TEKNOLOJI VE EMEK İLİŞKİSİ
Sanayileşme ve üretim araçlarındaki gelişme ve çeşitlilik her zaman şu iki konuda:
1. Teknoloji gelişim için şarttır, işgücüne avantaj sağlar,
2. Teknoloji emeğe vurulacak darbedir, otomasyona geçtikçe iş gücüne talep azalır.
Ana fikirleri etrafında anlaşmazlık doğurmuştur.
Her iki düşünceyi de savunanların mantıklı ve kabul edilebilir fikirleri olduğu açıktır. Sanayi devrimi sırasında ekonomik gelişmelere bağlı olarak, teknolojiye yapılan yatırım ve gösterilen ilgi üretim araçlarında da değişikliğe ve gelişime yol açmıştır. Emek ve teknoloji çatışmaları tam da bu yıllarda ;( 18. yy da) kırsal kesimde başlamıştır.
Bir takım işçiler işlerinin kaybetme düşüncesi ile üretim araçlarını parçalayıp kırsalda yağma başlatmış ve sanayileşmeyi hatta bu devrimi sabote etmeye kalkışmıştır.
20.yy da işçiler teknolojiyi büyük bir olgunluk hatta merakla karşılamalarına rağmen büyük ölçüde de endişe duymaktan geri kalmamıştır
Günümüzde de gelişen teknoloji ve otomasyonlar karşısında kaygı duymadığını ve çok memnun olduğunu söyleyecek bir iş gücü bulmak oldukça zordur.(çünkü emeğin örgütsel eğitimi ne yazık ki ülkemizde sağlanamamış sendikal faaliyetler yeterli düzeye getirilememiş ve daha vahimi sanayii devrimi başarılamamıştır)
“DÜN, İPTAL EDİLMİŞ BİR ÇEKTİR. YARIN, EMRE YAZILI BİR SENETTİR. BUGÜN İSE PEŞİN PARADIR. BUGÜNDEN YARARLANINIZ.”KAY LYDAS
Şimdi bu aşamada bir analiz daha yapmakta yarar görüyorum minimal ölçekte tek bir işveren açısından emeğin konumu ile bir sektör ve ülke için toplam işgücünün teknolojik ilişkisini irdelediğimizde durum daha açık ve farklı olarak ortaya çıkmaktadır.,
Tek bir iş gören için teknoloji her zaman değişime, yeniden eğitime, hatta iş kaybına yol açabilir. Teknoloji ile mevcut işlerini kaybedeceğini düşünen işçiler tek bir işverenin emri altındayken çoğu zaman haklı olabilirler
“TEKNOLOJİ VE GELİŞİM İŞLERİ YOK ETMEZ ANCAK ÇALIŞAN KİMİ İŞ GÖRENLERİN İSTİHDAMINA HAZIR OLMADIKLARI YENİ İŞLER YARATIR.”
Kendini yeni duruma hazırlamayan işgücü ve bu yeni dönemi doğru bir geçiş ile başaramayan işveren arasında gerginlik sürtüşme ve işten çıkarılma kaçınılmaz olur. Yönetimler teknik ilerleme ile birlikte tam iş ve ücret güvenliği sağlasa bile çalışanlar zaman ve enerjilerinden özveride bulunmak durumunda kalacaktır. Kuşkusuz böyle bir durumda dengeleri doğru hesaplanmış bir strateji ile sorun daha kolay halledilebilecektir
Diğer taraftan tek bir işveren dışında genel bir Teknoloji transferi ve sektör yapılanması ile birlikte topyekûn bir kalkınma hamlesi içerisindeki ülkeler için teknik gelişimin yararları saymakla bitmeyecek kadar fazladır.
ÇİN’DE “KRİZ” KELİMESİ İKİ KARAKTER İHTİVA EDER, BİRİ TEHLİKEYİ DİĞERİ DE FIRSATI SİMGELER.
Tüm ekonomik sistem için uygulanan teknolojik gelişime ait birçok örnek mevcuttur, bunlar incelediğinde ise şu ana fikirlere ulaşmak mümkün olur:
• Teknoloji, iş gücünün daha rasyonel kullanıma yönelmesine olanak sağlar
• Teknoloji işgücüne olan gereksinimi ortadan kaldırmaz aksine yeni istihdam alanları açar
• Teknoloji ile birlikte ilerleme arttıkça verimlilik artmakta verimlilik artışı kapasite artışıma kapasite artışı da işgücüne olan talebi artırmaktadır
• Teknoloji üretim maliyetini düşürerek diğer kollardaki, üretim maliyetine imkân sağlar ve o koldaki istihdam artışına neden olur
Sonuç olarak teknolojik gelişimin emek üzerinde olumlu etkisi olduğu aşikârdır ancak kaybedilmesi olası sosyal haklar için örgütlü sendikaların varlığı emeğin gelişen teknoloji ve sertleşen rekabet ve sermaye sahipleri üzerinde denge unsuru olması da kaçınılmaz bir gerçektir.