Nitekim Devlet, zayıf olduğu için Ermenilerin vahşet boyutunda ki bu ihanet, cinayet ve isyanlarını önleyememiştir. Önleyecek halde değildir. Çünkü dört büyük devlet 11 cepheden saldırıyordu. Osmanlı Devleti asla bunları yenemezdi. Ermenileri cesaretlendiren zaten bu durum idi. Osmanlı Devletinin mağlup olacağına kesin gözü ile bakıyorlardı. Osmanlı Devletini yıkanlarla beraber olup, Osmanlı Devletini yıkmalı, Türk Milletini kâmilen imha etmeli ki Büyük Ermenistan’ın yolunu açılsın. Ya şimdi ya hiçbir zaman diye düşünen Ermeniler tercihini düşmandan yana yaptı.
İşte gerçek budur.
*
Ermeniler, bu vatanı bizle beraber olup savunmayarak; düşman tarafına geçerek bu vatanda yaşama haklarını kendileri yok etmiştir. Buna rağmen Osmanlı Devleti, Ermenileri cezalandırmamış sadece,
-a-Düşmanla işbirliği yapmalarını önlemek için
-b-Türk-Ermeni kardeş kavgasını (muhtemel bir iç savaşı) önlemek için küçük kümeyi, (Ermenileri) o bölgeden uzaklaştırmıştır. Kurunun içinde yaşın yanmamasına azami itina göstermiştir. Bütün dünya devletleri ve bilim adamları bu gerçeği bilmektedir.
İşte Tehcir budur.
Tehcir yapılmasaydı diyenler, siz olsanız ne yapardınız?
*
ERMENİLER EKTİĞİNİ BİÇMİŞTİR
Ermeniler, Osmanlı Devletinde baş aktörlerden biri idi. Bu şerefli ve muteber konumunu terk etti. Gitti Büyük Devletlerin figüranı ve piyonu olmayı tercih etti. Bunun suçlusu niye Osmanlı Devleti olsun? Niye Türkler olsun? Ermeniler dava edecekse kendilerini yoldan çıkaran ve yarı yolda bırakan Rusya, İngiltere, Fransa ve Amerika’dan davacı olsunlar.( 1) Nitekim birçok Ermeni yazar Büyük Devletlerin sözünü tutmadığını ( 2) Ermenileri yeterince savunmadıklarını(korumadıklarını) yazarlar ve şikâyet ederler. O halde Türkleri veya Osmanlı Devletini niye suçluyorsunuz ey soykırım yalancıları? Sen olmayan Ermenistan için yapmadık ihanet ve cinayet bırakmadın bu suç değil de; Türklerin ülkesini ve vatanını koruması ve düşmandan kurtarması mı suç? Tüm dünyaya soruyorum;
Düşman ordusu ile işbirliği yapanlara sizin ülkenizde ne ceza verirler?
Ermeniler işgalci düşmanla işbirliği yapmıştır. Yaptıklarının cezasını çekmişlerdir. Eğer suçluya ceza veren hâkimler yargılanırsa, dünyada adalet diye bir şey kalmaz. Katiller, caniler, teröristler dünyaya hâkim olur. Dünyada düzen kalmaz.
*
AMACIMIZ KİMSEYİ KIŞKIRTMAK DEĞİL
Çok daha anlatılacak vahşetler var fakat dedik ya amacımız kimseyi kimseyle düşman etmek ve kışkırtmak değil. Biz diaspora Ermenileri gibi; kışkırtıcı değiliz, barış düşmanı değiliz, “kin hastası ve intikam müptelâsı( 3)” değiliz. Biz 1000 yıllık kardeşliğin devam etmesini istiyoruz. Bizim bu ülkenin Ermeni vatandaşından zerre kadar şikâyetçi değiliz. Yüz yıldır susuyor idik. Yine susardık. Özür dilemesi gereken suçluların, eşi görülmemiş bir pişkinlikle; soykırım yalanını terk etmemesi, Türkiye’ye ve Türk Milletine büyük zarar vermektedir. Bu yalanlara cevap vermek, gerçeği Türk ve dünya kamuoyuna göstermek bize farz olmuştur.
