“Türk Arkeolojisinin temelleri Atatürk tarafından Alacahöyük kazısı ile atıldı”

Abone Ol

*** Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Yapı Kredi Kültür Sanat’ın işbirliği ile açılan “Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alacahöyük” Sergisi, kültür dünyamızda ve özellikle arkeoloji alanında büyük ses getirdi. 

*** “Tarih hazinelerine sahip” Hitit uygarlığının başkenti Çorum’un bu önemli etkinliğe kayıtsız kalması elbette düşünülemezdi. O yüzden,  Serginin Küratörü Nihat Tekdemir’le ÇORUM HABER adına bir söyleşi yaptık.

·       Böyle bir sergi düşüncesi nasıl oluştu?

·      Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alacahöyük sergisi düşüncesi Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Yapı Kredi Kültür Sanat’ın uzun yıllara dayanan işbirliğinin ve hayata geçirdiği ortak arkeoloji sergilerinin sonucunda karşılıklı olarak İstanbul’da Cumhuriyetimizin 100. yılına özel bir arkeoloji sergisi açma isteklerinin sonucunda ortaya çıktı.

2022 yılının başlarında Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün yetkilileriyle Cumhuriyetimizin 100. yılına özel ortak bir sergi düşüncemizi karşılıklı görüşürken Cumhuriyet’in kültür, sanat ve arkeoloji tarihini en iyi yansıtacak fikrin Alacahöyük olacağı kısa sürede kesinlik kazandı. Türk arkeolojisinin geldiği ileri düzeyin temelleri Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk arkeologlarca kazı yapılması direktifi ve teşvikiyle atılmış, bu konudaki ilk somut ve bilimsel çalışma Alacahöyük kazıları olmuştur. Kısacası günümüz modern Türk arkeolojisinin temelleri 1935 yılında Atatürk’ün direktifiyle başlatılan Alacahöyük kazılarında atılmıştır.

·      Serginin düzenlenme amacı nedir?

·      Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alacahöyük sergisininin en önemli amacı Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet kadrolarının bilinen yetkinliklerinin dışında, dönemin şartları için son derece spesifik sayılabilecek arkeoloji, antropoloji ve tarih araştırmaları gibi alanlarda dahi ne kadar yetkin, bilgili ve vizyoner olduklarını orijinal arkeolojik eserler, belgeler ve fotoğraflar eşliğinde topluma sunulmasıdır

Atatürk’ün direktifiyle ve kişisel bütçesinden sağladığı kaynakla başlatılan Alacahöyük kazılarında keşfedilen kral mezarları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Anadolu’daki en önemli arkeolojik keşif, Alacahöyük kazıları ise Türk arkeologlar tarafından yürütülen ve uluslararası düzeyde yankı uyandıran, en kapsamlı ve prestijli arkeoloji projesiydi.

1936 yılında Alacahöyük kazısını ziyaret eden, açığa çıkarılan eserleri inceleyen ve kazı teknikleri hakkında bilgi alan Chicago Üniversitesi profesörlerinden Albert T. Olmstead Alacahöyük’ü “tarihin yeni meşalesi” olarak tanımlamıştı. Bu tanım Atatürk’ün hayalini kurduğu, her alanda gelişmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin henüz ilk yıllarında Batı toplumlarında uyandırdığı ilginin ve hayranlığın tarih ve arkeoloji alanındaki bir tezahürü olmalıdır.

Serginin bir diğer amacı ise Anadolu kültür mirasının yurt içi ve yurt dışında geniş kitlelere tanıtmak ve toplumda kültürel miras farkındalığı yaratmak.

·      Hedeflediğiniz amaca ulaşabildiniz mi?

·      Bunu ümit ediyoruz. Zira sergiyi her yaştan ve her kesimden insan ziyaret ediyor. Atatürk’ün az bilinen yönlerini sergide öğreniyorlar. Tarihi eserler hususunda bilinçleniyorlar. Sergi sonunda ulaştığımız insan sayısı da artacağı için daha fazla insana kültür ve tarihi eser bilinci aşılamış olacağız.

                                                       

·      Böyle bir serginin başka iller veya yurt dışında düzenlenme düşüncesi var mı?

·      Bu konu tamamen serginin ana ortağı ve destekçisi Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün inisiyatifinde. Böyle kapsamlı hazırlanmış bir serginin başka illerde ve ülkelerde de açılarak Anadolu kültür mirasının yurtiçi ve yurtdışında tanıtılması faydalı olur elbette.

·      Bu sergiyi kaç kişi gezdi? Ziyaretçi sayısı hakkındaki düşünceleriniz nedir?

