1461 Trabzon maçını tek cümleyle özetle deseler, cevabım şu olur: Çorum Belediye, yarım pozisyonla tamamladığı maçta fark yemekten kurtuldu. Evet, abartı değil. Gerçeğin ta kendisi. Koskoca Çorum Belediyespor, yaş ortalaması 19 olan lise takımına yenildi.

“Zor oyunu bozar” diye bir tabir var. Cumartesi günü tam da böyle oldu işte. Gerçi, Çorum Belediyespor’un bir oyun planından bahsetmek pek mümkün değil. 1461 Trabzon’un daha lise çağındaki gençlerden oluşan takımı, Çorum Belediyespor’a adeta futbol dersi verdi. Sahanın her yerinde pres yapıp oyun kurma fırsatı tanımadılar. Çok koşan ve dikine oynayan bu genç takım, haklı bir galibiyet alırken, farkı kaçıran taraf oldu.

Bu maçtan alınması gereken o kadar çok ders var ki. Umarım herkes üzerine düşeni alır. Yoksa bu gidişat hayra alamet değil.

Yukarıda da bahsettiğim gibi, Çorum Belediyespor’un bir oyun planından bahsetmek mümkün değil. Fahrettin Hoca 3 ön libero ile maça başladı. Bekler saç-baş yoldurdu. Akın’ın arkasına atılan her top tehlike oldu. Hele Eşref’in top kayıplarının yanı sıra maçı kırmızı kart görmeden tamamlaması mucize gibi bir şeydi. Kalede Onurcan, savunmada Mümin, biraz da kötünün iyisi olarak Oğuzhan’ı sayabiliyorum. Onun dışında herkesin performansı yerlerde.

Kanatlar hiç çalışmadı. Top alamayan Yakup, buluştuğu her topu ise yine dağlara taşlara vurdu. Sahi, bu takımın duran toplarını kim kullanıyor? Organize atak yapamıyorsunuz, kanatlar çalışmıyor, göbekten de gelemiyorsunuz. Bu durumda gol için geriye sadece duran toplar kalıyor. Maalesef, duran topları bu kadar kötü kullanan başka bir takım daha görmedim. Bu takım duran toplardan çok zor gol bulur. Düşünün kornerleri bile kim isterse o kullanıyor. Muğlaspor maçında Yakup’un korner kullandığını görünce gözlerime inanamadım. 1461 Trabzon maçında da aynısı oldu. Yakup, sen bu takımın golcüsüsün yahu. Kaleye yakın olman gerekirken, sen en uzağa gitmeyi tercih ediyorsun. Hele, her duran topun başına geçmek zorunda mısın? Öyle bir kural mı var? Hadi geçtin, her defasında mesafe tanımadan kaleye vurman mı gerekiyor? Dedim ya, duran topları bu kadar kötü kullanan başka bir takım görmedim.

Maçın özeti şu: Çorum Belediye uzatmalarla birlikte koskoca 98 dakikada yarım pozisyon bulabildi. Buna karşılık, rakibin biri direkten dönen 4 net pozisyonu var. Maçta, seyirci üstünlüğü (takıma destek anlamında) Çorum Belediyespor’daydı. Yani Çorum Belediyespor kendi evinde gibiydi. Rakibin yaş olarak en büyük futbolcusu Çorumlu kalecileri Bahadır Han. O da 22 yaşında. Şampiyonluğa oynuyorsun ve böylesine deneyimsiz bir takıma yeniliyorsun. Nasıl olacak bu iş, merak ediyorum. Bu takım nasıl şampiyon olacak? Mantıklı bir açıklaması olan varsa buyursun, bize de izah etsin, biz de bilelim. Olmaz beyler, böyle olmaz! Bu gidişle şampiyonluğa varılamaz!

Maçtan sonra Başkan Fatih Özcan ve diğer yöneticilerin üzüntülerine şahit olduk. Adamlar resmen yıkıldı. Başkan ve arkadaşları her imkânı sağlıyorlar. Çorum Belediye belki de ligin en rahat takımı. Ama bakıyorsunuz onca emeğin karşılığı yok. Bu insanların emeklerine, paralarına yazık! Herkes şapkasını önüne koysun ve düşünsün. Kendine çeki düzen versin. Bu takımın bu kadar rezil bir futbol oynamaya ve sevenlerini üzmeye hakkı yok.

Fahrettin Hoca daha kamp döneminde 5-6 haftaya daha ihtiyaçlarının olduğunu söylemişti. Hocam, ligin iki haftası geride kaldı ve takım top oynamıyor. Daha kötüsü, umut vermiyor. Bir an önce toparla şu takımı. Bu şehir başarıya aç ve size güveniyor. Bir sezon daha boşa giderse yazık değil mi?