Uzun bayram tatilinde internette Çorum Haber Gazetesi’nde
okuduğum iki haber, bir Çorum’lu kardeşiniz olarak beni çok sevindirdi.
1-Emniyet Müdürlüğü ile Jandarma Komutanlığı ekiplerinin son
yıllarda yaptığı başarılı çalışmalar sonucu, CNBC-e Business dergisinin
hazırladığı “yaşanabilirlik” araştırmasında, Türkiye’de suç oranının en düşük
olduğu ilin Çorum çıkması çok sevindirici. Bu vesileyle, başta Çorum Valisi
olmak üzere, Çorum ve kazaları Emniyet Müdürlerini ve Jandarma Teşkilatını canı
gönülden kutluyorum.
Şimdi Çorum için yazdığım bir dörtlüğün zamanıdır.
Çorum’un suyu, toprağı insanlık ovasıdır.
Çorum’un okulları ilim, irfan yuvasıdır.
Bağrından yetişenler destan olmuş cihana,
Onur, erdem, fazilet Çorum’un mayasıdır…(Mehmet Özata)
Asırlarca, Çorum’lular olarak müthiş bir Hitit hazinenin
üzerinde oturduğumuzu sayın Valimiz Nurullah Çakır fark ettirdi. 13-14-15 Mayıs
tarihlerinde Çorum’da yapılan “Güneş Kursu İzinde Hitit Yolu “ etkinliklerine
katıldım. 18 Mayıs tarihli Çorum Haber gazetesinde “Hitit’lerle Çorum’luların
İlk Turizm Anlaşması” başlıklı yazımda,
Zamanda yolculukta Hattuşa’ya uğradık,
Güneş Kursu izinde Hitit’leri aradık,
Yüzlerce sıra dışı çok güzel insanlarla,
Yeraltına inerek, Hitit’lerle yaşadık… dörtlüğümle bu tarihi
anı dile getirmiştim.
Aşağıdaki haber, Hitit-Çorum buluşmasının tarihi
gelişmesinde alınan mesafeyi gösteriyor.
2- Dünyada ilk defa Çorum'un ev sahipliğinde
gerçekleştirilen ve Polonya’da bugün başlayacak 8. Uluslararası Hititoloji
Kongresi’ne Türkiye'den 17 bilim adamı ile birlikte Vali Nurullah Çakır, Hitit
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Hitit Uygarlığı Uygulama ve
Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Ünal ve öğretim görevlileri de
katılıyor.
“Koşan ahlak” olarak yorumladığım sporda yaşanan olaylar
içimi acıttı. Özellikle, Futbol Federasyonumuzun ülkemize yaşattığı acizlik beni
çok utandırdı.
Eyyamcı Federasyon hukuku sulandırıyor,
El âlemi kör zannedip, herkesi kandırıyor,
On yedi kulüp başkanı para para dedikçe,
Ahlâkın ötelenmesi insanı utandırıyor… (Mehmet Özata)
Sen görevini yapmazsan, elin adamı yapar.
Seni çiğner geçer, kararı da yüzüne çarpar.
Şark kurnazlığıyla eyyama devam edersen,
Âleme ibret için seni Avrupa’dan atar… (Mehmet Özata)
Sıra Allah korkusunun Allah aşkına dönüştüğü tasavvuf
dörtlüklerinde…
Dostlarla zaman ötesi bir iklimde buluştuk,
Hal hatır sorduk, gönül dilleriyle konuştuk,
Varlığımızdan soyunup vahdet yoluna girdik,
Hidayette sema yaparak ervaha kavuştuk.. (Mehmet Özata)
Sultan Divâni’nin çok sevdiğim şu Vahdeti vücut rubaisi beni halden hale
sokar…
Ben bilmez idim, gizli, ayân hep sen imişsin.
Canlarda vü tenlerde nihân, hep sen imişsin.
Senden bu cihân içre nişân ister idim ben,
Âhir bunu bilir mi ki, cihân hep sen imişsin…(Sultan Divani)