Hanri Benazus; yaklaşık 500 senedir İzmir'de yaşayan, Yahudi bir ailenin 1930 doğumlu üyesi. YU-Pİ firmasının kurucularından ve Atatürk sevdası ile ünlenmiş bir vatandaşımız.

Atatürk ve ülke sevdalısı HPanri Benazus’un bir çok kitabından biri olan "BİR MİLLET BÖYLE KURTULDU" elimde. Beş gün önce Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94. Yıldönümünü kutladık. Kitapta o aşamaya gelişimizin örnekleri var. Onlardan bir kısmını, siz değerli okuyucularım ile paylaşmak istiyorum;

Sebilülreşad gazetesinin 12 Şubat 1920 tarihli nüshasında, Rahmetli Mehmet Akif Ersoy'un Karesi (Balıkesir) Zağanos Paşa Cami şerifinde yapmış olduğu "Öğüt" konuşması yayınlanmıştı. Alıntılarımız o kısımdan olacak...

Üstat uzunca olan konuşmasında; ülkemiz insanını birlikteliğe çağırıyor. Kurtuluş mücadelemizin ve kalkınmamızın, ancak böyle gerçekleşebileceğini anlatıyor ve şunları söylüyor:

"Biz Müslümanlar, dünya çalışırken, didinirken, uğraşırken, hudutsuz devrimler geçirirken, hep uzaktan bir seyirci gibi baktık.

Özellikle bu son yıllarda, başımıza bir çok felaketler yağdı. Halen çilemizi doldurmuş değiliz.

Bütün bunların sebebi hep seyirci kalmamız; dini işlerle olduğu gibi, dünya işlerine karşı da, böyle umursamaz bir tavır içinde durmamızdır...

Hayat her kesimin hakkıdır..."diyerek başlıyor.

Devamında ise:

"Ey Müslüman Toplumu...

Memleketlerinizi kurtarmak için devam eden uğraşınızda, savaşınızda, bir noktaya son derece dikkat etmelisiniz:

Bu hareketlerin, bu gayretlerin sırf dinin ve vatanın savunulmasına dönük olduğu, dostlar ve yabancılar nazarında tamamıyla anlaşılmalıdır...

Particilik, çıkarcılık, ırkçılık, şovenizm gibi duygulardan tamamıyla arınmış, temizlenmiş olduğuna, yanındakilere, uzaktakilere eksiksiz bir kanaat gelmelidir.

Bu kanaati zerre kadar sarsacak bir harekete, bir söze kimse tarafından meydan verilmemelidir.

Özel beklentiler, özel yorumlar, yine özel olarak sahiplerinin kafasında, kalbinde olmalıdır.

Çünkü gaye birdir.

Bireyler tarafından, o ortaklaşa gayeye karşı gösterilecek ufacık bir sapma, son derecede gereksinim duyduğumuz birlik ve beraberliğimizi temelinden sarsmaya yeterli olacaktır.

Onun için bundan son derece sakınmak gerekir...

Toplum içinde, herkesin üzerine düşen vatan görevi, bir dinsel gerek vardır ki, onu yerine getirmekte zerre kadar ihmal göstermek, doğru değildir.

Bu konuda hiç bir birey, kenara çekilerek, seyirci kalamaz...

Çünkü, düşman kapılarımıza kadar dayanmış, onu kırıp, içeri girmek, kutsal namusumuzu, şerefimizi çiğnemek istiyor.

Bu namert saldırıya karşı koymak; kadın, erkek, çoluk,çocuk, genç, ihtiyar...

Her birey için, Allah'ın her birimize verdiği emir olduğu, bir an için aklımızdan çıkarılmamalıdır...

Bugün herkes sahip olduğu tüm gücünü sarf etmekle yükümlüdür...

Osmanlı Saltanatı'nı yükseltmek, yüceltmek, devamını sağlamak için, Karesi'nin, bu kahraman İslam çevresinin, zamanında ne büyük fedakarlıklar gösterdiği, herkesin bildiği şeylerdir.

Rumeli'yi baştan başa fethedenler, hep bu topraktan yetişen babayiğitlerdi...

O kahraman atalarınızın torunları olduğunuzu kanıtlamalısınız...

Anadolu'yu savunma konusunda, diğer illere önayak olmak şerefini siz elde ettiniz...

Gayretleriniz, çabalarınız övülmeye değerdir...

İnşallah, bu şan ve şeref kıyamete kadar, artar ve gider...

İnşallah, vatanımızın saygınlığı, özgürlüğü, mutluluğu, refahı, medeniyet yolunda ilerlemesi, dünyalar durdukça korunur ve saklı kalır." diyerek bitiriyor.

Allah Rahmet eylesin; İstiklal Marşımızın sözlerini de yazmıştır. Minnettarız...

* * *

Genel olarak Halide Edip Adıvar'ın; Sultanahmet konuşmasını biliriz. Sabiha-Zekeriya, Mustafa Kemal Paşa, Doktor Rıza Nur, Naciye Hanım, Hamdullah Suphi ve daha bir çoklarının konuşmaları ile çabalarının Cumhuriyete ulaşmamızda payı var. En iyisi kitabı okumak derim.

En güzel günler sizlerin olsun.