Menemen FK, Düzcespor ve Isparta 32 Spor… 8 günde 3 maçı kapsayan bu kritik periyottan 4 puan çıktı. Ben 5 puan iyi sonuç demiştim ama Düzcespor yenilgisi hesapları bozdu. Şampiyonluk yarışındaki tüm rakiplerin puan kaybetmesi, Isparta’da alınan 1 puanı daha da kıymetlendirdi.

Sakat, cezalı ve formsuz oyuncu sayısının çokluğu nedeniyle, Isparta’da kısıtlı bir on birle sahada yer alan Çorum FK, genelde mahkûm oynayan taraftı. Savunması ve kalecisi ile ayakta kalmaya çalışan Çorum FK’da, Menemen FK ve Düzcespor maçlarında yediği hatalı gollerle eleştiri oklarının hedefindeki kaleci Bayram’ın performansı, alınan 1 puanda önemli etkendi.

Geçen sezonki kadro da, bu sezonki kadro da hedefi tutturabilecek kapasitede. Ancak ne hikmetse, bu iki sezonda da oynanan oyunla kadro kalitesi bir türlü bağdaşmadı. Hele bu sezon, iyi futbol izlediğimiz maç sayısı yok denecek kadar az. Bu kadro bu kadar kötü oynamayı nasıl beceriyor diye hayretler içerisinde kalıyor insan. Ama her şeye rağmen, zirvenin sadece 3 puan gerisinde olmak da umutlarımızı diri tutuyor. Demek ki, küçük bir kıpırdanma bile yeterli olacak ama o ışığı göremiyoruz. Hele Isparta maçındaki görüntü hiç yakışmadı. Çorum FK gibi ligin kalburüstü kadrosuna sahip bir takımın bu kadar mahkûm oynaması kabul edilir bir durum değil. Sevindirici olan tek şey, tüm rakiplerin puan kaybettiği haftada, farkın açılmamış olması.

Devre arasına kadar yapılacak bir şey yok. Zaten devreye de bir maç kaldı. Pazar günkü Arnavutköy maçı ile ilk yarı tamamlanacak. Ara transfer döneminde yaraya merhem olacak oyuncuyu bulmak çok zor. Ama yönetimin hazırlık içerisinde olduğunu biliyorum. Umarım, gerekli takviyeler ve tedbirlerle ikinci yarıda Çorum’a ve Çorum FK’ya yakışır, hedefe ulaşan bir takım izleriz.

Profesyonellikte duygusallığı yer yok. 18 hafta, bir şeyleri görmek ve bir kanaat oluşması için yeterli bir süre. Varsa ki var, beklentileri karşılayamayan, katkı sağlayamayan oyuncuyu tutmanın bir anlamı yok. Herkes yoluna baksın.

Hedefe oynayan takım sayısının fazla olması nedeniyle puan barajı geçen sezonların altında kalmış durumda. 2 puan ortalamasına bile ulaşılamadı. Bu da, şampiyonluk yarışının son haftaya kadar devam edeceğini gösterir.

İkinci yarıdaki kayıpların telafisi çok zor. Bu nedenle, artık ne yönetimin, ne teknik heyetin, ne futbolcuların, ne taraftarın hata yapma lüksü kalmadı. Daha ilk yarı bitmeden “seyircisiz oynama cezası” sınırına dayanmak, büyük handikap. İkinci yarının ilk haftasında Şanlıurfaspor maçı varken, herkesin Pazar günkü Arnavutköy maçında azami dikkat göstermesi şart.

Küfür, kaba kuvvet ve şiddet, ancak aciz insanların başvurduğu bir yoldur. Buradan bir kez daha sesleniyorum, gelin, sadece takımımıza destek verelim. Zarar verici hal ve hareketlerden, söylemlerden uzak duralım. Fair-play adına Türkiye’nin en centilmen, takıma destek anlamında da en etkili taraftarı olalım. Bu takımın başarılı olmasını istemeyen onlarca kişi halen mevcut. Aralara sızmış bu kişilerin provokasyonlarına alet olmayın, müsaade etmeyin, barındırmayın.

Sonuç itibariyle, ikinci yarıya daha umutlu girebilmek adına, Arnavutköy maçı hayati önem taşıyor. Mutlak suretle kayıpsız geçilmeli. Bu vesileyle, artık futbolcuların da durumun hassasiyetinin farkına varıp, kendilerine gelmeleri ve sahada gerekeni yapmaları lazım. Sevgili futbolcu kardeşlerim, top halen sizde.