Almanya’da 16 yıllık Merkel iktidarı önceki gün resmen sona erdi.

Sosyal Demokrat Partili Olaf Scholz Başbakan oldu.

Scholz, Federal Meclis’te Başbakanlığı’nın onaylanmasından sonra Angela Merkel’den görevi devralırken, 16 yıllık hizmetlerinden dolayı kendisine teşekkür etti.

Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Hür Demokratlar’dan oluşan koalisyon hükümetinde 9 erkek, 8 kadın bakan bulunuyor.

*

Bu cümlelerden her biri, ayrı bir yazı konusu olacak kadar önemli.

İlk cümle: Merkel’in iktidarının sona erişi…

Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi Almanya’nın “ilk kadın başbakanı” Merkel, görevini seçim kaybederek bırakmadı. Kendi isteğiyle ayrılma kararı aldı.

Eylül ayındaki seçimlerden SPD’nin birinci parti çıkmasıyla da, Merkel’in partisi CDU (Hristiyan Demokrat Birliği) koalisyon dışı kaldı.

Ama Merkel’in “zirvede” bırakabilmiş olması, günlük yaşamı ile de uyumlu bir alçakgönüllülük örneği olarak siyaset tarihine geçti.

*

Almanya’daki hükümet değişimini, Batı demokrasilerindeki olgunluğun en somut örneği olarak da değerlendirmek gerek.

Merkez sağ gidiyor, merkez sol geliyor, ya da tersi…Gerektiğinde bu iki ana ve güçlü akım, koalisyon yapabiliyor.

Giderken de hiç kimse mızıkçılık yapmaya, ayak sürümeye kalkışmıyor.

*

Yeni Şansölye Olaf Scholz, görevi devralırken Angela Merkel’e teşekkür ediyor.

Çünkü, pek çok krizden Almanya’yı yara almadan çıkarmayı başarabilmiş olan Merkel, ekonomik bakımdan da yine arkasında çok güçlü bir Almanya bırakıyor.

Avrupa’nın lideri, çağdaş, demokrat ve güçlü bir ülke…

*

Ve yeni hükümette 9 erkek, 8 kadın bakan…

Bizim de hep özlemini çektiğimiz başlıklar:

Kadın-erkek eşitliği…

Hukukun üstünlüğü…

İnsan haklarına saygı…

Sosyal devlet…

Çevre duyarlılığı…

Daha pek çok başlığı da ekleyebilirsiniz.

Ve hepsinden önemlisi “refah toplumu”…

*

Bir de koalisyonlardan korkmanın gereksizliği…

Belki, denge ve kontrol unsuru olarak, daha da iyi…