AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a televizyon programında hakaret ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma açılan gazeteci Sedef Kabaş tutuklandı.

Sözlerinde iddia edildiği gibi hakaret var mı, buna bağımsız yargı karar verecek.

Hakaretin Türk Ceza Kanununda cezası bellidir. Hukukçu değilim, fakat şu kadarını biliyorum, hakaretten kimse sabaha karşı evinden alınmadı ve tutuklanmadı. Bu ülkenin kurucusuna hakaret edenlere bu çapta bir tutuklama gerçekleşmedi. Soruşturma bile açılmadı. Örneğin Ayasofya’nın mihrabına çıkıp kılıç kuşananlar, ülkenin kurucusuna lanet okudu, bırakın soruşturmayı sırtı sıvazlandı.

Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret edip saygısızlık yapanlara ses çıkarılmazken, anıtlarına saldıranların çoğu meczup diye salıveriliyor. Ülkenin kurucularına “iki ayyaş” diyenlere kimse sormuyor. Partili Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasyla 2013-2020 yılları arasında açılan soruşturma sayısı; 160 bin 169’dur, 1.100’den fazlasının ise çocuk yaştaki kişiler olduğunu yazıyor gazeteler. Bu güne kadar cumhurbaşkanlarının, tümü için açılan hakaret davalarını katlıyor bu rakam.

Kendilerinin gerektiğinde herkes için, en ağır hakaretleri yaptığına tüm kamuoyu tanıktır. Oysa Sedef Kabaş gece yarısı hapsi boyladı. Asla küfür ve hakareti savunduğumuz sanılmasın. Toplumun hangi kesimi olursa olsun, küfür uygarlık dışı bir tutum ve bir aczin ifadesidir. Sedef Kabaş olayı ile ülkede, güçlülerin hukukunun geçerli olduğunu bir defa daha görmüş olduk.

Ana muhalefet liderine mecliste yumruk atıldı, linç girişiminde bulunuldu, bırakın tutuklamayı, adamı kahraman ilan ettiler. Omuzlarda taşıyıp, fotoğraf çektirme yarışına girdiler, elini öptüler. Sahi hukuk ve adalet orada, yani fiili saldırı olurken neredeydi?

Sedef Kabaş’ın suçu sabit görülürse hukukçulara göre 1’le 4 yıl arası cezası var, infaz indirimi var, hükmün ertelenmesi var, para cezasına çevrilmesi var. Suçsuz çıkarsa yattığının bedelini kim ödeyecek?

Ayrıca Adalet Bakanı Abdühamit Gül, “Milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızı hedef alan edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum...Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır” sözleri ile zaten cezayı baştan kesmiş. Yargının bağımsız ve yansız davranabilme şansı var mı? O yargıçlar Adalet Bakanlığına bağlı değil mi?

AKP’li Cumhurbaşkanın karşıtlarına karşı kullandığı sözler; “Ulan ahlaksızlar...Adiler... Zürriyetsiz...Çamur...Mankafa...Alçak...Şerefsiz..Yalaka...Geri Zekalı...Vampir...Dönek...Çakal...Ölü Sevici...Soysuz...Havlatma adamlarını...İki ayyaş...Lan!..Cibilliyeti bozuklar...Anıranlar...Havlayanlar...Kız mıdır, kadın mıdır?... Siz gazetecileri tasmalarınızdan kurtardık...Satılmış adam...İsrail dölü...Ahlak yoksunu bayansın, bayan...Afedersin Ermeni...Ağzından salyalar akıyor.”

Tüm bu sözler hem yazılı hem görüntülüdür.

Ah Sedef ah! Ne deyim ben sana, her gün bu haberleri okuyarak, yazarak, sizde de dil alışkanlığı mı yaptı?

Keşke ağzını o sözlere alıştırmasaydın.

Bilmez misin? Güçlülerin hukuku onlara göre, güçsüzlerin hukuku sana göredir.