RUBAİLER VE DÖRTLÜKLER

Abone Ol

Ey kör, bu gök, bu yer, bu yıldızlar, boştur boş,

Bırak onu bunu da, gönlünü hoş tut, hoş,

Her gün yeniden kurulup dağılan bu evrende,

Bir nefestir alacağın, o da boştur boş… (Ömer Hayyam)

 

Bir merhaleden güneşle derya görünür,

Bir merhaleden her iki dünya görünür,

Son merhale bir fasl-ı hazandır ki, sürer,

Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür…(Yahya Kemal Beyatlı)

 

İlâhimle Mevlana’yı döndürdüm,

Yunus’umla öfkeleri dindirdim,

Günahımla çok ocaklar söndürdüm,

Mevla’danım, hayır benim, şer benim…(Cemal Sâfi)

 

Ağlayarak gelmişim gülerek gitmeliyim,

Kâinatın dünyanın sırrına ermeliyim,

Bir ömür yetmez bana, bin ömürdür dileğim,

Gittikçe gelmeliyim, geldikçe gitmeliyim…(Mehmet Özata) ..

 

Her şey kanar, tek balık kanmaz sudan,

Gün uzar eğer rızkın bulmazsa can.

Olgun adamın halinde anlar mı ki, ham?

Söz uzar, kesmek gerektir vesselam…(Mevlana)

 

Veren de O, alan da O, senden ne gidecek?

Telaşını görenler can senin zannedecek,

Ademoğlu âleme üryan gelir, üryan gider,

Nale-vü efgânla, giryan gelir, giryan gider..(13.y.y Aşki)

 

Tanrım nasıl yarattın bunca insanı tip, tip?

Uslarında nasıl fark yarattın ey yüce sahip?

Hikmetinden sual olmaz, ama neydi muradın?

Hepsi başka bir âlem, hepsi başka bir garip…(Mehmet Özata)

 

Beni özene bezene yaratan kim, sen,

Ne yapacağımı da yazmışsın önceden,

Öyleyse günahı da işleten sensin bana,

O halde nedir bu cennet cehennem… (Ömer Hayyam)

 

Ger (eğer) aslımı sorarsan ben bir niyazım,

Basir ilmi denen yerden gelirim,

Bir katre idim, şimdi han oldum, (Katre=Damla, Han= Okyanus)

Gökteki kandilden, nurdan gelirim…(Seyyit Nesimi)

 

Aslıma karışıp toprak olunca,

Çiçek olur mezarımı süslerim,

Dağlar yeşil giyer bulutlar ağlar,

Gökyüzünde dalgalanır seslerim…(Aşık Veysel)

 

Ben bir dağ yeliyim, kuşkulu korkak,

Sen ölümsüz ikili tohum, toprak,

Bulut, bulut kaçmak isterken sizden,

Yağmur, yağmur geri döndüm ağlayarak…(Fikret Sezgin)