2013 yılında ticaret hayatımıza giren yeni Türk Ticaret Kanunu beraberinde modern ve global ticarete uygun bir çok yeniliği beraberinde getirmiştir. Bunlardan bir tanesi de tüzel kişilerin yönetim kurulu üyeliğine seçilebilmeleri ve pay sahibi olma şartının kaldırılmasıdır.
Yeni kanunumuzda, anonim şirket genel kurulunda, pay sahibi olan veya olmayan bir tüzel kişinin de yönetim kuruluna seçilmesi mümkündür. Pay sahibi olmayan tüzel kişinin yönetim kuruluna seçilmesi, özellikle şirket toplulukları içerisinde daha olası bir durumdur. Burada eski Ticaret kanunundan farklı olarak, artık genel kurulda tüzel kişinin temsilcisi değil, doğrudan tüzel kişinin seçilecek ve yönetim kurulu üyesi olarak tüzel kişinin tescil edilecek olmasıdır. Ancak tüzel kişinin yönetim kurulu toplantılarına katılması ve oy kullanması mümkün olamayacağından, yönetim kuruluna bir tüzel kişi seçildiğinde, tüzel kişi ile birlikte tüzel kişi adına, yine tüzel kişi tarafından belirlenen sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunacaktır. Tüzel kişi adına sadece bu gerçek kişi toplantılara katılıp, oy kullanabilecektir.
Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte halen tüzel kişi adına temsilen katılan gerçek kişiler zaten verilen süre içinde şirketlerimiz yeni kanuna uyumlu hale getirilerek gerekli düzenlemeler yapıldı.
Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi kendi adına tescil edilen bu kişiyi her an değiştirebilme hakkına sahiptir. Böyle bir değiştirme halinde yeni gerçek kişinin yeniden tescil ve ilanının yaptırılması gerekecektir.
Bu durumda en çok konuşulan ve merak edilen konu tüzel kişi adına temsil eden gerçek kişinin sorumluluk ve yükümlülük sınırları ne olacağı kapsamında düğümlenmiştir. Biraz bu konuyu açıklamaya çalışır isek; Bu hakkın özünde haklı ve yerinde olarak ele alınması gereken husus, doğal olarak tüzel kişiyi temsilen yönetim kuruluna seçilen kişinin eylem, faaliyet ve işlemlerinden temsil ettiği tüzel kişinin sorumlu olacağıdır.
Dolayısı ile bu açıklamadan tüzel kişi temsilcisi olarak şirketin yönetim kurulunda görev yapan kişinin yasal bir sorumluluğunun bulunmadığını anlamak gerekiyor.
Diğer taraftan vergi mevzuatına baktığımızda ise tüzel kişi adına şirkette görev yapan kişinin sorumlulukları için şunları söyleyebiliriz; “Yönetim kurulu üyelerinin şirketin kamusal borçlarından sorumluluğu ayrıca, vergi hukuku hükümleri incelendiğinde , bu sorumluluğun yönetim kurulunda temsil olunan tüzelkişi ortağa ait olduğu yönünde görüş ağır basmaktadır. Ancak uygulamada vergi idaresi, hep yönetim kurulunda temsilcisi bulunan tüzel kişiyi değil, temsilci olan kişiyi sorumlu kılma yoluna gitmiştir.
Bu nedenle vergi mevzuatımızda yeni ticaret kanunu hükümlerine paralel bir düzenleme yapılarak, kamu borçları ve diğer yükümlülükleri açısından sorumluluğun, tüzel kişiyi temsil eden gerçek kişiye ait olmadığına, tüzel kişiliğe ait olduğuna dair bir kesin hüküm getirilmelidir.
Anonim şirketlere iştirak şeklinde ortak olan tüzel kişiler şirketlerini temsil amacı ile seçerek gönderdikleri gerçek kişileri seçerken temsil noktasında biraz sık eleyip ince dokumalıdırlar. Yukarıda bahsettiğim gibi anonim şirketlerde borçlar kanunumuz ve vergi kanunlarımız gereği sorumluluk yönetim kuruluna ait olduğundan, ticaret kanunumuzun yeni hükmü gereğince de yönetim kurulu üyesi olarak tüzel kişi kabul edildiğinden, tüzel kişiyi temsil eden gerçek kişinin görevi sırasında yapmış olduğu faaliyet ve kararların temsil ettiği tüzel kişiyi sorumluluk altına alacağından kendisini temsil edecek nitelikte gerçek kişilerin görevlendirilmesi doğru olacaktır.