"TÜRK, KÜRT, ARAP"

Abone Ol

Hititlerden bu yana çok dilli, bin tanrılı bu topraklarda Ay dolandı, Gün döndü, geldik bugüne.

Ay'ın dolanması, Gün'ün dönmesi kadar kolay olmadı bugünlere gelişimiz.

Türkiye'de nüfusun ortalama 60 milyonundan fazlası tartışmalı da olsa, Türk olarak görülüyor.

Yine sayısı kesin olmamakla birlikte 15 milyon Kürt, 5 milyon Roman olduğu söyleniyor. Son yirmi yıldır Türkiye'ye giriş yapan kaç milyon Arap'a vatandaşlık verildiğini ise bilemiyoruz.

Türkiye'de Türkler dışında, oldukları söylenen belli başlı etnik grupları alfabetik olarak şöyle sıralayabiliriz; Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Çerkezler, Ermeniler, Gürcüler, Hemşinliler, Kürtler, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, Süryaniler, Yahudiler, Zazalar...

Bu çeşitlilik Tarih'in bize bıraktığı bir mirastır. Her birinin kendilerine özgü türküleri, oyunları, yemekleri vardır. Siyasetin işi ise bu değerlerin özgürce yaşamalarını kolaylaştırmaktır.

En yetkili ağızlarda bile tekerleme gibi aynı söylem; "Türk, Kürt, Arap."

Üçüncü sırada Arap!

Kurtuluş yıllarıydı.

"O gece siperde hiç uyumadılar...

Düşmanın yaktığı ateş uzaktan görünüyordu.... Günlerdir yemek yememişlerdi, taş kesilmiş yarım ekmeklerini suya koyup yumuşamasını beklediler, ikiye bölüp yediler...

Sabah ortalık aydınlanırken, Büyük Taarruz' la ateşe döndü Afyon tarafı...

Akşama doğru ikisinin göğüslerinden vurulmuş bedenini buldular yan yana... Çantalarında ıslanmış ama yumuşamamış kuru ekmekleri vardı...

Git bak, mezarları oradadır...

Birisi Türk, öbürü Kürt'tü..." (Bekir Coşkun'un bir yazısından)

Geldik bugüne.

Ankara'da semt pazarlarında görürsünüz. O ilkel tezgahlarda marul, maydanoz, tere; domates, biber, patlıcan; elma, ayva, nar... Tezgahlarının başında pazarcılar; birisi Türk, öbürü Kürt...

Türk, Kürt Kurtuluş Savaşı'nda cephede; Türk, Kürt semt pazarlarında yan yana tezgahlarının başında.

Romanlar derseniz, on parmaklarında on marifet!

Sulak alanların balıkçıl kuşları. İçimizi ısıtan, gözümüzü ışıtan Ağustos böcekleri!

Lazlar mı?

Cumhuriyet'in o yoksulluk yıllarında Kaçkarların karlı yüzünden Anadolu'ya dağılan yoksulluk. Eşeğinin üstünde heybe; heybenin bir gözünde keser, testere; diğer gözünde din kitapları. Geldiği köyde usta yoksa, usta olan; din adamı yoksa, imam duran. Şimdilerde yurdumuzun başarılı müteahhitleri, siyaset insanları.

Çerkezler!

Taş temel, kerpiç duvar Hitit evlerinde kağnısı, öküzü, eşeği; tarım yapan, hayvancılıkla uğraşan Anadolu insanının arasına karışan rüzgar kanatlı atlılar.

İyi de

Arap nerede?