ESKİEKİN KÖYÜNDE YAŞANAN GÜZEL BİR GÜNÜN ARDINDAN

"… Sanatçılara ve sanata gönül vermiş olanlara düşen görev, sanatsal etkinlikleri, sanatsal güzellikleri halka ulaştırmak, halkla buluşturmaktır. Kültür ve sanatın sıcak ortamında buluşan insanlarımız tanışacak ve kaynaşacaktır, Sanatın; saygıya sevgiye ve dostluğa dayalı birleştirici ortamında barışı ve kardeşliği de geliştirecek; sanatsal ve kültürel değerlerimize sahip çıkmayı bilecektir.

Bir kentin, bir bölgenin, daha geniş ifadesiyle bir ülkenin; salt sanayi, ekonomi ve teknolojisiyle kalkınması olası değildir. Bu kalkınmayı öncelikle sanat ve kültür zemini üzerine oturtulması gerektiği gerçeği gözden ırak tutulmalıdır.”

Böyle demişim bir yazımda. Sözü buradan sanatçılara ve sanatçıların birlikteliğine getirmek istiyorum.

Geçmişte birçok uygarlığa beşiklik yapıp, onları günümüze ulaştıran Çorum toprakları, her dönemde olduğu gibi günümüzde de, kültür, sanat ve yazın (edebiyat) adamı yetiştirmede oldukça verimlidir. Halkımızın gören gözü, işiten kulağı, duyan yüreği, düşünen beyni olan aydınlarımız, halkımızın dertlerini, sorunlarını, isteklerini, özlemlerini dile getirirken ürettikleri sanatsal güzelliklerle de insan ruhunun kapılarını aralamakta, yaşamı güzelleştirmeye çalışmaktadır.

Ne var ki bu değerlerimizin çoğu zaman birbirlerinden habersiz, birbirlerini tanımadan, birbirlerinden yararlanamadan kendi dünyalarında, kendi kozalarını örme çabasındadırlar. İstedikleri halde bir araya gelemez, bir birliktelik oluşturamazlar. Bu bağlamda üretilen, yazılan çizilen v.b. gibi sanatsal ürünler, kendi sınırları dışına çıkıp halka ulaşamaz çoğu kez. Özellikle sanata emek verenler için ekonomik engeller masallardaki Kafdağı değin aşılmazdır. Sanata, kültüre, yazına ucundan kıyısından bulaşmış bir iki arkadaş bir araya geldiğimizde, sanatçıların bir araya gelmesini; bir birliktelik oluşturmasını savunurduk da, karşımıza hep mekan sorunu çıkardı. Düşünceler orada düğümlenir kalır, çözümsüz kördüğüm olurdu. Yıllardan beri de bu kördüğümü çözememenin sıkıntısını yaşar dururduk.

Bu günlerde bu kördüğüm çözülme aşamasına geldi. Kılıçla değil tabi; yine düşünceyle. Ne mutlu bizlere ki yıllardan beri düşünüp de gerçekleştiremediğimiz bir düşü; şair, yazar ve sanatçıların birlikteliğini gerçekleştirme yolundayız Çorum'da.

Bir grup sanatçı bir araya gelerek, karşılıklı saygı, sevgi ve dostluğa dayalı bir birlikteliğin mayasını çaldık. Tutması en içtenli dileğimizdir. Bu maya tutacak olursa (mutlaka tutması gerek) bunda başta güzel Çorum’umuz, Çorumlumuz olmak üzere tüm ülkemiz kazançlı çıkacaktır.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, sanatın birleştirici, bütünleştirici, sevgiye ve saygıya dayalı ortamında barışı ve kardeşliği geliştirmek, kültürel ve sanatsal değerlere ve onları üretenlere sahip çıkmak en birincil isteğimiz ve görevimizdir. Bunun için de bizler; Çorumlu şair, yazar ve sanatçılar olarak, sanatsal, kültürel ve yazınsal bağlamdaki ürünlerimizi halkımıza ulaştırmak, onu halkımızla paylaşmak, onun mutluluğunu onlarla birlikte yaşamak ve sesimizi ileriye yönelik olarak yurt geneline duyurmaktır amacımız.

Sanatın dilinin, sanatın gücünün, sanatın güzelliğinin evrensel olduğunu; onun güzelliğinin salt bir ülkenin insanlarını kucaklamakla kalmayıp, tüm dünya insanlarını da kucakladığını biliyoruz. Biliyoruz ki; sanat, sevgidir. Sanat, güzelliktir, sanat, güzelliklerle buluşmadır. Sanat, güzelliklerle mutluluğu yaşamaktır.

Atatürk Lisesi Edebiyat Öğretmeni eğitimciyazar Şahin Ertürk'ün çaktığı kıvılcımı ateşleyerek, ulaşabildiğimiz sanatçı dostlarımızla 17 Haziran 1995 cumartesi, günü Eskiekin Köyü İlkokulu bahçesinde bir araya geldik. Oldukça anlamlı, duygu yüklü, doyumsuz güzelliklerle dolu unutulmaz saatler yaşadık. Zamanın nasıl geçtiğinin ayırtına bile varamadık.

Bu anlamlı ve güzel birlikteliği oluşturanlar ise: Emekli din görevlisi Yazar Mürsel Şahinbaş, Halk Ozanı Aşık Şekip Şahadoğru, Eğitimci-Yazar Muzaffer Gündoğar Emekli eğitimci İsmail Pamuk, Metal İşleri Sanatçısı Hasan Tuluk, Fotoğraf sanatçısı Memduh Tuluk, Eğitimci-Şair Metin Demirci, Eğitimci-Yazar Orhan Kuyu, Öğretmen İlhami Örten, Şair Rıza Koçak, Mümtaz Koçak, Murat Efe, Serkan Kadir, Mustafa Aralık ve Aşık Rıfat Kurtoğlu’ydu.

Halk Ozanı Sekip Şahadoğru ve Aşık Rıfat Kurtoğlu'nun sazından ve sözünden, bizi bize veren birilerinden güzel yurt ezgileri dinledik. Sevginin, kardeşliğin, dostluğun, birlikteliğin güzelliğini; sanatçı olmanın, en önemlisi insan olmanın kıvancını, sevincini, mutluluğunu yaşadık.

Çorum'da sanata emek ve gönül verenler salt bu kadarla sınırlı değil elbet. Ulaşamadığımız, ulaşıp da özürleri nedeni ile bu birlikteliğimize katılamayan arkadaşlarımız da vardı. Bundan sonra sürdüreceğimiz bu tür toplantılarımızda, bu sayının daha da artacağına inanıyoruz.

Sanatsal, kültürel ve yazınsal bağlamdaki bu tür çalışmalarımız, çabalarımız Çorumlumuz, Çorum’umuz ve tüm ülkemiz için. Ülkemiz insanlarının huzuru, mutluluğu ve esenliği için.

Daha nice sanatsal güzellilerde buluşmak dileğiyle diyorum.

17.06.1995

(SÜRECEK)