Trabzon’da dayaktan yüzü, gözü kan çanağına dönmüş Temel kahveye girince, Dursun sorar, “Ula Temel ne oldi, seni kimler bu hale getirdi?” demiş. Temel, “Vallahi ben de anlamadım, birileri önümü kesti, ‘doğanın yengesini bozdun’ diyerek beni ölesiye dövdüler. Ne Doğan’ı tanırım, ne de yengesini” demiş.
Tabiatın doğal dengesi bozulduğu için mevsimler de şaştı.
Bu sene bahar gelmekte nazlanıyor ama Özgürlük parkında laleler bir ay erken açtı.
Yıllardır, Sadettin Kaynak’ın şu güzel Muhayyer Kürdi şarkısıyla baharı karşılarım.
Yine bahar oldu, coştu yüreğim
Akar boz bulanır selli dereler
Sıla derdi, vatan derdi, yâr derdi
İflâh etmez bu dert beni yâreler…
Hayâl oldu Âşık Emrâh hâlleri
Deyin yâre gözlemesin yolları
Herkesin sevdiği giyer alleri
Ko(y) benim sevdiğim giysin kareler… (Söz= Erzurum’lu Emrah)
Ardından Bedri Rahmi Eyüpoğlu üstadın şu güzel dizelerini okuyarak bahara övgü yaparım.
Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden
Rabbim ne güzel çıldırır.
Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak;
Sevincinden titreyerek.
Yılda bir kere kendini verir toprak
Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan
Rabbim ne güzel yarılır.
Biz de bir kere sevinebilseydik.
Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
Kim bilir belki bir gün sulh olunca
Biz de deliler gibi seviniriz,
Ağaçları ve baharı taklit ederiz
Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
Renkli ampuller asarız pencerelerden
Kim bilir belki bir gün sulh olunca
Biz de çatır çatır çatlarız bin bir yerimizden
Ağaçlar gibi…
Her gün gelen şehit haberleri yüreğimi yakar, memleketimin ve acılı anaların
dertleriyle dertlenirim. Orhan Veli üstadın “Anlatamıyorum” adlı şiiri aklıma gelir, çaresizliğime yanarak teselli bulmaya çalışırım.
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız, / Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz, / Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum… (Orhan Veli Kanık)

30 Mart 2016