Öyle derinine tarih bilgim yok ama büyüklerimden, Fransa’nın tarih boyunca Türk Devletine ihanet ettiğini, sözünü tutmadığını, dönek olduğunu, ikiyüzlü ve menfaatperest olduğunu duydum. Kendi kültürümde, işgal ettiği topraklarda ve sömürgelerinde, çok şedit ve caniyane davrandıklarını bilirim. İşgal ettiği bütün topraklarda SOYKIRIM yaptığını da bilirim. Şiddetli ırkçıdırlar. (Bu tespit bütün Avrupa için geçerlidir)
Millî hislerinde ve milliciliklerinde yani Fransız olmak bakımından; Almanların Alman olmasından çok daha fazla faşist olduklarını bizzat bilirim.
&
HOLLANDE NİYE GELDİ?
Genel olarak Fransız cumhurbaşkanları Türkiye’ye gelmez. Bu kuraldır. Yedi yıllık hizmet süreleri içinde protokollerinde Türkiye’ye ziyaret yoktur. Buna karşılık görev sürelerinin bitimine tam altı ay kala protokollerinde yazılıdır, mutlaka Ermenistan’a veda ziyareti yaparlar. Uydurma soykırım anıtına çelenk kor, Türkiye aleyhine konuşur dönerler. Mitterand gitti, Jacques Chirac (jak şirak) gitti, Sarkozy gitti, bu da gidecek. Bakalım neler diyecek?
*
Bu menfaatperest, ikiyüzlü Fransız yetkili, 22 sene sonra geldiyse % 2500 kendi çıkarı için gelmiştir. Elbette devletlerarası ilişkiler çıkar esasına dayanır. O ne istedi bilmem. Eğer bizim aldığımızdan bir mikron fazla verdilerse başımızdakilere bunu haram ederim. Onlar çıkarı için her yola ama yasal ve yasadışı her yola teşebbüs ederken acaba bizimkiler ülke ve millet yararına ne aldı ben ona bakarım.
*
GERÇEKLER BÖYLE İKEN BİZİMKİLER NE YAPAR?
Evet, soruyorum, bizim iktidar cephesi bu çıkarcı ve soykırımcı yalancılara ne yaptı? Basından gördüğün kadarı ile meselâ;
•Vizenin kalkması için baskı yapıldı mı? Hayır.
•Türk İş Adamlarına çıkardıkları güçlükleri konuştunuz mu? Hayır?
•Ermenilerin soykırım yalanına alet oldukları için özür diledi mi? Hayır.
•Türk halkının Fransa’da “soykırım yalandır” demek hakkını savundunuz mu? Hayır.
•Böyle faşizan, antidemokratik, ilkel, gerici ve bağnaz yasayı kaldıracağız dedi mi? Hayır.
•Siz, kaldır diye baskı yaptınız mı? Hayır.
•Fransa’da kırk-elli yıldır yaşayan ve belediye başkanı veya milletvekili olmak isteyen Türklere “Soykırımı bizzat ve şahsen tanı ve özür dile, yoksa aday olamazsınız” baskısı yapmanın ne menem bir rezillik olduğunu söyleyip adamı utandırdınız mı? Hayır.
•Kıbrıs için somut bir adım var mı? Yok.
•Batı Trakya Türkleri için Yunanistan’ı kınadı mı? Hayır.
•Irak Türkmenleri işkence içinde, konuştunuz mu? Hayır.
•Çin’in Uygur Türklerine yaptığı zulüm ve kırımı konuştunuz mu? Hayır.
•Ermenistan’ın çeyrek asırdır Azerbaycan’da yaptığı zulmü, hukuksuz ve yayılmacı işgali konuştunuz mu? Hayır.
Aha da adam gitti. Dinledim, bize yarar hiçbir şey yok. Yani Türkiye’nin kazanımı sıfır. Klasik ve genel yalan ve uyutmaları diğer ülkeler gibi bu adam da 3876’ncı kez tekrarladı gitti.
*
GELELİM MUHALEFET CEPHESİNE.
Bay muhalefet ne yaptı? Hiçbir şey.
