AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Afganistan’daki sorunların çözümü, Afgan halkının huzur ve refaha ermesi noktasında Türkiye’nin üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya devam edeceğini açıkladı.

 “Afganistan Gerçeği” konulu bir açıklama yapan Kavuncu, “İslam’ın sancaktarı, tüm mazlum coğrafyaların umudu Türkiye olarak amacımız ve beklentimiz, özgür, bağımsız, kadim medeniyet kodları üzerinde, yerli ve milli çizgide bir Afganistan kurulmasıdır” ifadelerini kullandı.

Afganistan’da ABD işgalinden önce Rus işgali yaşandığını anımsatan Kavuncu, “Rusya, asırlara sari hayalleri “sıcak sulara inme” hedeflerini gerçekleştirmek için türlü bahanelerle 27 Aralık 1979’da Afganistan’ı istila etmişti. Komünist işgalcilere karşı kıyama kalkan Afganlılar’ın yabancı asker postallarını topraklarında görmeye tahammülleri yoktu. Sovyet işgalinin, halk kıyamını güçlendirmesiyle ayaklanma tüm ülkeyi sarmıştı. İstila yolu üzerinde bulunan Afganlılar bu duruma alışkındılar. İstilacı ve işgalciler ne kadar güçlü olursa olsunlar kavgalarını zamana yayıp, düşmanlarını yıpratıp alt etmeyi bilirlerdi.

Dokuz yıldan fazla süren işgal korkunç yıkımlara sebep oldu. Sonrasında, batı dünyasının korkulu rüyası Sovyetler, maddi ölçütlerle dünyanın en geri kalmış ülkelerinden biri olan Afganistan'da yenilgiye, hatta büyük bir hezimete uğramıştı. "Süper Güç Sovyetler" Afganistan'da kartondan bir aslana dönüşmüştü. Bizim kuşak ve kadim Hindikuş dağları bunun en yakın şahidiydi. Afganlı mücahitler canlarıyla, kanlarıyla bu zafere imzasını atmışlardı. Modern bir komünist imparatorluk olan Sovyetler Birliği'nin tabutuna son çivi Afganistan'da çakılmıştı. Afgan savaşı sonrasında Sovyet Bloğu çöktü ve dağıldı” dedi.

Sovyet işgali ve savaşı ile birlikte huzur ve istikrarını, dirlik ve düzenini ve bir milyondan fazla insanını kaybetmiş olan Afgan halkının dramının bununla da bitmediğini, bu kez de ABD’nin 2001’deki 11 Eylül hadisesini bahane ederek NATO maskesi altıda Afganistan’a girdiğini belirten Kavuncu, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“ABD Başkanı George Bush11 Eylül'deki intihar saldırılarının ardından terörizme karşı ''Haçlı Seferi'' başlattığını söylemişti. Bu olay hem işgalin gerekçesi oldu hem de İslam’ın terörle birlikte anılması ve İslam düşmanlığını beraberinde getirdi. İşin aslı ise ABD’nin süper güç olarak Rusya’nın veya diğer aktörlerin bölgedeki hâkimiyetini kırma hedefiydi.

20 yıllık işgalin sonucunda ABD’nin Afganistan’da güce dayalı olarak hâkimiyet sağlama çabalarının hiçbir sonuç vermediği görüldü. Sovyetler Birliğinin yıllar önce bu ülkede yaşadıklarını dikkate almayarak, büyük bir hoyratlıkla bölgeye giren ABD, Afganistan’da ağır kayıplar verdi ve yıllar sonra geri çekilmek zorunda kaldı. Tarih tekerrür etti, ABD ve batının Afganistan'daki 20 yıllık hayali çöktü.

En kritik anda çıkarı için geldiği yerlerden yine çıkarı için çekip giderken, uçaklara binmek için çırpınan ve ABD kargo uçağının iniş takımlarına tutunmaya çalışırken düşen insanlar da yaklaşık 47 yıl önce ABD’nin Vietnam’dan çekilirken bıraktığı insanlarla aynıdır.

Günün sonunda Vatan’ın hiç kimseye emanet edilemeyecek kadar değerli, bağımsızlığın hiçbir ülkeyle paylaşılamayacak kadar kıymetli olduğu görüldü.

Zira, barış, özgürlük, demokrasi … gibi süslü vaatlerle gelerek insanı, ülkeyi iliğine kadar sömüren emperyal kan emici senaryo, oyun hep aynıydı. Libya’da, Irak’ta, Suriye’de hep aynı senaryo oynandı.

Ülkemizin bu bölge ile son derece güçlü tarihi, kültürel ve dini bağları bulunmaktadır. Bizler hem aynı kültürün hem de aynı inancın mensuplarıyız. Nitekim Çanakkale savaşında birçok Afganlı ve diğer halklarla birlikte omuz omuza aynı saflarda mücadele edildi. Türkiye’nin bu ülkede sömürgeci bir amacı olmadığı da herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

İslam’ın sancaktarı, tüm mazlum coğrafyaların umudu Türkiye olarak amacımız ve beklentimiz, özgür, bağımsız, kadim medeniyet kodları üzerinde, yerli ve milli çizgide bir Afganistan kurulmasıdır. Bölgemizde ve gönül coğrafyamızda hiçbir çıkar gözetmeksizin savaşların, akan kanların, zulümlerin, mazlumların gözyaşlarının durdurulması; huzur ve istikrarın tesis edilmesi için Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğindeki güçlü Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya devam edecektir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim