“YAN GEL YAT” EKONOMİSİ

Abone Ol

Çalışan, mal ya da hizmet üretimi için çırpınan, istihdam yaratan ise, binbir sıkıntıya maruz kalıyor. Günümüz koşullarında, kendisini “risk de bir yana” ateşin içine atmış oluyor. Ekonominin gelgitleri karşısında, fırtınaya kapılmış gemi misali sallanması bir yana, yalnızca “ekmek verdiği” işçilerden kaynaklanan sorunları, psikolojisinin bozulmasına, hayata kahreder hale gelmesine yetiyor.
Bunca özverinin karşılığında, elbette para da kazanılıyor, elbette işletme de, kişisel servet de büyüyor, ama son zamanlarda “reel sektör” sürdürülebilirlik adına hızla kan kaybetmeye başladı. Konjonktürel olarak, genel ülke ekonomisi “buhran” yaşıyor. Bozulan dış ilişkilerden içerideki karışıklıklara kadar, yaşanan tüm olumsuz faktörler, ekonomiye ağır faturalar çıkarıyor.
Ticaret, sanayi ve hizmet sektörlerinde, kâr marjları son derece düştü. Yüzde 3 kârlılık, büyük başarı sayılıyor. Zarar etmeden yüzde 1-2 kâr eden, kendisini şanslı sayıyor. Buna karşılık, iyi kira geliri getiren bir mülk satın alan veya parasını faize yatıran “yan gelip yatıyor”. Hiçbir risk almadan, elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan “paşalar gibi” yaşıyor.
Çorum’da, bankalarda yatan mevduatın ciddi miktarlara ulaştığı söyleniyor. Demek ki, Çorumlu’nun paraları yatırıma, üretime, istihdama hizmet etmiyor, bankada “sahibine hizmet üretiyor”. Tasarruf sahibi, kolay yoldan para kazanıyor. Çorum ekonomisi de, günden güne kötüye gidiyor.
Bu gidiş iyi bir gidiş değil. “Aman ne olur ne olmaz” diye nakdin üzerine yatıp ihtiyaçları ertelemek, Çorum ekonomisini “çöküntüye” sürüklüyor. Yakın geçmişte yaşanan son krizde, TOBB’un öncülüğünde “al-ver, ekonomiye can ver” sloganıyla piyasaları canlandırma kampanyası başlatılmıştı. Şimdi de böylesine bir canlanmaya, canlandırmaya, daha doğrusu “aynı gemide yaşıyor olma bilincini yerleştirmeye” ihtiyaç var.