Ayakta alkışlıyorum derken, futbolcuların ve teknik heyetin özverisinden bahsediyorum. Tüm sıkıntılara rağmen sorunları sahaya yansıtmayan ve müthiş bir mücadele örneği sergileyen futbolcuların Çankırı’da ortaya koydukları ‘onur mücadelesi’ etkileyiciydi. Aslında o mücadelenin altında anlayabilene çok ince ve anlamlı mesajlar var.

Teknik Direktör Gürses Kılıç her ne kadar “ekonomik olarak birçok kulüpten daha iyi durumdayız” dese de ben bir noktadan sonra bu görüşe katılmıyorum.

Futbolculara uzun zamandır ödeme yapılmadığını herkes biliyor. İki haftadır uğraş verilmesine rağmen bir Sebatspor maçının primi bile ödenemedi. Hocam bu mu şimdi birçok kulüpten daha iyi olmak?

Paranız olmayabilir, bir yere kadar onu da kabul ediyorum. Ama para yoksa ilgi de mi olmaz. Bu futbolcular kendi kaderlerine mi terk edilecek hep? Körfezspor maçında bir tek yöneticinin bile olmamasını yadırgamış ama uzak deplasman olması nedeniyle hoşgörü ile bakarak olayı fazla büyütmek istememiştim. Ama ya Çankırı, orası da mı çok uzak? Maalesef Çankırı’da da bir tek yönetici yoktu. Yani kısacası, Çorumspor Futbol Takımı tamamen kaderine terk edilmiş durumda.

Pazar günü Adıyamanspor galibiyetinden sonra birçok yönetici sahaya inip futbolcuları tebrik etti, peki Çorumspor kazanamasaydı o insanlar yine sahaya inecek miydi? Doğrusu çok merak ediyorum. Madem takımı kaderine terk ettiniz, Çorum’daki maçlarda da şov yapmayın.

Yine Teknik Direktör Gürses Kılıç her ne kadar “Çorumspor’da bir belirsizlik ortamı yok” dese de ben buna katılmıyorum. Belirsizliğin hem de kralı var hocam.

Tüm bu şartlar altında futbolcular Çankırı’da sahaya çıkıp aslanlar gibi mücadele ettiler. Golü bulup öne geçtiler, kazanabilirlerdi. Ama yenilebilirlerdi de.

Skordan ziyade sahadaki onurlu mücadeleye bakıyorum. Ve doğrusu futbolcuların aslında bu mesaj dolu mücadelelerini ayakta alkışlıyorum.