Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı Tuba Üreyen, Yusuf Tekin döneminde Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimciyi koruyan değil, cezalandıran bir kuruma dönüştüğünü belirtti.
Eğitim-İş Çorum Şubesi, sendikanın hazırladığı 2024-2025 eğitim-öğretim yılına dair yılsonu değerlendirme raporunu, yaşanan sorunlara dikkat çeken “Tekinsiz Eğitim, Tekinsiz Gelecek” sergisiyle birlikte Kadeş Barış Meydanı’nda kamuoyuyla paylaştı. Sergide eğitim alanında yaşanan sorunlar fotoğraflarla ortaya konuldu.
Basın açıklamasına; Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Uğur Demirer, CHP Belediye Meclis Üyesi Arslan Kaya ile sendika yönetimi destek verdi.
Basın açıklamasını okuyan Eğitim-İş Şube Başkanı Tuba Üreyen, Bakan Tekin’e seslenerek, “Bugün burada açtığımız sergi, tekinsiz yılı belgelemek için hazırlandı. Adını da buradan aldı: “Tekinsiz” kelimesi Türkçede; güvensiz, huzursuzluk veren, karanlık bir tehdit taşıyan anlamlarına gelir. Ne yazık ki, bu yıl boyunca eğitim sistemimizin tam da bu kavramla tanımlanabilecek bir hale geldiğine tanıklık ettik.
Bu sergi; bir dönemin utanç albümüdür. Bu albümün her sayfasında sizin imzanız var. Çünkü bu tablo, sizin bakanlığınızda ve AKP’nin siyasi hesaplarıyla şekillendi. Ama biz buradayız. Bu enkazı görüyoruz. Hesabını tutuyoruz. Ve bu tekinsizliğe teslim olmayacağız! Sizin yarattığınız karanlığa karşı; Eğitim-İş’in aydınlık mücadelesi büyüyerek sürecek. Laik, bilimsel, kamusal eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkenin çocukları korkuyla değil umutla büyümeyi hak ediyor. Hurafeyle dogma ile değil, bilimle büyümeyi hak ediyor. Açlıkla yoksullukla değil, ülkesinin sunduğu refahla, nitelikli eğitimle büyümeyi hak ediyor. Bu “eser” sizin olabilir. Ama bu ülkenin geleceği size bırakılmayacak!” dedi.
Eğitim-öğretim yılının çözülmemiş sorunlar, derinleşmiş eşitsizlikler ve görmezden gelinen adaletsizlikler bıraktığını ifade eden Tuba Üreyen eğitimdeki adaletsizliğe, gericileşmeye ve piyasacı politikalara karşı yine hep birlikte ses çıkardıklarını da söyledi.
Bu dönemde tekinsiz okullar, depreme dayanıksız ve temizlenmeyen binaları, ısınmayan sınıfları, güvensiz bahçeleriyle öğrencilerin değil, sorunların korunduğu binaları gördüklerini, Tekinsiz bir eğitim düzeni izlediklerini, ideolojik dayatmalarla bilimden uzaklaşan, pedagojiyi dışlayan, eşitsizlikleri derinleştiren, çocukları tarikat ve cemaatlerin ya da sermayenin kucağına iten, sınavlarla boğan; ama onların duygularını, hayallerini yok sayan bir sisteme şahit olduklarını da belirten Eğitim-İş Şube Başkanı Üreyen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ve artık hep birlikte tekinsiz bir geleceğe bakıyoruz. Eğitimden umudunu kesmiş çocuklar, mesleğini yapamayan öğretmenler, adaletsizliğe teslim olmuş aileler. Bu fotoğraflar, bu görüntüler birer sanat eseri değil. Bunlar, bir bakanlığın, bir dönemin, bir ideolojinin tanıklıklarıdır. Ve bu yüzden her karede bir imza var: Bu serginin “eser sahibi” sizsiniz Sayın Yusuf Tekin!”
Üreyen, geride bırakılan eğitim-öğretim yılında okulların temizlenmediğini, güvenliğin sağlanamadığını, yaklaşık 1.5 milyon çocuğun eğitim dışında kalarak sermayenin kucağına itildiğini, derslik açığı, ikili eğitim ve taşımalı eğitim felaketinin devam ettiğini, bir öğün ücretsiz yemek sözünün tutulmadığını, eğitimin piyasalaşması ile özel okulların sayısının patladığını, MESEM’lerin çocuk emeği sömürüsüne dönüştüğünü, dinselleşmenin kurumsallaşarak laikliğin tahrip edildiğini, Maarif müfredatının ideolojik bir dayatma olduğunu, bütçe yetersizliği yüzünden yeni yatırım yapılamadığını, öğretmenlerin yoksullukla sınıflara girmek zorunda kaldığını, keyfi mülakatlarla yapılan atamaların yetersiz olduğunu, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile kurumların dışlandığını, özel okul öğretmenlerinin patronların insafına terk edildiğini, deprem bölgesinde halen eğitimin konteynerlerde yapıldığını, yeni 12 yıllık zorunlu eğitimin ‘okumasınlar, çalışsınlar’ planı ile hedef alındığını, öğretmene sürgün, hukuksuzluğa kurumsallığın Tekin dönemi adaletsizliklerinden olduğunu sözlerine ekledi.