Gönül ister ki, bu ülkenin has vatandaşı Ermeni dostlarımız da artık konuşsun. Dünyanın öbür ucundan yalan yanlış nefret söylemleri ile Türkiye Ermenilerinin rahatlarını bozmasınlar. Biz burada huzur içinde kardeşçe yaşıyoruz. Bizi birbirimize düşürmesinler. Şu küçük kitabı bile yazmamızın sebebi işte o şarlatan Ermenilerin çirkin iftirasıdır.
*
24 NİSAN NEDİR?
24 Nisan 1915 cinayet ve terör suçlusu Ermenilerin tutuklanmasına dair yasanın çıktığı tarihtir. Bu tarihte ölmüş veya öldürülmüş bir tek Ermeni yoktur. Tehciri yasası bile bu tarihten bir ay sonra çıkmıştır. Tehcir haziran temmuz aylarında yapımlaş ve kışın durdurulmuştur.
3 Ağustos 1914 de ülkede genel seferberlik ilan ediliyor. Savaş kuralları gereği (ki bütün dünyada bu böyledir) her şey ordu emrine veriliyor. Erzak, elbise, taşıt olarak her şey (eşek-at-araba) ordu emrine verileceği duyuruluyor ve ev, ev tespit yapılıyor. Ülkede müthiş yokluk ve sefillik varken, bunun yapılması zaten normal kural iken; yazar (müthiş çarpıtmacı dili ile) bu askerî ve olağan üstü tedbirleri, Yazar Vahakn, JENOSİD adlı kitabında sayfa 48 ( 4) sadece ve sadece Ermenilere karşı planlanmış bir komplo ve provokasyon olarak nitelendiriyor ve kitabın 48. Sayfasında diyor ki;
“Seferberlik Ermeni erkeklerini üç aşamada etkiledi. (Aynı aşama bütün Müslüman erkeklere de tatbik edildiği halde yazar sanki kasten ve sadece Ermeniler içinmiş gibi gösteriyor) Birinci aşama, 20-45 yaş arası Ermeni erkekler; ikinci aşama 15-20 yaş erkekler; Nihayet sıra askeri donanımın nakledilmesi için hayvanları yüklemekte görevlendirilen 45- 65 yaş arası gruba geldi.
Dâhiliye Nazırlığı, 6 Eylül 1914 de Ermeni siyasal ve cemiyet liderlerinin ( ) gözetim altına alınması talimatını vermiştir. …, …,

KAYNAKLAR:
(1) 9.Celal ÜLGEN/Coşkun ONGUN- ERMENİ İDDİALARI VE TARİHÎ GERÇEKLER – İstanbul Barosu Yayınlar Panel notları-2009-
(2) 38.Vahakn N.DADRİAN-Ulusal ve Uluslararası HUKUK SORUNU OLARAK JENOSİDE Mütercim- Yavuz ALOGAN -Belge Yayınları -Şubat 1995- Vahakn’ın kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bu kadar hukuk bilgisini, bu kadar tarih araştırmasını yapan ve ciddi derece zeki ve akıllı olan biri birazcık olsun, barışçı ve birleştirici yazsa idi çok iyi olurdu. Yazar, sonsuz derecede SOYKIRIM saplantısı içinde kalmış. Kitap, gerçeklerin ne kadar saptırıldığına mükemmel bir örnek. Kitabın özeti şu; Yazarın aynı tarzı ile örnekliyorum. -- M.Ö. İki Ermeni aralarında kavga etmiş biri ölmüş. Bu bir soykırım ve suçlusu Osmanlı Devleti --
(3) Necdet SEVİNÇ Arşiv Belgeleriyle Tehcir ERMENİ İDDİALARI VE GERÇEKLER –s. 380 Milenyum Yayn. Yazar Ermenilerden “kin hastası, intikam müptelâsı” diye bahseder. Keşke bu hadise, bin yıl kardeşçe yaşamış iki milletin birbirini böyle anacağı bir havaya girmeseydi.
(4) Vahakn N.DADRİAN -Ulusal ve Uluslararası HUKUK SORUNU OLARAK JENOSİDE Mütercim- Yavuz ALOGAN - Belge Yayınları -Şubat 1995
(SÜRECEK)