Türkiye sahipsiz değil, milyonlar

Cumhuriyet’e kol kanat geriyor

Mustafa AYDINLI: Sayın Hocam başka eklemek istediğiniz bir konu var mıdır?

Prof. Dr. Ahmet SALTIK: 10 Kasım 2018 günü vefalı Türk halkı adeta tarihe not düştü.

Sabah devlet töreni bittikten sonra Ulusumuz Ata’sını ziyaret için akın akın, dalga dalga, kollar halinde Anıtkabir’e yürüyüşe geçti. Farklı örgütlenmeler olmakla birlikte, ortak payda Cumhuriyet idi, önce ihanete düşen Osmanlı Saltanatından ve emperyalizmden kurtarıcı sonra da kurucu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kutsal emaneti Türkiye Cumhuriyeti.. Herkes, çok sayıda türbanlı da dahil, yönetenlerin Cumhuriyete karşı utanç verici bir takiyye ile yıkıcılık yaptığının ayrıdına vardığını haykırıyordu adeta.. Gözler ışıl ışıl, yumruklar sıkılı ve görkemli sloganlarla

- Ne mutlu Türk’üm diyene

- Mustafa Kemal’in askerleriyiz

- Yaşasın Cumhuriyet

- Yaşa Mustafa kemal Paşa….

Her yaştan yüzbinlerce insan seller oldu Ata’ya koştu. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir defterine her zamankinden çok daha sıcak notlar düştü, veya düşmek zorunda kaldı :

“.."Zat-ı devletlerinin ve aziz şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni dahili ve harici bedhahların saldırılarına rağmen dünyanın en güçlü ve müreffeh devletlerinden biri yapma yolunda kararlılıkla yürüyoruz….. Aziz Atatürk İstiklal Harbimizin Başkomutanı ve Cumhuriyetin kurucusu olan şahsınızı vefatınızın 80'inci yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. Zat-ı devletlerinin ve aziz şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni dahili ve harici bedhahların saldırılarına rağmen dünyanın en güçlü ve müreffeh devletlerinden biri yapma yolunda kararlılıkla yürüyoruz.”

Biz, gün içinde bir konferans verdik “100 üncü Yıla 5 Kala” başlıklı.. (http://ahmetsaltik.net/arsiv/2018/11/100_uncu_YILA_5_KALA_10.11.18-1.pdf)

Akşam saatlerinde 20:00 - 21:00 dolayında Anıtkabir’e gittik. Kendimizi bildik bileli son 40-45 yılda böyle bir manzara görmemiştik. Gün kararmış ama insanlar hala akın akın Mozele’ye yürüyordu. Mozole merdivenleri tümüyle karınca öbeklerini andırıcasına insan toplulukları ile örtülüydü. Çevrede meşaleler yanıyor, Mustafa Kemal Paşa’nın kendi sesinden 10 . Yıl Söylevi okunuyordu.. Durduk ve huşu içinde, bir kez daha duygu dolu ama göğsümüz kabararak dinledik..

10 Kasım 2018 günü Anıtkabir'i ziyaret edenler 1,5-2 milyonu bularak tüm zamanların rekorunu kırdı sanıyoruz. Net rakam kısa sürede açıklanır.. Biz gece 21:00 dolayında orada idik ve insanlar "hala" dalga dalga Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu eşsiz öncü - devrimci Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e saygılarını sunmak üzere gelmekteydi. Vefalı Türk Ulusuna teşekkür ederiz.

•Türkiye sahipsiz değildir; milyonlar Cumhuriyete kol kanat germektedir.

•Herkes bu gerçeği böylece bilmeli ve kabul etmeli.

31 Mart 2019 yerel seçimleri AKP iktidarı ve Türkiye için “belirleyici” niteliktedir.

Politik-psikolojik denge, 29 Ekim 2018 ve 10 Kasım 2018’de Ulusun aydınlık kesimlerinin ayağa kalkması ile Cumhuriyetçiler lehine dönmüştür. Bu politik iklimin muhalefet partilerince en akılıcı biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir.

