Bildiğiniz üzere yüzyıllar önce kiliseler cennetten topraklar satıyorlardı.

Cahil halk ise, “ölünce cennette yerimiz hazır olsun” diye bu oyuna alet oluyor, böylece papazlar ve kilise zenginleşiyordu.

Ancak herkes öyle değildi. Bunun bir kandırmaca olduğunu, cennetten toprak satın alınamayacağını söyleyen Martin Luther mahkemeye çıkarılmıştı. Yargı, o zamanlar da dini kullananların elinde oyuncaktı. Duruşma sırasında Martin yargıçlara seslendi;

“Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz.

Sıkıysa cehennemi satsanız ya?” Yargıçlardan biri sordu: “Cehennemi kim alır ki?”

Martin Luther “ ben alıyorum, neyse parası vereyim” dedi.

Yargıçlar cehennemi Martin’e bedava verdiler! Duruşma sonunda Martin kapının önüne çıktı ve duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye seslendi:

“Cehennemi satın aldım, artık cehennem benimdir.

Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım, korkmayın!”

Cehennem korkusu kaybolan halk böylece kilise baskısından kurtulmuştu. Bundan sonra halk özgür beyinlere sahip olmaya başladı ve Almanya aydınlanması 500 yıl önce böylece sıradan ve çok akıllı bir olayla başlamış oldu.

BİR FIKRA

Şarap fabrikasının emektar çeşnicisi ölür. Yenisi için ilan verirler.

Derken perişan kılıklı belli ki ayyaş birisi başvurur.

Fabrika müdürü biraz da bu ayyaşı başından savmak düşüncesi ile test için ona bir kadeh şarap verir. Adam şarabı içer ve ; “Kırmızı bir Muscatel, 3 yıllık, kuzey yamaçta yetişmiş, çelik varillerde yıllanmış “ cevabını verir.

Müdür şaşkınlıkla “doğru” der. Bir başka şarabı tattırır Kırmızı, Cabarnet, 8 yıllık, güneybatı yamaç mahsulü ve meşe fıçılarda yıllanmış” doğru cevabı üzerine iyice şaşıran müdür beyimiz, sekreterinin yanına gider ve ona bir bardak suya biraz idrarından karıştırarak getirmesini söyler ve adama bunu beyaz şarap niyetine içirir. Adamın yanıtı:

“Sarışın, 26 yaşında, 3 aylık hamile, eğer beni işe almazsan babasını da söylerim.

EĞİTİM

İngiltere büyükelçisi Jean Marriot İngiliz Avam kamarasına sunduğu “Arap Dünyasında Eğitim” konulu raporunda, mezunlar arasındaki farkların korkunç olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti.

1-En zeki öğrenciler Tıp ve Mühendisliğe gidiyorlar.

2-İkinci derecede mezunlar ise iş idaresi ve İktisat bölümlerine giderek 1. derece mezunların yöneticisi oluyorlar.

3-3. Derece mezunlar ise siyasete yöneliyorlar ve ülkenin siyasetçisi olarak 1 ve 2. derece mezunlara hükmediyorlar.

4-Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak siyaset ve iktisada tahakküm ederek onları makamlarından indirip isterlerse öldürüyorlar.

5-Gerçekten dehşet verici olansa, asla hiçbir okula gitmeyenler din adamı oluyorlar ve herkesin kendilerine itaat etmesini sağlıyorlar.

BAADDİN FIKRALARI

1-Hep” Allah rahatlık versin” derler. Allah rahatlık veriyor da, kulları sıkıntı yaratıyor.

2-Bir gün mutlu olacağım diye çok korkuyorum.

Hayır, bünye alışık değil. Hasta falan olurum.

3-Kadına dal verirsen ağaç eder, ekmek verirsen aş eder, ev verirsen yuva eder, sevgi verirsen başına taç eder, ama sakın kredi kartı verme ocağın söner.

4-Bir Türk erkeği hiç cümle kurmadan, “Eyvallah”, “Bakarız”, “Hayırlısı”, “Kısmet” diyerek en az 5 yıl yaşayabilir.

5-Karısını öldürüp evin temeline gömen adamdan şok itiraf. “Evi benim üzerime yap” dedi.

10 Temmuz 2018