YENİ YIL İŞTE…

Abone Ol

Yeni yıl dediğin biraz kandırmacadır.
Biraz da kendini kandırma hakkıdır insanın.

Yeni yıl,
“Bu kez olacak” diyebilmektir.
“Artık böyle gitmez” demektir…
“Buradan sonrasının değişeceğini” sanmaktır.

Sanırız…

Bir gecede,
Bir rakam değişince
Bir memleket değişir sanırız…

Bir yıl gider…
Öteki gelir…
Takvim yaprağı düşerken
dertler de düşer sanırız…

Oysa dertler,
takvime bakmaz.

Ama yine de…
Sanırız…

Başka çaremiz mi var?

Sanmak, bir çeşit direnme biçimidir aslında…
“Henüz pes etmedim” deme halidir.

Örneğin sanırız ki:
Bu yıl adalet biraz daha erken uyanacak…
Bu yıl maaş ay sonunu görecek…
Bu yıl pazar filesi dolacak…
Bu yıl çocuklar sabah tok uyanacak…
Bu yıl kimse “yarın bakarız” demeyecek…

Sanırız…

Sanırız ki
trafikte herkes sakin olacak,
ekmek kuyruğu kısalacak,
haber bültenleri güzel haberler verecek…

Sanırız ki
birileri utanmayı anımsayacak…
Birileri “yanlış yaptım” diyecek…

Sanırız ki
beton değil,
insan kazanacak bu kez…

Sanmak güzeldir…
Çünkü sanmayan,
ya kabullenmiştir
ya da yorulmuştur.

Biz yorulduk belki ama
henüz kabullenmedik.

O yüzden…
Bu gece sanıyoruz…

Saatler 00.00’ı vururken
havai fişekler gökyüzünü yırtarken
bir saniyeliğine de olsa
kendinize izin verin…

Sanın ki:
Bu ülke normalleşecek…
Bu yıl “alıştık artık” demeyeceğiz…
Bu kez gülmek lüks olmayacak…

Sanın ki
çocuklar büyüyünce
“keşke” değil
“iyi ki” diyecek…

Sanın ki
bir sabah
her şey değil belki ama
bir şeyler gerçekten düzelecek…

Çünkü insan,
en çok umudunu kaybedince yenilir.

Yeni yıl,
umudu yeniden cebine koyma gecesidir biraz da…

Bırakın dursun orada…
Lazım olacak.

2025 kalkıyor…
2026 geliyor…

Sadece bir rakam değişiyor belki…
Ama insan bazen
bir rakamla bile
ayağa kalkabilir.

Sanıyoruz bu gece…

İyi olacak…
İyi olacak…

Nice yıllara