* * *

İktidarın 16 yıldır sürdürdüğü sermayeyi destekleme odaklı ekonomi politikaları, geçim koşullarını yoksullar aleyhine giderek kötüleştirdi. Erdoğan’ın otoriter yönetimi toplumu kutuplaştırdı ve karşıtlarını ötekileştirdi. Bu baskıcı despotik dayatma toplumun ruh sağlığını da bozdu. Ekim'den - Ekim'e yıllık tüketici enflasyonu %25 açıklandı. Üretici fiyatları enflasyonu ise %45! Korkunç bir yıkım! Memur - işçi zamları öne alınmalı, yıl sonu beklenmemeli. İnsanlar harcama yapabilsin ki üretim çarkları da dönsün, STAGFLASYON (yüksek enflasyona karşın durgunluk!) riski kapıda! Elektrik - doğal gaz - akaryakıt zamları bekletilmiyor nedense (kutsal serbest piyasa!) ama milyonlarca dar gelirli aylarca inletiliyor zam için. Bu politika hiç adil değil. Elektrik – doğalgaz zamları kısmen geri alınmalı.

•İktidar, kendi zengin ettiklerine = dinci rantiyeye SERVET VERGİSİ koyabilir mi?

Oysa yoksul halka yıkılıyor yaratılan bunalımın ağır bedeli! Bu kabul edilemez.

* * *

Andımızdaki “Türk’üm” sözcüğü, birilerine batıyor ve gerekçe komik; ‘Bu ülkede yalnızca Türk yokmuş.’ Yüce önder Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk Milleti denir” tanımını anlayamayanlar; bu ülke halkı Arap değil, neden ezan Arapça okunuyor?! Fransa'da, İngiltere'de, ABD'de, Almanya'da... salt Fransız - İngiliz - Amerikan - Alman mı var; yoksa bu ülkelerde yaşayan tüüüüüüm etnisitelerin ortak yurttaşlık üst kimliği mi var?? Örneğin, neden Cezayir kökenli bir Müslüman "ben Fransızım" diyebiliyor? Hepsi assimile edildi de tek bizim Kürtçüler mi en uyanık kaldı!?? Kürt kardeşlerimiz Kürt kökenli Türk'tür! Kürtlerimiz, emperyalizmin maşası Kürt ağalarının feodal sömürüsünden, önce Uluslaşarak kurtulacak.. Etnik milliyetçilik tuzağına düşmeyecek; herkese demokrasi ve insan hakları; şu ya da bu etnisiteye değil.. eşit yurttaşlık değil YURTTAŞLARIN EŞİTLİĞİ!

Sonuç olarak; Mustafa Kemal ATATÜRK gerçekçi bir Aydınlanma – Çağdaşlaşma modeli sunmuştur Türkiye’ye. Bu hepimizin ortak, vazgeçilmez ve ötelenemez – ertelenemez zorunluluğudur. Halkı bu ortak paydada birleştirmek gerekir, aksi durumda Osmanlı’nın son dönemlerinde bilime sırtını dönmesi nedeniyle yıkılması gibi Türkiye de parçalanır, sömürge olur; 21. yy’da bilim toplumu olmadan yaşama şansı yoktur. İktidar vb. hırslar uğruna ülkemizi bu hedeften uzaklaştırmak, halkı kutuplaştırmak tarih önünde Türkiye’ye çok ağır bir ihanettir.

Yüce ATATÜRK’ün çok anlamlı 2 sözü – saptaması ile bağlayalım :

•“Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir..”

•“Benim naçiz bedenim elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..”

Biz, Mustafa Kemal Paşa için yas tutmak yerine, DEVRİMLERİNE – ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNİN ÜSTÜNE TÜRKİYE’Yİ TAŞIMAYA çabalamalıyız; hepimizin kurtuluşu burada.

Mustafa AYDINLI : ÇORUM HABER okuyucuları adına verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum. Başka bir söyleşide görüşmek üzere iyi günler diliyorum.