·      Açıldığı günden itibaren 50 bine yakın fiziki ziyaretçimiz oldu. Sergiyi ziyaret edenler çevrelerine sergiyi bahsettikçe her geçen gün günlük ziyaretçi ortalamamız artıyor. Ziyaretçi sayılarımız yukarı yönlü bir ivme kazandı. 21 Nisan’a kadar bu sayısının katlanarak artacağını tahmin ediyoruz.

·      Yazılmasını istediğiniz bir şey varsa ve bunu belirtirseniz memnun olurum

·      Serginin küratöryel konseptinden bahsetmek yerinde olur.

 Sergi konsepti üç ana bölüm üzerine kurgulandı.

Birinci bölüm Mustafa Kemal Atatürk’ün doğrudan dahli ve yönlendirmeleriyle başlatılan Cumhuriyet Dönemi Türk Arkeolojisinin ortaya çıkışı, gelişimi ve sonuçlarını içeriyor. Bu bölümün girişinde ziyaretçileri Atatürk’ün isteğiyle satın alınan ve Alacahöyük kazılarının ilk yıllarında kullanılan bir dekovil (vagon) karşılıyor.  Ayrıca Yapı Kredi Müzesi sikke teşhirine yerleştirilen sikkenin atası sayılan Alacahöyük buluntusu bronz bir ingot (külçe) da bu bölümle ilişkili olarak sergileniyor.

Bölümün devamında Cumhuriyet Dönemi Türk arkeolojisinin gelişimi, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Anadolu’da ve Trakya’da yürütülen arkeoloji araştırmaları, Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan, Vize Tümülüsleri gibi Erken Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan kazılarda açığa çıkarılan arkeolojik eserler Atatürk’ün kazı ve ören yerlerine yaptığı ziyaretlerin görüntüleri eşliğinde sunuluyor.

İkinci bölüm Alacahöyük yerleşiminin yaklaşık 6 binyıllık kültür katmanlarını ve Hatti dünyasının ortak yaşamına değiniyor. Çorum/Alacahöyük yerleşiminin kültür katmanlarıyla Kızılırmak Kavsi içindeki Hatti dünyasının etkileyici ortak kültürü, halk ve yönetici sınıfın yaşamı, Hatti prens ve prenseslerin öteki dünya inançları, ölü gömme gelenekleri, Hattilerin üslup ve estetik açıdan son derece gelişkin ve eşsiz mezar hediyeleri sergiye özel oluşturulan halk ve krali mezar modelleri etrafında sunuluyor.

Üçüncü bölüm ise Hattilerden sonra Anadolu’da yaşayan Hititlerin tanrısal dünyasına ve gündelik hayatına tematik alt bölümler halinde yoğunlaşıyor. Ziyaretçileri Hititlerin Güneş Tanrıçası Arinna’nın karşıladığı bu bölümde Hititlerin Alacahöyük anıtsal mimarisinde ve heykeltıraşlığında ulaştıkları sanat düzeyi, doğal çevreyle kurulan bağ, dinsel, gündelik ve sosyal yaşama dair buluntular tematik bölümler halinde aktarılıyor. Bu katta ayrıca insanlığın yaklaşık 6000 yıldır süregelen konut mimarisi ve gündelik eşya kullanımına dair alışkanlıklarını karşılaştırıyor, Anadolu’nun çağlar boyunca devam eden kültürel sürekliliğin somut izleri sergiye özel inşa edilen taş temelli kerpiç bir köy evi rekonstrüksiyonu içinde Aşık Veysel türküsü eşliğinde vurgulanıyor. Alacahöyük ve çevresinde farklı çağlarda yaşamış insanların geleneklerinin, kullandıkları kimi gündelik eşyaların, müzik aletlerinin, süs eşyalarının ve hatta yaşadıkları ev modellerinin aradan binlerce yıl geçmesine rağmen varlıklarını günümüze kadar sürdürdükleri görülüyor. Serginin bu son bölümünde; ip eğirmek için kullanılan gümüş bir Hatti kirmeni Erken Cumhuriyet Dönemi’nde kullanılan ahşap bir kirmenle buluşuyor. Ekin biçmede kullanılan bir Hitit orağı yaklaşık 3500 yıl sonra günümüz Alacahöyüklülerinin kullandıkları bir başka orakla kavuşuyor. Alacahöyük Hitit ortostatlarına resmedilen bir saz binlerce yıl sonra aynı köyün türkülerine eşlik eden bir başka sazda vücut buluyor. Ve bunların hepsi Anadolu insanının günümüzden yaklaşık 6 bin yıl önce inşa ettiği, mimari geleneğini günümüze kadar ulaştırmayı başardığı taş temelli, kerpiç bir köy evinin içinde gerçekleşiyor.,