan müthiş kültürlü ve birikimli bir güzel kişiydi. Sanat Dostları toplantılarında salt Türk edebiyatının değil, Doğu-Batı edebiyatının önemli adlarından (özellikle şairlerinden) aydınlatıcı birçok sunum yapmıştı. Kültür ve sanatın her dalında mutlaka söyleyecek bir sözü bulunurdu. O nedenle sözüne, söyleşisine doyum olmazdı. Çorum’daki şair ve halk ozanlarının yetişmesinde de büyük çaba harcamış, onlardan desteğini hiçbir zaman esirgememiştir. Bizler Sanat Dostları olarak, o toplantılarda O’nun sunumlarından çok şeyler kazanmışızdır. 

Abdullah Ercan’la birlikteliğimiz salt ayda bir kez gerçekleştirdiğimiz Sanat Dostları Toplantılarıyla sınırlı değildi elbet. 1995 ve 1996 yıllarında Çorum Haber Gazetesinin eki olarak 7 sayı çıkardığımız Yazılıkaya adlı kültür sanat dergisinde de birlikte olduk. Ardından 90’lı yılların sonunda yine Çorum Haber gazetesinde haftada bir kez, kültür sanat yaprağı düzenledik. Bahri Güven, Abdullah Ercan’la birlikte çok güzel bir üçlü oluşturmuştuk o zaman.  

2004 yılının Aralık ayından itibaren de sanat sayfasını, Çorum Haber Gazetesinin eki olarak “Yazılıkaya” adıyla 12 sayfalık kültür- sanat dergisine dönüştürdük. (Yazılıkaya”yı da iki haftada bir olmak üzere 2009 yılının Ağustos ayına kadar sürdürüp 114. sayı çıkardık. 

Abdullah Ercan, Yazılıkaya’nın ilk on sayısında “Felsefede Güzel ve Güzellik Öğretileri” yazısını yayımladıktan sonra rahatsızlandığı için artık yazı yazamadı. Zaman zaman evine görüşüne gittiğimizde, ondan yararlanmayı sürdürürdük. Rahatsızlığı ilerleyip dışarı da çıkamaz duruma gelince; toplantılarımız, yaptığımız sanatsal ve kültürel etkinliklerimiz hakkında bilgiler alır; kitap yayımlayanları kutlar, onlardan da mutlaka edinmek isterdi. Biz de iletirdik kendisine. 

O, ilerlemiş yaşına karşın sürekli okuyan, kendisini kültürel ve sanatsal açıdan donanımlı kılan birisiydi. Yazımı, onun Çorumlu Şairler kitabının 469-470. sayfalarına aldığı Halkın Sesi adlı şiiriyle noktalamak istiyorum.  

HALKIN SESİ 

Duyulsun duymadık bir can istemem 

Ben halkım üstümde unvan istemem 

Hiç kimseden buyruk ferman istemem 

Bana benden özge sultan istemem 

Her çağda toplumun temeli oldum 

Yurt tutup toprağı ben vatan kıldım 

Tarihi gönlümce ben yazıp sildim 

Bana dost isterim düşman istemem 

Ben halkım her zaman sağ ve de salim 

Onurlu töreli bilge ve alim 

Beni bana yetmez sanıyorsa kim 

Gölg’etmesin başka ihsan istemem 

Halkın sesi ad’lin hakkın sesidir 

Halkın sesi sade aklın sesidir 

Halkın sesi aynen Hakk’ın sesidir 

Bir başka ses başka lisan istemem 

Ben halkım üstümde unvan istemem 

Hiç kimseden buyruk ferman istemem 

Bana benden özge sultan istemem 

İstemem ey Aşık Ercan istemem 

Abdullah Ercan’ı 7 Ocak 2011 günü 89 yaşında yitirdik. Onu vefatının 13. yıldönümünde yeniden saygı ve rahmetle anarken; yerinin cennet olmasını ve ışıklar içinde uyumasını diyoruz. 

Abdullah Ercan