Sanırım hiç kimse olayların böyle bir noktaya geleceğini tahmin edemezdi. Daha maç saatine kadar her şey günlük güneşlik iken, şampiyonluk şarkıları söylenirken, bugün “Serkan gitmezse maça gelmeyiz” gibi yorumlar yapılıyor. Allah aşkına, bu mu Çorum FK sevginiz?

Önce, kısa da olsa bir maç değerlendirmesi yapmak istiyorum. Sakat ve cezalı oyuncu sayısının bir hayli fazla olması nedeniyle, hamle oyuncu sayısı hiç yoktu. Bu şartlarda çıkılan maçta, pozisyonlar da buldu Çorum FK. Maçın genelindeki oyun olmasa da, mücadele iyiydi. Elbette pozisyonlar da verdi Çorum FK ama genel görüntüsüyle maçın hakkı beraberlikti.

İkinci yarıda, Serkan Yavuz’un 10 dakika içerisinde yaptığı iki ölümcül bireysel hata sonucu skor bir anda 2-0’a geldi. Sırf Diyarbakırlı ve Amed’den geldi diye Serkan Yavuz’la ilgili yapılan eleştiriler çok acımasız. Hiç kimse böyle bir duruma düşmek istemez. Keşke taraftarlarımız, yuhalamak ve küfretmek yerine Serkan’a ilk hatasından sonra alkışla moral verseydi. Belki ikinci hatayı yapmazdı. Tepkiden sonra dağıldı, toparlayamadı. Peşinden de ikinci hata geldi. İçinde bulunduğu ruh haliyle, üçüncü hatayı bile yapabilirdi. Bu kaçınılmaz. Tam, bir taraftar profilimiz oluştu dediğimiz günlerde yaşanan bu olay, düşünce olarak bizi yıllarca saydığımız noktaya geri döndürdü.

Son bölümlerde Çorum FK’nın iki önemli pozisyonu vardı. Bunlar gol olsa, maç 2-2 de bitebilirdi. Ama, olmadı. Bunca eksik oyuncu varken, alınan yenilgi ve üstüne yaşanan bu dramatik olay, camiayı yaraladı. Ama ligin devam ettiği gerçeğini unutmamak lazım. Uzun lig maratonunda bu tür kayıplar elbette olacaktır. İşte, camia olup olamadığımız da bu zor günlerde belli olacak. İyi iken övgü dizmek kolay, esas olan, kötü günde koşulsuz destek olabilmektir. Bunu yapabilirsek, zor günleri elbirliği ile atlatabiliriz. Yoksa kısır bir döngü içerisinde yerimizde sayar, rakiplerin başarılarına gıpta ile bakmaya devam ederiz.