Amerikancı Karşıdevrim Projesi olarak AKP’nin Türk siyaset sahnesine sürülmesi emperyalizmin stratejisinin taktik hamlelerinden biridir.
ABD, AKP’nin oluşması için uzun yıllar sistemli bir çalışma yürütmüştür. Türk siyasetinde AKP’ye alan açmak için 28 Şubat 1997’den sonra giderek artan bir hızda mıntıka temizliği yapılmıştır. Dikensiz gül bahçesi…
Bu durum, öylesine gerçektir ki üzerinde tartışmak zaman kaybıdır. Bu konuda sayısız kitap ve makale yayımlanmıştır.
Terazinin öbür kefesinde yer alan parlamento içi ve dışı muhalif yapılara bakarsak AKP’nin köpeksiz köyde değneksiz gezdiğini görebiliriz. Başta CHP ve MHP ile başlayan liste sendikalar, derneklerle uzayıp genişleyerek gitmektedir.
Bu yapıların muhalefet yapar gibi görünerek AKP’ye yardım ve yataklık etmeleri AKP’den daha büyük bir sorundur. Ve şüphesiz bu yapıların arada havlasalar da ısırmamaları ABD’nin toplum mühendisliği hamlelerinin başarısıdır.
Bu perspektifle olgulara bakılmadıkça, görülen fotoğraf kareleri fevkalade aldatıcı anlık görüntülerdir. Kitleler, muhalefet yapar gibi duruşlarla oyalanmakta, biriken muhalif enerji topraklanmaktadır. Bu arada atı alan Üsküdar’ı geçerek işine bakmaktadır.
Son dönemde Türkiye, Yerel Yönetim ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini peş peşe yaşamıştır. Alınan sonuçlar CHP ve MHP’nin şahsında hezimettir. Özellikle CHP tabanında biriken aşırı enerji, mevcut çatı yönetimini sıkıştırmaktadır.
Küresel çeteler, verilen ödevlerini henüz bitirmemiş çatı yönetimin devamı için taktik hamleler geliştirmek zorundadırlar. Bu anlayışın ışığında genel görünüm şöyledir.
EMPERYALİZMİN YENİ ÜÇGENİ…
“Yeni Türkiye”… Erdoğan… (AKP)
“Yeni Yaşam”… Selahattin Demirtaş (PKK/BDP/HDP)
Bir kaset operasyonu ile Baykal’ın CHP’nin Genel Başkanlığından indirilmesinden sonra Kılıçdaroğlu Genel Başkan seçilmiş ve “yeni” üçgeninin muhalefet köşesi tamamlanmıştır. CHP artık “Y-CHP” olarak yazılıp söylenmeye başlamıştır.
AKP karşısında her seçimde alınan yenilgiler Parti tabanında giderek artan muhalif bir enerji birikmesine yol açmıştır.
Son yerel seçimler ile yakın ara yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ise tabandaki gerginliği ister istemez arttırmıştır.
“Y-CHP” dönemine damgasını vuran ABD’ci, AB’ci, NATO’cu TESEV’ci, SOROSÇU, Fetocu, PKK uzantısı kadroların partiye yerleştirilmesidir. “Yeni” ile kastedilen, üstü örtülmeye çalışılan bu ucube koalisyondur. Topluma “yeni” olarak sunulan hemen her şey küresel çetelerin toplum mühendisliği dayatmasının bir sonucudur. “Yeni” yaftasının ucunu kaldırdığınızda, emperyalizmin iğrenç yüzü, bütün dehşetiyle karşınıza çıkmaktadır.
Parti tabanı ile doku uyumu olmayan Y-CHP çatı yönetimi ister istemez yüksek gerilim hattı oluşturmuştur.
BASKIN KURULTAY…
Cumhurbaşkanı seçiminde yaşanan hezimet sonrası Gurup Başkan Vekili Muharrem İnce’nin yaptığı çıkışı tabanda biriken tepkiye tercüman olmuştur. Genel Başkanı istifaya davet eden İnce, kurultay talebinde bulunmuştur.
Genel Başkan ilk tepki olarak “bulun yeter sayıyı” mealinde bir yanıt vererek peşin satan tüccarı oynamıştır.
Toplumdan yükselerek gelen destek dalgası karşısında vites büyüten Genel Başkan 5-6 Eylül tarihlerinde Kurultay yapılacağını açıklamıştır. “Baskın basanındır” derler… Bu tam bir “Baskın Kurultay”dır. Kurultaylar partisi olarak da nam salan CHP’de bir ilktir.
