Çocuk askerlerden Mehmet ve İsmail, şehrin durumu ile ilgili orduya dilenci kılığında bilgi götürürken düşman askerlerine yakalandılar ve hiçbir konuda düşman kuvvetlerine bilgi vermediler. Serbest bırakıldıktan sonra ateş açılması nedeniyle küçük Mehmet 4, İsmail ise 9 yerinden yaralandı. Mehmet'in hastanede ayağı kesilerek kurtarıldı. Ancak İsmail hastanede şehit oldu. Bir ayağı kesilen Gazi Mehmet, geri döndükten sonra tek ayağıyla Milli Mücadelede yine görev aldı.

GAZİ MEHMET AŞKIN’IN ANLATTIKLARI:

“İngiliz donanması Saroz’dan top atışları ile bize son derece ağır kayıplar verdiriyordu. Böyle bir atıştan sonra, aynı, birlikte silah arkadaşım Recep Eniştemin iki ayağı kopmuş çalıların üzerinde gördüm, henüz sağ idi. Yanına kadar gidebildim. Onu o vaziyette görünce ağlamaya başladım. Henüz ruhunu teslim etmeyen Recep Eniştem:

“Kardeşim niçin böyle ah edip ağlarsın, benim ciğerimi dağlarsın! Allah’ in verdiğine merhaba! Takdir- i Rabbani böyle imiş! Onun kazası geri çevrilmez ve hükmüne mani yoktur. Elimizden ne gelir. Arzuladığım savaş yolunda oldu. O saadet bana yeter! Sen sağ kalırsan, anamın elini benim içinde öp! Emzirdiği sütleri helal etsin!” dedikten sonra:

“Başımı kıbleye doğru çevir!” diye bildi… Ruhu çoktan uçmuştu…

Kadınlar hem cephede savaştı hem de erkeklerin yaralarını sardı.

Sağlıkta, ekonomide, askeri alanlardaki cemiyetleri ile zor günlerin aşılmasında büyük rol oynadılar.

GİRİŞ Çanakkale Muharebeleri sonrasında, milletin cephe ve cephe gerisiyle verdiği mücadelenin askerî ve siyasî yönünü ele alan muhtelif bir hayli eser telif edilmesine rağmen savaşın sosyal boyutunu ele alan çalışmalar henüz yeterince değildir. Özellikle cephenin lojistik ikmali, halkın yardım faaliyetleri, gazi ve şehitlerin aileleri ve savaşın içtimai yapıya etkisi, üzerinde az durulmuş konuların başında gelmektedir. Muharebeler sırasında verilen sağlık hizmetleri de bu ihmalden payını almıştır. Çalışmamızda öncelikle cephedeki sağlık faaliyetlerinin genel bir özeti verildikten sonra cephe gerisindeki sağlık hizmetleri ele alınmıştır.

İLK HAZIRLIKLAR Osmanlı Devleti, 2 Ağustos 1914’te genel seferberlik ilan etmiş, mevcut birlikler yanında yeni birlikler de hazırlamaya başlamış, bu birliklerin lojistik ikmali için gerekli tedbirleri de almıştır. Bu maksada matuf muhtelif planlar da hazırlamıştır. Seferberliğin henüz başlangıcı olan 1.ci Dönemin gazetelerinde seferberlik şöyle duyurulmuştur: “,” İkdam, 21 Temmuz 1914- 3 Ağustos 1914]; “Memleketimizde Seferberlik ilânı: Çanakkale Muharebe Meydanlarından İstanbul Hastanelerine: Sağlık Hizmetleri 5 Ağustos 1914 tarihinde Harbiye Nezareti’nin yayınladığı talimat ile İstanbul’da bütün hastalıklar için toplamı 10.000 kişilik kapasiteleri olan hastanelerin tesisi amaçlanmıştır. Bu hastanelerin 7.000 yataklık kapasitenin ordu tarafından, 3.000 yataklık kapasitenin Hilâl-i Ahmer Cemiyeti tarafından açılması istenmiştir. Yaralı ve hastaların sevkinde ise Sevkiyat iskeleleri olarak Ayastefenos, Tekirdağ, Gelibolu ve Çanakkale’nin kullanılmasına karar verilmiştir. Cephelerden gelecek yaralıların ise İstanbul’da Gülhane’ye sevk edilerek buradan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti tarafından arabalar ile hastanelere sevk edilmesi düşünülmüştür. Yaralıların cepheden sevki için ise Hilâl-i Ahmer’e iki adet vapur tahsis edilmesi ilk düşünülen tedbirlerdendir. 18 Mart Deniz Zaferi’nden sonra muhtemel bir kara harekâtına karşı kurulan 5. Ordu, birliklerinin lojistik ikmali için 5. Menzil teşkilatını kurmuştur. 5. Ordu’nun bütün gayretlerine rağmen 1915 yılı Mayıs ayı sonunda cephedeki hastanelerdeki toplam yatak kapasitesi ancak 5050’ye ulaşabilmiştir.3 Hâlbuki Gelibolu Yarımadası’nda kara muharebelerinin ilk haftası toplam zayiat (şehit, yaralı ve esirler dâhil) 20.000’i geçmiştir.4 Civar kasabalarda hastaneler açılmış olsa da bu hiçbir zaman yaralılar açısından yeterli olmayacaktır.

(SÜRECEK)