Türkiye’mizde ve dünyada senenin belli günleri ve haftaları çeşitli isim ve konularla adlandırılarak içerikleri doğrultusunda kutlanıyor. Bu gün ve haftalarda, konuları ile ilgili önemli hususlar toplumla paylaşılıp toplum bilgilendirilerek, o konuda toplumsal şuurun hatırlatılması ve yaşatılması gibi çok önemli görevler yapılıyor.

Örneğin Kızılay Haftası, dünyadaki bütün felaketzedelerin yardımına, harp, darp, deprem vs. gibi felakete uğrayanların imdadına koşmaktadır. Örneğin, 14 Şubat Sevgililer Günü, analar babalar vs. gibi günlerde toplumsal barışın, ikili ve üçlü anlaşmazlıkların giderilmesine, nefretin yerine sevginin yerleştirilmesine katkıda bulunmak bu konulardaki (hediye-behiye vs. gibi) ekonomik harcamalarla toplumda ekonomik canlılığa katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Gönül ister ki bu güzellikler günlük, haftalık değil, yıllık hatta ömürlük olsun. Ancak yeterli olmamakla beraber özel gün ve haftalarda toplumun uyarılması ve bilinçlendirilmesi bakımından çok çok önemlidir. Bu gün ve haftaları kurumlaştırmak ve bu hayırlı STK kuruluşlarında gönüllü olarak görev almak çok daha kutsal, önemli, şerefli bir hizmettir.

Bu güzel kuruluşlardan birisi de, belki de en önemlilerinin başında gelen kuruluşlarımızdan birisi de Yeşilay teşkilatımızdır. Senenin 1-7 Mart tarihleri arası yılın Yeşilay Haftası’dır ve her yıl aynı tarihlerle toplumsal alanda çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Hemen hemen herkesin bildiği gibi Yeşilay toplum bireylerini, özellikle de çocukların ve geleceğimizin sigortası olan gençlerimizin sigara, alkol, uyuşturucu gibi insan sağlığını, insanın bedenini ve ruhunu ölümcül hale getiren ve neticede bir gül gibi soldurup öldüren, muzır, çok zararlı olan ve bağımlılık yapan maddelerden, alışkanlıklardan korumak, bu pisliklere bulaşan yavrularımızı rehabilite etmek, onları tekrar ailesine ve topluma kazandırmak için çok önemli ve çok kutsal bir görevi üstlenen, topluma hizmet amacı ile kurulan çok değerli bir sivil toplum kuruluşumuzdur. Devletimizin bu asil görevini kolaylaştırmak için kurulan yardımcı gönüllü kuruluşumuzdur.

Bugün çok medeni, çok ileri seviyede gelişmiş ülkelerin, devletlerin en önde gelen sorumluluklarından birisi de uyuşturucu illeti ile mücadeledir. Bunun için gençlerin korunması, doğurganlığın zaten hat safhada azaldığı, Avrupa Birliği devletinde devletin ve milletin geleceği olan gençler için milyarlarca avrolar harcadıkları bir husustur. Çünkü gençliğin varlığı milletin bekasıdır.

Uyuşturucu illetinin başlangıcı, ilk basamağı ne yazık ki sigaradır. İlk bakışta masum gibi görünen, stres giderici, dinlendirici (!) gibi algılanan, otlakçılık denen, onun bunun verdiği tek sigara ile başlayan ve ufacık yavrularımızı tiryaki haline getiren canavar bir illettir. Sigaraya izbe yerlerde, ana babaların denetiminden uzak kuytu yerlerde çocuklar, gençler bu menfur illete alışmakta, sonra alenen caddelerde şerefli bir iş yapıyorlarmış gibi sigara içmeye başlamaktadırlar. Daha sonra esrar, eroin, içki vs. gibi tehlikesi giderek çoğalan felaketlerin içine düşmekte ve uyuşturucu tacirlerinin kullanım alanında esir olmaktadırlar.

Türkiye Yeşilay Derneği Çorum Şubesi Başkanı değerli insan ve sevgili öğrenci Dr. Türker Ejder’in verdiği bilgiye göre, sigara kullanımı çocuklarda 10 yaşın altına kadar düşmüştür. Maalesef güzel Çorum’umuzda 13 yaş altı sigara kullananların sayısı Türkiye ortalamasının üstüne çıkmış, tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Aile içinde, toplumda, okullarda, üniversitelerde özellikle de devletin sıkı bir takibi zorunludur.

Eğer tedbirler sıklaştırılmazsa, bu işe bulaşan zavallı çocuklar heder olacak, başta aileleri olmak üzere toplumun başına bela olacak duruma geleceklerdir. Bu vebal ise başta aileler, toplum ve devletin üzerine olacak, felaket topluma, hepimize birden gelecektir.

“Beni sokmayan yılan bin yaşasın” sözü o yılanın bir gün ejderha olup hepimizi yutacağı gerçeği unutulmamalıdır. Çünkü vurdumduymazlık, ilgisizlik, gaflet nedeni ile topluma bir bela gelirse, sadece o illete bulaşanları değil, cemiyetin masum, mazlum herkese birden gelir. Ormana yangın sararsa kurt da yanar, kuş da, kuzu da yanar. Yakıcı ateş, yaş fidanın bir suçu kusuru yok demez. Hepsini birden yakar.

Ulu Allah bu gerçeği yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Enfal Suresi’nin 25. ayetinde bakın bizi nasıl uyarıyor: “Toplumsal fitne ve felaketlerden sakının. İçinizden sadece zalimlere gelmez, masum ve mazlumlara, hepinizi birden yakar. Allah’tan korkun, onun azabı çok şiddetlidir.”

Görüldüğü gibi, bugün bana, yarın sana, öbür gün hepimizedir. Böylece uyuşturucu, alkol, sigara, hatta teknolojik bağımlılıkla mücadelenin ne kadar önemli olduğu apaçık aşikardır. R.SAV. “dikkat edin, hastalık gelmeden sağlığınızın kıymetini bilin, onu koruyun” buyuruyor. Yine yüce Allah Kur’an’da “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Nefsinizi ve neslinizi koruyunuz” buyurur.