Yazımızın başlığına aldığım bu sözcükleri ya duydum, ya da bir yerde okudum. Ama çok zarif söylenmiş.

Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek'te; hani vurunca gümbürtüsü yeten sözler vardır. O da öyle söylemiş;"Tomurcuk derdinde olmayan ağaç; odundur!" demiş. Bu sözlerin ikisini de başlık yaparak iki ayrı yazı kaleme aldığımı hatırlıyorum. Üzerinden çok uzun zaman geçti. Şimdi ne yazdığımı pek hatırlamıyorum. Ama çocukluğumdan beri, başkalarının işine yarayacak nesne veya fikirler üretme arzum var. Bu arzum, ömrümden 85 yılı aşkın bir süreyi geride bırakmama rağmen devam ediyor. İnşallah "Çok şükür, şunu yaptım ve mutlu oldum" diyeceğim günü yaşamak nasip olur.

teknolojisinin gıpta ettiğim buluşlarından biri ile yeni tanıştık. Eşim Diyabet (Şeker) Hastası. 20 yıldır, her gün defalarca parmak ucunu delerek, kan çıkarıyor ve kan şekeri ölçümü yapıyordu. Yeni tanıştığımız buluş ile bu azap şimdilik sona erdi. Ancak, kullanımına son verdiğimiz ölçüm cihazının bile icat edildiğinde yenilik getirdiği tartışılmaz bir gerçek.

Yeni buluş akıllı cep telefonlarının yarı boyutlarında. Eşim şimdi rahat bir şekilde her gün dilediği bir zaman diliminde kan şekeri ölçümünü acısız bir şekilde gerçekleştirebiliyor.

* * *

Eşimin ve aynı rahatsızlığı yaşayanların, parmak ucu delerek kan çıkarmak uğraşısından kurtulmalarından mutlu olmam gerekirken, üzüntü duyuyorum. Üzüntü duyduğum nokta ise, İslam Aleminin keşif ve icat gibi saygın değerleri bırakıp onları günden güne geliştirerek, seviye yükselten ülkelere seyirci kalması, hatta faydalandığı buluşlara minnet duymayı düşünmemesi aymazlıktır. Bu aymazlık aklı başında olan herkesi üzer.

Ama tarihte bize gurur veren örnekler yok değil:

•Bunlardan bir tanesi çiçek aşısıdır. Çiçek aşısı gibi önemli bir buluşun Osmanlı'da tatbik edildiğini İngiltere'nin Osmanlı Büyükelçisinin eşi Lady Mary 1717'de fark ediyor. 1721'de ülkesine dönünce kendisi ve çocukları üzerinde uyguluyor. Başarılı olunca etrafı ile paylaşıyor.

•1796'da İngiliz Edward Janner'in geliştirdiği yöntem dünyada çiçek hastalığını sona erdiriyor. Bu başarıyı Osmanlı sistemi ile başlayan olayın sağladığı açık, ne yazık ki çiçek aşısı buluşunu İngilizlere kaptırmışız. Üstelik seneler sonra ünlü ozanımız Aşık Veysel'e uygulayıp Ağma kalmasını engelleyememişiz.

•Farabi, Buruni, İbni Sina, Ali Kuşçu gibi bir çok değerlerimizin devamını getiremeyişimizin irdelenmesi bugün için bile geçerlidir.

Üretimi önemsemeyip, ibadetle yetinmenin çok büyük eksiklik olduğunu anlamanın zamanı geçeli çok oldu.

Ayrıca verimliliğe ulaşmamış üretimin; "Üretmek" değil, "Kendi, kendini oyalamak" olduğu da acı bir gerçektir.

Dünyanın en eski ürünlerinden buğdayın ana vatanı Anadolu'dur. Bu konudaki dönüm başı verimliliğe bakmak nerede olduğumuzu anlamamıza yetecektir.

Literatürde İngiltere'nin son zamanlarda dönüm başı 1,6 ton buğday üreterek rekor kırdığı görülüyor. Almanya'nın verimlilikte İngiltere'nin yarısına ulaşırken Türkiye ortalamasının da Almanya'nın ortalamasının ancak dörtte biri, yani İngiltere'nin sekizde biri kadar verimlilik sağladığı saptanmış.

Durum; şimdilik İlhan Çenesiz'i teselli edecek birilerini aramaktan ibarettir.

En güzel günler sizlerin olsun.