HERKES NASİBİ VE GÜCÜ KADARINA MALİKTİR.
DEMEK Kİ KULDAN GAYRET HÜDADAN HİDAYET

Hz. Mevlana, “Ulu Allah kainatın ve ahiretin bütün iyilik ve güzelliklerini topladı. Ondan R.SAV.i yarattı ve adına Muhammed SAV. dedi” diyor. Herkes görevini yapar. Sorumluluklarını yerine getirir. Neticesini takdir ve tayin eden Hz. Allah’tır. İnsanlar ceht ve gayret eder, Allah hidayet ve inayet eder. Güneş herkese eşit doğar ama herkes nasibi kadar aydınlanır. Kuşun da kartalın da kanadı var ama serçe bir km uçarken kartal bin km uçar. Serçe denizi geçemez. Kartal okyanusu geçer. Yani herkes nasibi ve gücü kadarına maliktir. Demek oluyor ki, kuldan gayret hüdadan hidayettir. Harisi reçber sürer, eker, yetiştirir, biçer ama sonucunu tayin ve tesbit edemez. İşte inayet, hidayet, rahmet, cömert olan Allah tayin eder. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ne mutlu anlayana ve ibret alıp halini düzeltene.
DAVUT A.S. ZAMANINDA ÇALIŞMADAN VE ZAHMET ÇEKMEDEN HELAL RIZIK İSTEYEN KİŞİNİN HİKAYESİ
Sizlere sunduğumuz yazılarımızın bir çoğunda da tekrarladığımız gibi Mevlana hazretleri 25 bin beyitlik dev eserinde İslami ve insani hakikatleri, ayet ve hadisleri, yaşanmış veya yaşanabilir muhtemel olayları hikayeler sunarak ibret ve hikmetleri anlatarak ders almamızı sağlıyor. Bu bazen bir tabiat olayı, dağ, tepe, deniz, nehir, çöl, orman, bazen de hayvanlar enstrüman olarak yaşatılıyor. Bazen de gerçek olayları, özellikle peygamberleri, evliyayı-salihleri, alimleri, arifleri konuşturarak hakikati sunuyor. Mesnevi’nin tam olarak bilmiyorum ama, 20’den fazla şerhi açıklaması var. Mesele onu güncelleştirerek okuyuculara anlaşılır bir şekilde aktarmaktır. Elbette ki bu basit bir iş değildir. Bin sene evvel yazılmış ve hala bizlere ışık tutacak, yolumuzu aydınlatacak, her asırda geçerli olacak olan ayet ve hadislere dayanmaktadır. O yüzden İslam itikadına, insanlığın hür iradesine, müsbet hukuk ve ahlak kurallarına dayalı olarak açıklamak elbette kolay iş değildir.
Yazıların içinde ismi geçen isimler, vakıalar, yer ve zamanlar hakkında açıklayıcı bilgileri aktarmak, onları araştırıp bilmek gerekmektedir. Bu bakımdan bu yazıların gelişigüzel yazılan yorumlar olmayıp, kapsamlı bilgiye ve deneyime dayalı, tecrübelerin size aktarılmasıdır. Mevlana hazretleri, olayları ve hikayeleri farisi beyitler (tamamı 25 bin beyit, 50 bin satırdır) şeklinde yazmıştır. Bu beyitler önce tercüme sonra şerh açıklamaları yapılmıştır. Bizim yaptığımız bunların neticeleri güncelleştirerek sizlere aktarmaktır. R.SAV. efendimizin her konuda olduğu gibi bu konularda da bize ışık tutan örnek sözleri vardır. “Kellimünnase ala kuduri ukulihim”. Yani, insanların akıllarını (bilgilerini-kültürlerini ve bulundukları ortamlarını göz önünde bulundurarak) onların anlayacağı şekilde konuşun” buyuruyor.
Şimdi konuya geçelim. (Mesnevi 9989-10249 beyitleri arası)
Hz. Davut AS. Zamanında bir talip (isteyen) avlanmaksızın av çalışmadan mal ve helal rızık istermiş. Bir gün bakmış ki, kapısında bir sığır bekliyor. Saf adam, Allah duamı kabul etti, rızkımı gönderdi demiş ve sığırı kesmiş. Bu rızık bana epeyi yeter, gerisine hak kerim demiş. Demiş ama, o sırada da sığırın sahibi kapıyı çalmış. Ey kardeş, şu biçimde, bu şekilde bir sığır kaybettim. Buralarda gördün mü deyince, sığırı kesen, ben rabbime dua ettim, bana bir sığır gönderdi ve ben de onu kestim. İşte şurada derisi bak deyince, o sığırın sahibi öfkelenip küplere biniyor. Benim ile eğleniyor musun, her kapıya gelen sığır senin nasibin mi olur, demiş.
SÜRECEK