Ülkemizde yıllardır kalıcı bir eğitim politikası oluşturulamamıştır. Siyaset eğitimin politikasına hep etken olmuş, genleriyle oynamıştır. Her hükümet değiştiğinde veya aynı hükümetin eğitim bakanı değiştiğinde, müfredat programları ve ders kitapları değiştirilmiştir. Buna paralel olarak sınıf geçme ve sınav sistemleri değişikliklere uğramıştır. Okullar açılmış, okullar kapatılmıştır. Bu uygulamalar eğitimin sorunlarını çözmemiş, ilave yeni sorunları da beraberinde getirmiştir. Elbette günün teknolojik, ekonomik ve sosyolojik gelişmelerine paralel olarak eğitimin politikasında ve uygulamalarında değişiklikler olacaktır. Doğrusu da gelişim ve değişimdir. Bu değişiklikler yapılırken, eğitimin politikasını siyaset üstü olarak görmek gerekir. Değişiklikler bilimsel verilerin ışığında eğitimin sosyal taraflarının tümünün katılımı ile uzlaşarak yapılmalıdır. Öğretmen ihtiyacını giderip fiziki altyapı eksikliklerini çözüp fırsat eşitliğini yaratmadan yeni sistemler kurmak, temeli zayıf binaya ilave kat çıkmaya benzeyecektir.

Eğitim sistemini yeniden yapılandırmayı amaçlayan yasa teklifi (4+4+4) Talim Terbiye Kurulu’nda görüşülerek M.E.B. veya hükümet teklifi olarak T.B.M.M.’ne gelmemiştir. Eğitimci olmayan 4 grup başkan vekilinin teklifi olarak sunulmuştur. Teklifin temel dayanağı zayıftır. Halbuki M.E.B. Talim Terbiye Kurulu’nu çalıştırarak, eğitimin taraflarının da görüşü alınarak uzlaşı ile hazırlanabilirdi. Bu yapılmadı. M.E. Alt komisyonunda da yeterince tartışılıp uzlaşılamadı. Büyük bir kargaşa içerisinde alt komisyondan Meclis’e sevk edildi.

Büyük bir olasılıkla zıtlaşma ve dayatma içerisinde Meclis’den de geçerek yasalaşacaktır. Eğitim temel bir insanlık hakkıdır. Uzlaşmanın olmadığı bir ortamda çıkarılacak bu yasa hiçbir tarafa fayda sağlamayacaktır. Eğitimin taraflarının görüşünün alınmadığı, onların yok sayıldığı, mutabakatın sağlanamadığı istemin başarılı olması mümkün değildir.

Teklife göre birinci kademeye başlama yaşı bir yaş aşağı çekilerek, 5 yaş grubu ile 6 yaş grubu birlikte okula başlayacaklar. Pedagojiden biliyoruz ki, çocuk gelişiminin, kişilik şekillenmesinin yüzde 70’e yakını 6 yaşında tamamlanmaktadır. Bu iki yaş grubunun birlikte eğitime alınmasında ve eğitiminde sınıf öğretmenleri zorlanacaklardır. O çağdaki çocuklarda yaş farkını bırakın, birkaç aylık farklılık öğrenmede etkendir. Küçük çocuklar öğrenme ve başarma güçlüğü çekecek, psikolojik sorunlar yaşayacaklardır. Ayrıca bu iki yaş grubunun birlikte eğitime başlaması ile 2 milyondan fazla 1. kademe öğrenci nüfusu artacaktır. Bu da ek olarak öğretmen, derslik araç ve gereç ihtiyacı doğuracak demektir. Bu ihtiyaçların giderilemediği yerlerde sınıf mevcutları 60-70 öğrenciye çıkacak veya ikili öğretim yeniden yaygınlaşacaktır. Bu olumsuzluklar eğitim kalitesini kötü yönde etkileyecektir.

Temel eğitim 1. kademeye 5 yaşında başlayan bir öğrenci 4 yıl sonra bu kademeyi bitirerek 10 yaşında temel eğitim 2. kademeye başlayacaktır. M.E.B.’ndan yapılan açıklamalara göre öğrenci temel derslerin yanı sıra, seçmeli ders alacaktır. Seçmeli dersler paketi olarak matematik-fen, sosyal, spor, teknik, tarım, ticaret, din v.b. gibi dersler olacaktır. Din paketini seçmeli ders olarak seçen öğrenci İmam Hatip ortaokuluna gönderilecek, diğerlerini seçen öğrenciler halen öğrenim gördükleri okullarda devam edecekler. Bu yaştaki bir çocuk kendi iradesi ile becerisine ve yeteneğine uygun paketi seçemeyecektir. Ailesinin ve çevresinin yönlendirmesi ile hareket edecektir. Eğer seçim çocuğun yeteneğine ve becerisine uygun değilse çocuk harcanacaktır.

Dünyada zorunlu eğitim 5 ile 13 yıl arasında değişiyor. Aralarında Pakistan ve Bengaldes’in de bulunduğu 5 ülkede zorunlu eğitim 5 yıl olarak uygulanıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Bosna-Hersek, Sırbistan, İran, Kenya, Ermenistan gibi 19 ülkede 8 yıl zorunlu eğitim uygulanıyor. Yine 54 ülkede 9 yıllık ve çoğu Avrupa ülkesi olan 38 ülkede 10 yıl olarak zorunlu eğitim uygulanmakta. ABD, İngiltere, Avustralya, İsrail gibi 26 ülkede 12 yıl zorunlu eğitim uygulanmaktadır. Bazı ülkelerde okul öncesi eğitim de zorunlu eğitim kapsamına alınmasıyla 1+12=13 yıla çıkmaktadır.

Avrupa ülkelerinde zorunlu eğitim 10 yıl olanlarda mesleki yönlendirme 14-16 yaş aralığında yapılıyor. Sadece Almanya’da bizdeki gibi erken yönlendirme yapılıyor. Sakıncası tesbit edildiği için Almanya 2015 yılında değiştirmeyi planlıyor. ABD’lerinde mesleki yönlendirme 12 yıllık eğitimin sonunda yapılıyor. (16-17 yaş gurubu)

Okul öncesi eğitim bu tartışmaların arasında kaldı hatırlanmadı bile. Okul öncesi eğitimden vazgeçmemek, uygulamaya devam etmek gerekir. Pilot uygulamadan olumlu sonuç alınmış ülke geneline yaygınlaştırma çalışmaları sürdürülüyor idi. Çocuğun gelişimini ve eğitime geçişini hızlandıran bu eğitim mutlaka zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır.

Eğitimi kademelendiren 4+4+4 teklifi yasalaştığı takdirde uygulamada da göreceğimiz gibi yine yaparak yaşayarak öğreneceğiz. Bedelini çocuklarımız ödeyecekler. Zaman içinde artılarını, eksilerini yaşayacaklar. Eğitimin altyapı eksiklikleri (derslik, laboratuar, işlik, spor salonu, resim ve müzik odaları v.s. araç gereç, donatım) öğretmen eksikleri, ödenekler bütçeye hayli yük getirecektir. Sanırım bu teklif yapılırken bunlar hesaba katılmıştır. Eğitimin kalitesi yönünden OECD ülkeleri içerisinde son sıralarda yer alıyorduk, bu değişiklik ile kalite nasıl olacak hep beraber yaşayıp göreceğiz.