Peki, bay muhalefet sizin işiniz ne? Millî meselelerimiz sizi ilgilendirmiyor mu? Siz niye hükümete bu konularda bu adama ciddi olarak, netice alacak şekilde baskı yap diye baskı yapmadınız?
Bu işler bir tek Sayın Doğu Perinçek ile Sayın Haydar Baş’a mı vazife?
Ya sendika ve dernekler!
Sendikalar, dernekler sizin işiniz ne? Bu memleket meseleleri siz ilgilendirmiyor mu?
Yarın bir parti lideri, bir sendika başkanı, bir dernek başkanı, bir belediye başkanı, Fransa’ya gitse; iki zirzop Fransız gazeteci size;
-“1915 Ermenilere soykırım yaptınız. Utanmıyor musun? Özür dilesene“ dese ne cevap vereceksiniz?
Hayır, yok desen hapse gireceksin be adam!
Evet, var diyemezsin. Dersen cahil olduğun ortaya çıkar. Çünkü yok. Peki, susacak mısın? Yoksa kırk yıldır bütün başbakan ve cumhurbaşkanlarımızın yaptığı gibi, korkak, kaypak ve uydurma cevaplar mı vereceksiniz?
Aslanlar GİBİ “HAYIR LAN! BUNLAR ULUSLARARASI EMPERYALİZMİN YALANIDIR. SOYKIRIM SUÇLUSU ERMENİLERDİR. BİZ ERMENİLERDEN ÖZÜR BEKLİYORUZ” deyip biraz da tarihten bahsedebilecek misin?
Seni bu soykırım yalanı ve yasaları utandırmıyor mu?
Büyük küçük bütün partilerin, sendika ve derneklerin iktidarı sıkıştırması lâzımdı.
*
Millî Davalar, Millî Haysiyet Ve Millî Onurumuzdur. Dünyanın en ağır iftirası ile karşı karşıyayız. Onlar çamur atmış yasa çıkarmış, bizi aşağılıyor, savunma ve söz hakkımızı kısıtlamış, eziyor. Dünyaya bizi katliamcı ve soykırımcı diye rezil ediyor. Bizim için çok büyük onur kırıcı bir ve aleyhimize durum var. Bunları görmüyor musunuz? Millî ve kişisel haysiyetimizi, onurumuzu çiğnetmemek ve korumak nasıl olacak?
Ticarî ilişkileri artıracağız veya AB’ye gireceğiz diye onurumuzun ayaklar altına alınmasına, haysiyet kırıcı bu tutuma göz mü yumuyorsunuz? Her şey para değildir. İnsanın da, milletlerin de onuru vardır ve kutsaldır.
*
SONUÇ
Onlar çatır çatır yasa yapar, işi lafta bırakmaz, somut adımlar atar. Bizimkiler lafla bir güncük, (evet bir güncük) bir kerecik (evet bir kerecik) buna kızarak bir iki laf ederler. Ama onların yasası, çıkmıştır ve müeyyidesi (yaptırımı) vardır. Artık Fransa’da (ve 7-8 ülkede) hiçbir Türk atalarını savunma hakkına sahip değildir. Bunu ağızlarına bile almaları yasaktır. Suçtur, büyük para cezası vardır.
Milyarlarca dolarlık ticaret hacmimiz varmış. Fransa’nın hiiiç umuru değil. Değil ki kararlarından bir adım bile geri atmıyor. Ermenistan gibi zayıf, küçük ve çakma devleti sana tercih ediyor. Daha başka mukayeseler de yapılabilir. Lafı uzatmayalım. Mesele ve netice şudur:
Fransa beş yüz yıldır Türklere düşmandır, gelecek beşyüz yıl içinde de düşman kalacaktır. Aynı Amerika gibi bizden sekiz menfaat almadan bize bir menfaat vermeyecektir. Onlar kendi çıkarlarını taviz vermeden ne güzel koruyorlar.
İyi de bizim elimiz armut mu topluyor, yoksa dilimizi mi yuttuk?
Ey hükümet!
Ey muhalefet!
Ey sivil toplum kuruluşları!...