2010 yılından beri dantel gibi örülen delege yapısıyla yapılacak Kurultay’dan çıkacak sonucu görmek için müneccim olmaya gerek yoktur.
Birkaç gün içinde yaşananlardan görülmektedir ki Muharrem İnce bu hamleyi partideki muhalif vekillerle ve isimlerle görüşmeden almıştır. Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmediği gibi etrafa sıçrayacaklar hiç hesaba katılmamıştır.
Kendi halinde bir mahalle güzelleştirme derneği başkanlığı için bile yönetime adaylık açıklaması, genel kurul isteği bu kadar paldır küldür yapılmaz. Bu hamle karşısında demezler mi, “Koçum sen ya sayı saymasını bilmiyorsun, ya da hiç dayak yememişsin…” diye.
Sonucu açık seçik ortada bir Kurultay için kim destek verir acaba, sorusu tam bir kabir azabıdır. Baskın kurultay açıklamasından hemen sonra 78 İl Başkanı Genel Başkan’ı desteklediklerini açıklamışlardır.
Masa iskemle kavgasının temel strateji haline geldiği bir siyasi yapıda, genel seçimler kapıya dayanmışken farklı bir duruş beklemek abesle iştigalden başka bir şey değildir. Seçilecek bir sıraya yazılıp da milletvekili olmak varken sayı saymasını bilmeyen bu yaramaz vekilin gürültüsüne kim destek çıkar ki?
Sular bulandırılınca, Mustafa Sarıgül hemen sahne alarak Genel Başkanı desteklediğini söyleyerek safını belli etmiştir. Bir gün sonra gelen karşı hamle tam bir jesttir. Sarıgül ekibinden isimler listeye alınacakmış. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez…
Çatı yönetimi öylesine panik haldedir ki Kurultay konusunda milletvekillerine demeç vermemeleri için cep telefonlarına iletiler gönderilmiştir.
Baskın Kurultay için seçilen yer CHP gibi geniş tabanlı bir parti için nohut oda, bakla sofadır. Anlaşılan tabanın salona girmesi istenmemektedir.
Özetlediğimiz bu durumdan sonra “Ey Muharrem İnce, seni arkandan kim itti?” diye sormaz mısınız?
GELELİM KURULTAY SONRASINA…
Bahçede top oynayan yaramaz çocuk, kırdığı cam için büyüklerinden özür diler! Özür dilediği için yeniden milletvekili olmasına izin verilir.
“Ulusalcı, faşist, kafatasçı” olduğu söylenen vekiller genel seçimlerde ya listeye alınmaz veya seçilemeyecekleri yerlere yazılır.
Çatı yönetime karşı tepki gösteren taban, diz çöktürülerek sindirilir. Taraf olmayanın bertaraf olduğunu, CHP tabanına da “tıpış-tıpış” öğretmek isteyenler vardır.
Böylece 2015 veya olası bir baskın seçimde Erdoğan’ın rahatlaması sağlanır. Bir diğer deyişle Bölünmüş Ortadoğu Projesi gereği şehir devletlerine bölünme dayatmasına karşı duracak CHP’nin tabanı baskın kurultay ile oyalanmaktadır. Bir diğer deyişle cici muhalefete özel çakma gündem…
Unutmayınız “yeni” olduğu söylenen her şey gerçek olsa da doğru anlamına gelmez. Örneğin yağmur gerçektir. Ama tam da harman öncesi yağan bir deli yağmur ekinleri yatırır ve verim düşer.
“Oğlan bizim kız bizim / Çatlasın kaynanası” adlı türkü, “İktidar bizim muhalefet bizim / Çatlasın Türk milleti” şeklinde değiştirilerek piyasaya sürülmek istenmektedir. Türk milletinin ateşle imtihanı, bu kez CHP saflarında yaşanmaktadır. Soruların yanıtları “anahtar liste” ile delegelere dağıtılacaktır. Aman bir aksilik ve çatıda sızıntı olmasın…
Meraklısı için Muharrem İnce’den seçme inciler...
•Özgürlükçü demokrasiye ulaşmak ve yeni anayasa yapmak…
•AB ve 2023’de tam üyelik hedef olmalı…
•Kürt sorununun çözümünde TBMM etkin olmalı, siyasi sorumluluğu olmayanlar etkin olmamalıdır. (Yurt Gazetesi, 19 Ağustos 2014)
Bunların yanında birkaç şey daha var. Ancak onlar kebabın yanında maydanoz niyetine laflar. Şu aktardığım üç maddenin AKP ve Erdoğan’ın söylemleriyle farkı var mı? “İktidar bizim muhalefet bizim” türküsünün ne denli cuk oturduğunu işaretidir. Hepsi bu…