Avrupa’da da “yüzyılın afeti” kabul edilen büyük deprem felaketi, ülke çapında herkesin psikolojisini bozdu.

Depremde yakınlarını veya sahip oldukları her şeyi bir anda kaybeden, canını güçlükle kurtaran afetzedelerin psikolojisini tahmin de edemeyiz, düşünmek de istemeyiz.

Allah sabır versin, metanet, dayanma gücü versin.

*

“Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” cümlesinin tam zamanı aslında.

Afetzedeler için de, bizler için de…

Bu acıyı unutmak kolay mı?

Günlük işlere dalsak da, beynimize bir anda burgu gibi saplanıyor onbinlerce insanımızı enkaz altında kaybettiğimiz gerçeği…

Hele de, enkaz altında canlı canlı ölümü bekleyenlerin varlığı aklımıza geldikçe, dünyamız kararıyor.

Üstelik, Türkiye’nin dörtte üçü deprem riski altında. Hepimiz, kendi canımızdan da korkuyoruz, sevdiklerimiz için de kaygı duyuyoruz.

Bu, toplumsal bir psikolojik çöküntü…

Bir nevi travma…

*

Depremzedelerin de, bizlerin de psikolojimizin düzelebilmesi, huzura kavuşabilmemiz için, öncelikle bizi yönetenlere görev düşüyor.

Kısa ve net olarak söylememiz gerekir ki; kutuplaştırma, ötekileştirme siyasetinin derhal bırakılması gerekir.

Azarlama, parmak sallama yerine mutlaka sevgi dilinin kullanılması gerekir.

Öfkeli çıkışlarla belki geçmişte oy alınabiliyordu, ama artık herkesin soğukkanlı, yumuşak, şefkatli mesajlara ihtiyacı var.

*

Ülkemiz zaten çok ağır ekonomik sıkıntıların içinden geçiyordu, deprem felaketi ekonomik yükü bir kat daha artırdı.

Öyle derin acıların içine düştük ki, geçim sıkıntımızı bile bir süreliğine unuttuk. Ama, çektiğimiz sıkıntılar ve bunların daha da ağırlaşacağı bir gerçek.

Bu şartlarda bir de, öfke kusan yüzlerle karşılaşmak istemiyoruz.

Hatta sohbetlerimizde, kimin yüzü gülüyorsa, kim iyi, güzel, yapıcı şeyler söylüyorsa ona oy vermek gibi bir eğilim de ortaya çıkmaya başladı.

Kim kadın hakları konusunda samimi?

Kim gençlerin dilinden anlıyor?

Kim daha güzel bir gelecek, daha yaşanır bir ortam vadediyor?

Ona bakmaya başladık.

Ki Çorum’da fazla aranmaya da gerek yok; böyle biri zaten var.